Prof. Dr. Süleyman Yılmaz: Hayata dokunmaya çalıştık

Abone Ol

'Hayata Dokunlar: Bilim, Sanat ve Eğitim Tarihlerine Işıt Tutanlar' kitabının yazarı akademisyen Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, azmak, çizmek, sanat ve tasarım yapmak, icra edicilerinin unutulmadığının belirtiyor. Profesör Yılmaz, 'Eğitimce Röportajlar' serisi ilk planlandığında eğitim dünyasının emektar, duayen eğitimcilerinin nice zorluklarla yoğrulmuş hayat hikayeleriyle mesleğe başlamaları, mesleği icraları, dokunduğu hayatlar ve meslek sonrası kendilerini yalnızlığa terk edilmiş hissetmemeleri, eğitim mesleği ve sosyal hayatla ilgili engin tecrübelerini, başta öğretmen adayları ve eğitimciler olmak üzere kamuoyunun dikkatine sunuyor. Profesör Yılmaz ile Aksaray Belediyesi`nin Kitap ve Kültür fuarı davetiyle gittiğim Aksaray`da yüz yüze tanıştık. Kendisiyle yeni kitap kitabı üzerine uzun uzun kitap üzerine konuştuk. Kitapla ilgili Aksaray Ü niversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Ü yesi Prof. Dr. Süleyman Yılmaz ile yaptığımız söyleşi ile siz aziz okurları baş başa bırakıyorum:

Sayın hocam, öncelikle böylesine önemli bir eserin ortaya çıkmasından dolayı tebrik ediyorum. Kitabının çıkış noktası nedir?

Hayata Dokunanlar kitabının çıkış noktası, eğitime gönül vermiş değerli öğretmenlerimizin eğitim süreçlerindeki karşılaştıkları engeller ve bunları nasıl aştıkları, ilk öğretmenlik deneyimleri, bulunduğu mekânlarda halkla münasebetleri, hayatına dokundukları öğrenciler hakkında derlenen hayat hikâyelerini kamuoyunun ilgisine sunmaktı. 2019 yılında Covid-19 salgını öncesinde 'Eğitimce Röportajlar' serisi başlattım. Bu seri sosyal medyada büyük ilgi gördü. Pandemiyle birlikte bu değerlerimizin hayatlarını riske atmamak için ara vermek durumunda kaldım. Daha sonra salgının aşı ve toplumsal bağışıklık sonucu azalmasıyla birlikte kaldığımız yerden yeniden devam ettim. Yeni röportajlarda sanatçı akademisyen Hasan Pekmezci hocamızın önerisiyle işleyiş değişti ve öğretmenlerimizin yanısıra bilim insanları ve sanatçılarımız da kitabın muhtevasına dâhil ettim. Böylece, hem bilim, hem sanat, hem de eğitim alanındaki değerli şahsiyetlerle görüşmeler gerçekleştirme şansım oldu. Her röportaj sonrasındaki sosyal medyada yapılan yayında, görüşmenin detayları, kişisel ve genel anekdotlar büyük ilgi çekti. Eğitim bilimlerindeki bazı akademisyenlerin bunun eğitim tarihine ışık tutacak bir çalışma olacağını zikretmeleri üzerine 'Eğitimce Röportajlar' serisi derlenip, 'Hayata Dokunanlar' kitabına dönüşmüş oldu. Kitap projesi Nobel Akademik yayıncılıkta da makes bulunca 2022 Temmuzunda ilk baskıya girildi. Böylece kitapla ilgili hızlı ve bizim için anlamlı geri dönüşümler oldu. Bazı televizyon kanallarında benimle söyleşi gerçekleştirdiler.

Söyleşi yaptığınız kimler?&nbsp

Her biri Anadolu topraklarında hayat bulmuş, aldığı kültürel, bilimsel ve sanatsal değerleri bir yerlere taşımak gayretinde olan değerli şahsiyetlerin hikâyesi. Kimisi bir köyden başladığı yolculuğunda deniz aşırısına uzanmış, bilimiyle dünyaya ismimizi yazdırmış, kimisi yükseköğretimin kaygısını omuzlarına yüklenip, gençler adına bir şeyler planlamış, kimisi müziğin evrensel ritminde Anadolu ve Batı müziğinin sentezini sağlamış, kimisi soyumuzdan gelip, soydaş olmuş, ülkemizde bilim öncülüğü yapmış, kimisi engeliyle barışıp, ona meydan okumuş, kimisi renklerin harmonisini dokumuş nakış nakış, kimisi siyasal karanlığa neşter vurmuş kadın gibi kavramını yüceltmiş, kimisi bu ülkenin çocuğunu, gencini ufka, ileriye baktırıp, sönmez meşaleler yakmış. Sonuçta hepsinin öznesi insan, sonuçta hepsinin ideali hayata dokunma.&nbsp

Sonuçta nasıl bir kitap ortaya çıktı?

