(Soru Sorma Sanatı)

  • 'Güzel sual sormak, ilmin yarısıdır.' 
  • 'Bilgece bir cevap istiyorsan akıllıca soru sormalısın.' 
  • 'Soru sormak öyle zannedildiği kadar kolay değildir.' 

Gönülleri fetheden yukarıdaki hadis ve onu destekleyen sözler, soru sormanın kolay olmadığını ortaya koymaktadır. Bu yüzden soru sormak önemli bir beceridir. Bu beceriye sahip olmak her işte olduğu gibi emek, birikim, mücadele ister. Doğru soruların nasıl sorulacağını, bunun neden kritik bir beceri olduğunu basitçe izah etmeye çalışacağız. 

Zira 'Basitçe açıklayamazsan yeterince iyi anlayamamışsındır.' diyor bir bilim insanı. Daha fazla ve daha iyi, daha kapsayıcı, içinde empati barındıran, tecrübe kokan sorular sormak da dahil olmak üzere bu yeteneği geliştirmenin yollarını hep birlikte aramalıyız. Çaktığımız zaman ilk kıvılcımı oluşturan bir çakmakla nasıl büyük ve etkileyici işlere imza atıyorsak sorduğumuz sorular da bu kıvamda ve kalitede olmalı. 

`height=

Yazımızın devamında özel okul öğretmenlerinin çalışma şartlarını, özlük haklarını, mali durumlarını, kişisel gelişimlerini iyileştirmek için olumsuzlukları sıralamak yerine  

  • 'Nasıl düzeltebiliriz? 
  • Birlikte neler yapabiliriz? 
  • Bu içinde bulunduğumuz ve asla tasvip etmediğimiz durumlardan nasıl kurtuluruz? 
  • Kelebek etkisini nasıl oluştururuz? 
  • Çözüm odaklı soruları nasıl çoğaltabiliriz?
  • ; gibi etkili sorulara cevap aramaya gayret edeceğiz.

Gerçekten de soru sormanın kritik bir beceri olduğunu, soruların nasıl keskinleştirileceğini, anlayışlı sorular sorma sanatının hangi güzellikleri ortaya çıkaracağını hiçbilemezsiniz.

Sorulmaması gereken şu sorularla başlayalım.

  • Öğretmenler neden mutsuz? 
  • Öğretmenler niçin bu kadar düşük ücretlerle çalıştırılıyor?
  • Hiçbir şey olamazsan öğretmen ol sözü neden yaygın olarak kullanılıyor? 
  • Öğretmenin işine neden herkes karışıyor?
  • Özel okul öğretmenleri neden kırk saat derse giriyor?
  • Özel okul öğretmenleri gerçekten sahipsiz mi?

Bütün bu sorular yanlış soruydu ve öğretmenliğin bitişine, değersizleşmesine mal oldu ve olmaya devam ediyor. Daha iyi bir soru belki şöyle olabilirdi: 

 

