Bu yazımızda da özel okul öğretmenlerinin çalıştığı ve çalışmaya devam ettiği özel okul tiplerinden bahsedeceğiz.

  • Belirli bir ideolojiyi, yaşam tarzını, kültürel birikimi, maddi, manevi ve milli değerleri, geleneksel ya da tam dersi anlayışları bir sonraki nesillere taşımak için kurulanlar, 
  • Tamamen ticari amaçla kurulan tabela okulları, 
  • Unvan, makam, zenginlik göstergesi için ya da şirket reklamını vermeye çalışan okul tipleri olarak özetleyebiliriz.

Tüm okullar müfredat dediğimiz içeriği zaten vermekle mükelleftir. Ancak bu müfredat verilirken her okul kendi tarzını yansıtır. Bu da kaçınılmaz bir durumdur.

Derdi gerçekten de eğitim-öğretim olan ve bu uğurda zarar etmeyi bile göze alan 'dava, ideoloji' okullarının varlığından söz edebiliriz öncelikle. 

Bu okulları da kendi içinde farklı gruplara ayırabiliriz. Bunlardan bazıları milli manevi değerlerden olabildiğince uzak, bu değerlere ve toplumun genel değerlerine aykırı okullar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir tarafta, 'cadılar bayramı' diğer tarafta, 'şeb-i arus' törenleri kendisine yaşama imkânı bulmaktadır, bu iki farklı okul tipinde.

Verdiğimiz bu iki örnek ve türevlerini doğru ve yanlış olarak değerlendirmeyip bunlara tarafsız bir gözle baktığını söyleyenler de, 'Etliye ve sütlüye karışmayan', 'Ne şiş yansın ne kebap', 'Ortaya karışık ilerleyelim.' diyenlerdir. Bu tip okullar da 'dava-ideoloji okulu' modelinin davasız olanlarıdır.

'Aynı kalpte hem eksi hem artı nasıl barınacak?' anlamak mümkün değil. Sadece ekonomik kaygılarla ilerleyen bu 'davasız' dediğimiz okullar kaybetmeye, tarihin tozlu sayfalarında kendilerine yer bulacaklardır. Yetiştirdiği nesiller de iki arada bir derede kalıp şaşkınlıklarını sergilemeye devam edeceklerdir. 

Yani 'olduğun gibi görünmek- göründüğün gibi olmak' denklemini vermekten geri durmamak gerekiyor. 'Deve misin kuş musun?' 'Su gibi her kalıba girer misin?' sorularına net cevap vermek gerekiyor. Yoksa sadece eğitim alanında değil hiçbir alanda yaşamaya imkân bulamazlar.

Doğru ya da yanlış her insanın inancına, hayata bakış açısına, takip ettiği değerlere, geleneksel birikimine, atadan öteden gördüklerine, duyduklarına, zihinsel birikimine, okuduklarına ya da okumadıklarına göre değişir. 

Bu ikisinin dışında sadece para kazanma, para aklama, paranın el değiştirmesi için neşvü nema eden okullardan da bahsedebiliriz. Bunların tek kaygısı para aklamak,  fırsatını bulursa para kazanmak ve paraya çeşitli ortamlarda takla attırmaktan ibarettir. Öğretmen kadrosu bunlar için hiçönemli değil. Biri gelir diğeri gider. Mevsimlik işçi kadar değeri yoktur öğretmenin bu kurumlarda. Bunların sayısı da hiçöyle azımsanacak durumda değildir. 

Bir de zengin abiler, ablalar -saygın iş insanları- maddi anlamda zirve yapınca, ya da bir ayak tökezlemeye başlayınca bazıları reklam, bazıları arınma, bazıları vergi kaçırma niyetiyle okullar açarlar. Bütün bir ömür yağdıramadıkları emirleri bu kendi çiftlikleri olan okuldaki öğretmen ve idarecilere yağdırırlar. O güne kadar eğitimin e-sinden haberi yoksa da artık o bir eğitim uzmanıdır, her şeyi bilir. Birkaçsene çiftliğin içinde takla atarlar ancak pabuçöyle ucuz değildir. Zengin abiler, ablalar -saygın iş insanları- istediklerini bulamayınca bu reklam amaçlı açtıkları okulları kapatmak zorunda kalırlar.

