Türk musiki hayatının kadife sesli, şehirli, beyefendi ismi Özdemir Erdoğan‘ın hemen her şarkısını severek dinlemişimdir. Gazete köşemizde, sosyal medya hesaplarımızda okuduğumuz kitapları paylaştığımız dostlarımız olduğu gibi dinlediğimiz, rastladığımız güzel şarkıları ve müzikleri paylaştığımız arkadaşlarımız da var.
Musikisiz hayat ancak “mayat” ve “bayat” olur.
Birkaç ay evvel bir arkadaşımın paylaşımıyla tanıştığım bu şarkı bana hayal meyal, rüya ve masal vakitlerini, unuttuğum yılları hatırlattı. Zaman koridorundan geriye doğru hızlı bir geri gidiş… 1970’lerde radyodan veya televizyondan küpe kalmış olmalı kulağıma… Muhakkak radyo günlerinin çocuk ruhumuzu terbiye ettiği vakitlerden…
Nostalji güzel bir duygudur…
Güzel Türkçemizin latif sesi Özdemir Erdoğan denince aklıma ilk “Gurbet” şarkısı gelir:
*
Kime desem derdimi ben bulutlar
Bizi dost bildiklerimiz vurdular
Bir de gurbet yarası var hepsinden derin
Söyleyin memleketten bir haber mi var?
Yoksa yârin gözyaşları mı bu yağmurlar?
*
İçerim yanıyor yar yar
Yaram pek derin
Bana nazlı yardan aman
Bir haber verin
*
Erdoğan’ın 1972’de piyasaya çıkan 45’lik plakında yer alan bu şarkı Kemal Sunal’ın başrol oynadığı 1978 yapımı “Çöpçüler Kralı” filminin de müziği olmuştu. Bu şarkının ruhumuza işlenmesi belki de bu filmdendir.
Sonra “İkinci Bahar, Sevdim Seni Bir Kere, Bana Ellerini Ver, Baharda Kuşlar Gibi…” Bir de Sezen Aksu ile söyledikleri “Küçük Bir Aşk Masalı” şarkısı… Bu şarkı 1985 Eurovision Türkiye elemelerine katılmıştı; ama ilk üçe girememişti.
Özdemir Erdoğan’a çocuk kalbim ısınmıştı. Hatta modern müzikle ve bu dünyayla pek işi olmayan rahmetli annemin Özdemir Erdoğan’ı televizyonda gördüğünde “Bu adam iyi bir adama benziyor!” dediğini hatırlarım. Annemin hissiyatı benim için ciddi bir referanstır. O mütevazı hissiyatın hakikate açılan kapı olduğuna çok kere şahit olmuşumdur.
Sahnede veya ekranda doğal, münevver, mütebessim ve mütevazı duruşu, düzgün Türkçesi, gönle ve insan sevgisine vurgu yapması ve Anadolu insanına ve değerlerine gösterdiği saygı Özdemir Erdoğan’ın millî bir şahsiyet olduğunu hissettiriyordu bize. Müzik dünyasındaki masonik yapıya ve Fetöye karşı aldığı tavır onu sektörde yalnızlaştırdı, belki ekranlardan uzak tutarak cezalandırdı ama o duruşundan asla taviz vermedi, Anadolu yüreğinin saflığını, ruhunun yüceliğini ve irfanını şarkılarına işlemeye devam etti.
2017’de Akşam gazetesinden Tuğba Kalçık’a konuşan Özdemir Erdoğan’ın sözleri, annemin hislerini haklı çıkarıyordu:
“Bu yüzden 1980’lerin sonuna doğru masonların gücüne ihtiyacım yok diyerek masonluktan ayrıldım. Çünkü benim inancıma göre sanatçının bir yere mensubiyeti olmamalı. Ayrıldığım için konserlerim iptal edildi, zorluklarla karşılaştım ama iyi ki de ayrılmışım… Aradan 40 yıl geçti. Müzik dünyasında hâlâ etkililer. Sadece müzik dünyası değil, medyanın da bir kısmı emperyalist güçlerin etkisi altında. Bu medya çeşitli biçimlerde rol modeller üreterek bizi Batı kültürüne özendirmeye çalıştı yıllarca. Emperyalist güçlerin yanında duran medya, Ajda Pekkan’ı yıllarca kadın modeli olarak sundu. Batı kültürü bize bu rol modeller üzerinden empoze edilmek istendi. Adam olmak istiyorsan Batılı olmak zorundasın algısı yaratılmaya çalışıldı.”
Özdemir Erdoğan Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve caz müziğini ustaca harmanladı. 60 yılı aşan sanat kariyerinde sayısız unutulmaz esere imza atan Erdoğan, özellikle romantik şarkıları ve duygusal besteleri ile milyonlarca müzikseverin gönlünde taht kurdu.
Duru bir Türkçeyle yazılmış “Aç Kapıyı Gir İçeri“yi Erdoğan 1974’te besteleyip söylemiş. 2016’dan sonra birçok sanatçı bu şarkıyı söylemiş. Sanırım bir dizide bu şarkı işlenince yaklaşık 40 yıl sonra yeniden hatırlanmış.
Modern müzik dünyasının çığırtkan, ahlâka mugayir sözlerden oluşan ve ses gürültüsünden ibaret şarkılarının aksine asil duygunun, aşkın ve duru sesin öne çıktığı, sözleri ve güzel Türkçesiyle bu şarkının çok seneler evvelinden şuuraltımda bir tahta kurulduğunu bu yıl fark ettim. (Şuuraltını bir arkeolog titizliğiyle kazımayı severim.)
Sözleri ve müziğiyle şimdi biraz çocuksu gelse de özgeçmişimizde ve uzun hikâyemizde yer edinmiş bir şarkı olduğu kesin. Belki de şarkının taşıdığı saflıktan, berraklıktan… Bir de 1970’lerdeki birçok şarkı çocuksu bir ritimdeydi. Bir müsamerede kolayca söylenebilecek türden. Çok kişi söylemiş, evet. Özdemir ustadan sonra en beğendiğim ses 2021’de bu şarkıyı youtubede paylaşan Ece Pekkıyıcı oldu.
Söz – Müzik: Özdemir Erdoğan
*
Bugünlerde bir şeyler oluyor bana, acep neden?
Yalnızlık geçiyor gönlümdeki ıslak caddelerden
Bakarsan buğulu penceremden
Dünyam kapkaranlık, neden bilsen
*
Aç kapıyı gir içeri, gönlüm bekliyor seni
Bana ne şu yalan dünyadan yanımda sen olmazsan
Gözlerim kapanmaz seni sinemde uyutmazsam
“Sevmeyince hayat bomboş.” dedin
Yaşamayı bana sen öğrettin
Aç kapıyı gir içeri, gönlüm bekliyor seni

YORUMLAR