  • Öğretmenlerimizi, gelecek yıllarda bugünden yapacağımız hangi planlarla nasıl mutlu ederiz?
  • Öğretmenler için tüm maddi kaygılardan uzak bir çalışma ortamını nasıl oluştururuz?
  • En yüksek maaşı öğretmenlerin alması için neler yapılabilir?
  • 'Keşke biz de bir öğretmen olsaydık' ya da 'Keşke öğretmenler gibi saygı görseydik.' cümlelerini nasıl yaygınlaştırabiliriz?
  • 'Öğretmenin işine saygı duyulur, onlar ne yaptığını bilir.' O halde her önüne gelen öğretmene eğitim dersi vermemeli cümlelerini yayınlaştırabilir miyiz?
  • Özel okul öğretmenleri de MEB öğretmeniyle aynı adalet çeşmesinden beslense nasıl olur ve bunu nasıl başarırız?
  • Özel okul öğretmenlerinin haklarını, çalışma şartlarını en iyi seviyeye nasıl taşırız?
  • Her öğretmenimize kendi branşıyla ve eğitimle ilgili makale, kitap vb. çıkarması için ekstra hangi destekler ve çalışmalar yapılabilir?
  • Okumak istediği kitabı alabilmesi için her ay kitap parası veya kitapkart gibi bir uygulama yapılabilir mi?
  • Ders dışı etkinlikler için (okul dışında futbol, gezi, birlikte yemek, piknik, kitapcafe buluşmaları, yazarlık etkinlikleri, yarışmalar vb.)  öğretmenlerimize madden, manen nasıl destek verebiliriz?
  • Öğretmenlerle ilgili 'alınacak kararlar, çıkarılacak kanunlar, öğretmenlere verilecek görevler vb.' ile ilgili öğretmenlerin hemen hemen tamamının kararını yansıtabilecek sistem ve uygulamaları nasıl geliştirebiliriz?
  • Her yılın sonunda 'eğitim, ders, idare, okul, kitap vb.' konularıyla ilgili duygu ve düşüncelerin konuşulup karara bağlanabileceği ve hızlıca çözüm önerilerinin sunulup uygulamaya geçebileceği bir ekosistemi nasıl oluşturabiliriz?
  • Öğretmenler için 'Bana Çözümle Gel' isimli bir site oluşturulabilir mi?

(Ancak çözümler havada kalmayacak. Belirli bir oranı geçen çözüm önerileri kesinlikle uygulanacaktır. İdarecinin, kurucunun, okul sahibinin işine göre olmamalıdır. Öğretmen bu konularda kesinlikle söz sahibi olmalıdır. Öğretmenlerin aldığı kararlar hayata geçirilmelidir.)

Şimdi sorular değiştikçe yani yapmaya, üretmeye, adaletli olmaya yöneldikçe inanın çok şey değişir. Değişir değişmesine de kimse konfor alanını bozmak istemiyor. Hak olan ve doğru olanlar hep tehir ediliyor. Çoğu zaman ekonomik kaygılardan, kişisel problemlerden, icat çıkarmayıncılardan, vizyonsuz kişiliklerden, içi boş özgüveni tavan yapmışlardan, vermenin tadını alamayan varlıklı parababalarından kaynaklanıyor bütün bunlar.

'Soru sormak' kıymetini bilen için kritiktir ve üretkenlik anlamına gelir. Yapılan araştırmalar, soru sormanın yeniliği teşvik etmek, anlayışı artırmak, iletişimi geliştirmek, işbirliğini teşvik etmek, koalisyonlar oluşturmak ve daha iyi liderler geliştirmek gibi birçok faydası olduğunu gösteriyor. 

Kaliteli ve iyi niyetli sorular kıştan sonra gelen bahar misali berekete, öğretime, canlılığa vesile olacaktır. Pastanın eşit dağılımı ancak kaliteli sorularla ve yapıcı, üretici fikirlerle mümkün olacaktır. 

Soruların kalitesi düştükçe zenginler semirmeye, gariban meteliksiz kalmaya devam edecektir.

Hayal etmek, geliştirmek ve tasarlamak, 'Nasıl olabilir?', 'Ya olsaydı?' soruları bu işin temeldir. 'Nasıl yapabiliriz?', 'Ya olursa?' sorularını sormak, kritik eşiği geçmek için en önemli adımlardan biridir. Bu kaliteli ve yapıcı sorular, bize farklı sorumluluklar yükler. Etrafımızda olup bitenlere farklı açılardan bakmayı öğretir. Empati kurmayı alışkanlık haline getirir ve daha önce hiçdüşünülmemiş çözümleri ortaya çıkarıverir. 

Özel okul öğretmenleriyle ilgili farklı konuları bu seride dilimiz döndüğünce çözümler de sunarak yazmaya devam edeceğiz.

Kaynak: https://elearningindustry.com