Hayata Dokunanlar, özgün ve samimi duygularıyla katkı veren yaşayan değerlerimizi sizlerle buluşturmak gayesiyle 'Eğitimce Röportajlar' serisinden oluşan bir kitaptır. Topluma karşı ödevlerinde öne çıkmış değerli şahsiyetlerin hayatı güzelleştirmeye dair çabaları damıtılarak, derlenerek siz değerli okuyucularımızla buluştu. Birbirinden ilginçhayat hikâyeleri içinde, karşılaşılan ve aşılan nice zorluklar, dönemin kendi imkânlarında insanımıza ve nesillere verilen katkılar, röportajlarının muhtevasını oluşturdu. Zaman geldi hüzünlendik, zaman geldi tatlı hatıralara birlikte kahkaha attık. Değerlerimizin hayata dair tespitlerini, dokunuşlarını, mesleki özverilerini, yetiştirdiği öğrencilerinin sergilediği vefalarını ve hatırladıkça yüzlerine yansıyan mutluluğa şahit olduk. İmkânın sınırlarını zorlayarak hayatın sunduğu engelleri el yordamıyla aşmaya çalışmaları, imkânlarla birlikte sosyal ve siyasal çalkantılar ikliminde kendilerine idealist bir hayat tarzı oluşturmuş olmaları öğrencilerine, çevresine, insanlara kendi renklerinden renk katmaları takdire şayan. Gizemli dünyalarına, yaşadıkları döneme dair ilginçenstantaneleri sinmiş, gizlenmiş, âdeta kendileriyle bütünleşmiş. Bu gizleri deşifre etmek, onların yüce gönüllerini okuyucuyla buluşturmak da bizlere düştü. Tarihe düşülen notta kendilerinin de yer alacağını duymak eminim ki hepsini mutlu edecek.

Bu söyleşileri yaparken nelerle karşılaştınız? Örnek verir misiniz?

Kitaba kaynaklık eden röportajlar gerçekleşirken pek çok önemli detayın arka planını ve değerlerimizin özel dünyalarını tanıma şansımız da oldu. Bunlardan bazısını burada paylaşmak isterim Nobel Ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar ile röportaj yapma fikrini eşim ortaya attı. Ben hocamızın bilimsel ve laboratuar çalışmasından çok yoğun olabileceğini söyledim. Eşim de olsun ne kaybedersin, dedi. Aziz Sancar hocaya yazdım, müspet cevap geldi. Bize onca meşguliyetinin arasında zaman ayırması doğrusu çok mutlu etti. Aziz Sancar hoca röportaj esnasında da ilginçanekdotlar paylaştı. Bir tanesi Nobel Ödülünü gece yarısından sonra arayarak telefonla duyuran Nobel Heyetiyle Aziz Sancar arasında geçen diyalog oldukça ilgi çekiciydi. Diğeri ise ödül günü yaptığı konuşma, giydiği elbise, eve geldikten sonra eşiyle yaşadığı çöp atma diyalogu oldukça mesaj yüklüydü.

Söyleşi yaptığınız bazı isimlerden de söz eder misiniz?&nbsp

Evet. Yükseköğretim Kurulu eski Başkanı (YÖK) ve aynı zamanda emekli Varşova Büyükelçisi Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile yaptığım söyleşide kendisinin, motosiklet ve uçak pilotluğu tutkusu olduğunu öğrendim. Cihat Aşkın, hem keman sanatçısı hem müzik alanında etkili bir bilim insanımız. Londra`da yaptığı doktora sonrasında müziğin evrensel ritmini Anadolu`ya yaymak için kurduğu CAKA Müzik Akademisi ve Anadolu müzik ve ezgisini evrensel boyuta taşımak için sarf ettiği çabayı kendine has bir şahsiyet olduğunu gördüm. Emirullah Mehmetov, Azerbaycan Devlet Bilim Ödüllü bir bilim insanı. Azerbaycan`ın bağımsızlığı sürecinde atalarının SSCB Devletine karşı verdiği onur mücadelesi dinlemeye değerdi. Önder İşlek, görme engelli bir bilim insanı olarak,&nbsp görme engellilerin ülke vasatında bireysel, ebeveyn ve eğitimci üçlemesinde yaşadığı problemleri aşma çabası, bunun eğitimini almak için ABD ve İngiltere`de yapmış olduğu lisansüstü eğitim, dönüşte yaşadığı bürokratik engeller, dolaştığı altmıştan fazla ülkeye seyahati ve duygularını yaşamak adına yaptığı tecrübeler heyecan vericiydi.&nbsp

Bunlar çok ilginçanılar olsa gerek değil mi?