Bu bahsettiğimiz okul tiplerinin elbette ki hepsi olumsuzlukları barındırmıyor. Çok başarılı olan, ülke ve gelecek adına gece gündüz çalışan zarar etse de eğitim için ne yapsak azdır diyen okullarımız da yok değil.

Zengin abilerin, ablaların -saygın iş insanları- yaptığı okullardan bazıları nasıl yoluna devam ediyorsa dava ve iyi bir ideoloji için kurulan okullardan da iyilikleri ve güzellikleri yaymaya devam edenler elbette ki vardır. Kesinlikle önyargıyla hepsini bir çırpıda silmek ne vicdana ne insanlığa ne de hukuk kurallarına göre doğrudur. 

Bir tuğla koymaksa birilerinin derdi o duvara bakmak ve o duvarın niçin yapıldığını sorgulamak gerekir. 

  • 'Ateşe odun mu taşıyoruz?' yoksa 
  • 'Gül bahçesine çiçek mi taşıyoruz?' 

Neyi, ne amaçla taşıdığımız önemlidir. Bal küpünden bal, sirke küpünden sirke sızarmış. İhtiyacınıza, birikiminize, hedeflerinize, niyetinize göre hangi küp olacağına elbette ki siz karar verirsiniz, vermelisiniz.

Bir veli, öğretmen ya da idareci okul arayışına girdiğinde bu okul tiplerini bilmek   eğitim-öğretim hayatınıza olumlu anlamda katkı sağlayabilir. Ü lkemizdeki okul tiplerini daha da ayrıntılı olarak şu başlıklar altında verebiliriz.

  • Dershane Mantıklı Okullar
  • Ticari Kaygıyla Kurulan Okullar
  • Patron, Patroniçe Reklam Okulları
  • Özel Amaçiçin Kurulan Okullar
  • Enderun Tarzı Okullar
  • Veliye Göre Dönüşen Okullar
  • Mesleki Okullar
  • Sanat Okulları
  • Spor Okulları
  • Kurum Kuruluş Okulları
  • Dini ve Kültürel Okullar

Bu okullardan bazılarıyla ilgili yukarıda gerekli açıklama yapılmıştır. Farklı başlıklar da eklenebilir. Hemen hepsinin ortak yanı ise 'sadece günü kurtarma' telaşıyla bir şeyler yapmaya çalışmalarıdır. Oysa eğitim meyvesini uzun vadede verir. Sabır, disiplin, araştırma, değişim dönüşüm, yerelliği kaybetmeden evrenselliği isteyen katmanlı bir yapıdır eğitim.

Her yıl değişen öğretmen, öğrenci, idareci kadrosuyla bu hedeflenen 'sabır, disiplin, araştırma, değişim, dönüşüm, yerelliği kaybetmeden evrenselliği isteyen katmanlı yapıya' kesinlikle ulaşılamaz. İnsan ön plana alınmalı   yapılan lüks binalardan, lüks arabalardan, gereksiz şatafattan önce. 

Bir kurum on sekizinci ya da elli altıncı şubesini açtığı için yerlere göklere sığdırılamıyor. Şube sayısı için milyarlar harcanırken öğretmenine, idarecisine asgari ücreti de fazla görüyorlar. MEB`in verdiği imkânları da vermekten geri duruyorlar artık.

En büyük problemlerden biri de insanı ön plana almayan her seferinde sadece işi ön plana alan anlayışın kendisine yer bulmasıdır. Çalışan mutlu ise o iş yerinde inanılmaz fikirlere imkân vardır. Bir okulda öğretmenle ilgili olup da öğretmene sorulmadan alınan kararlar zaten ölü doğmuştur.

'Biz böyle karar aldık, siz sorgulamayın, sadece yapın!' dendiğinde öğretmene robot muamelesi yapılıyor demektir. Robot, yazılımı neyi gerektiriyorsa onu yapar ancak insan her an duygu ve zihin dengesinde yol alır ya da almaya çalışır. 

Hepinizin aşina olduğu 'saksı' muamelesi gibi değerlendirebilirsiniz. Aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya hangi karar alınırsa alınsın, o kararı uygulayacak insan yoksa o fikir çok da uzun soluklu olmayacaktır.

Bu yazımızda özel okul tiplerinden ve içeriklerinden kısaca bahsetmeye gayret etik. Daha sonraki yazılarımızda veli, öğrenci ve öğretmen tiplerine de yer vermeye çalışacağız.