Elbette. Mesela Handan Bülbül öğretmenimizin yedi çocuklu bir aileden, dönemin şartlarında köyden Karsın merkezine gelip verdiği okuma mücadelesi, kız çocuklarının mak&ucirc s talihini yenmesine iyi bir örnek olmuştu. Hasan Pekmezci resim sanatçısı bilim insanı. Köy Enstitüsünde resim alanına ayrıldıktan sonra lisans ve lisansüstü çalışmalarla akademisyen oluyor. Dünyanın pek çok ülkesinde eşiyle birlikte sergiler açmıştır. Seul Olimpiyatlarında yine Köy Enstitüsünde kendisinden birkaçdönem önce mezun olan Gençlik ve Spor Bakanı Fikret Ü nlü ile Kore`de karşılaşması ve hatıralarıyla sohbeti çok ilginçtir. Gülsen Önengüt, Erdal İnönü`nün ODTÜ `den öğrencisidir. Asistanlığı döneminde bilim insanları İnönü, Arf ve Gürsey`in ortamlarındaki hatıraları oldukça ilginçtir. Asuman Bülbül, Osman Çelen, Jale Özdal, Menekçe Koşar, Erden Alparslan, Hasan Aksel ve Recep Akyol öğretmenler. Hepsi birbirinden renkli hatıralarla, örnek hayatlarla ve hayatına dokundukları isimlerle kitabımızda yerini aldılar.&nbsp

Tüm okuyuculara keyif okumalar dilerken, kitapta yer alan isim ve görevlerini genel olarak zikreder misiniz?
Elbette. Bilim, Sanat ve Eğitim Tarihine Işık Tutan, Değer Katan Değerlerimiz:
&bull Aziz Sancar (Nobel Ödüllü Bilim İnsanı)
&bull Yusuf Ziya Özcan (Eski YÖK Başkanı, emekli büyükelçi)
&bull Cihat Aşkın (Sanatçı Bilim İnsanı)
&bull Emirullah Mehmetov (Azerbaycan Devlet Bilim Ödüllü Bilim İnsanı)
&bull Önder İşlek (Görme Engelli Bilim İnsanı)
&bull Asuman Bülbül (Öğretmen)
&bull Handan ve Cafer Bülbül (Emekli Öğretmen)
&bull Osman Çelen (Öğretmen)
&bull Hasan Pekmezci (Sanatçı Bilim İnsanı)
&bull Gülsen Önengüt (Emekli Bilim İnsanı)
&bull Jale Özdal (Emekli Öğretmen)
&bull Menekşe ve Ahmet Koşar (Emekli Öğretmen)
&bull Erden Alparslan (Emekli Öğretmen)
&bull Hasan Aksel (Emekli Öğretmen)
&bull Recep Akyol (Emekli Öğretmen)

Prof. Dr. Süleyman Yılmaz kimdir?

1970 yılında Hatay Dörtyol`da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Payas`ta, lisans eğitimini Dicle Ü niversitesi Fizik Bölümünde,&nbsp &nbsp master eğitimini Fırat Ü niversitesi Fizik Anabilim Dalında yarıiletken malzemeler üzerine, doktora eğitimini Çukurova Ü niversitesi Fizik Anabilim Dalında dielektrik malzemeler üzerine tamamladı. MEB`te 3 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1994 yılında asistanlığa başladığı Harran Ü niversitesi`nde profesörlüğe kadar çalıştı. Harran Ü niversitesinde Sıvı Kristaller Araştırma Laboratuvarını kurdu. Burada 2 doktora öğrencisi, 7 yüksek lisans öğrencisi yetiştirdi. Aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğu Akademisyenler Vakfı aracılığı ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu`da sosyal hayata dair bölgenin en büyük problemleri olan terör, feodalite, töre cinayetleri, sokak çocukları, demokratik açılım gibi pek çok hayati konusuna katkı verecek ve farkındalık oluşturacak etkinlikler düzenlendi.

2008 yılında sıvı kristallerde moleküler yönlendirme üzerine doktora sonrası araştırma, 2011 yılında ise davetli bilim adamı olarak Belçika Katolik Leuven Ü niversitesinde bulundu. Profesör Yılmaz, 2012-215 yılları arasında Aksaray Ü niversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı. Dekanlığı sürecinde Yükseköğretimi ilgilendiren konular üzerine YÖK`ün çalıştaylarına katıldı ve Aksaray Ü niversitesini temsilen yeni YÖK yasasına akademik destek verdi. 2013 yılında büyük katılımla yükseköğretimin stratejileri, problemleri ve işleyişini konu alan Uluslararası Yükseköğretim Sempozyumunu Aksaray`da gerçekleştirdi. Sivil topluma dönük çalışmalara Aksaray`da da devam etmekte olup, Aksaray Yüksek Öğrenim Vakfı`nın yönetim kurulu üyesidir.&nbsp