Başı Rahmet ortası mağfiret sonu ise cehennemden kurtuluş ayı olan Ramazan-ı Şerif ayının gölgesi üzerimize düştü.

23 Nisan perşembeyi cumaya bağlayan gece Teravih namazlarımızı evlerimizde kıldık, gece de sahura kalktık. 24 Nisan Cuma günü bu yılki Ramazan-ı Şerif`in ilk orucunu tuttuk. Maalesef bu sene iki zıt duyguyu (hüznü ve sevinci) birlikte yaşıyoruz.

Rahmet ayı, mağfiret ayı, cehennemden kurtuluş ayı olan 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif`e kavuşmanın sevincini yaşarken, Covid-19 virüsü sebebiyle camilerimizin kapalı olmasının hüznünü yaşıyoruz.
Başkanlığımız toplumsal bilince dikkat çekmek için her yıl bir tema belirlemektedir. Bu yıl ki, Ramazan-ı Şerif teması da 'Ramazan ve sorumluluk bilinci' olarak belirlenmiştir.
Bu son virüs salgını da bizlere göstermiştir ki 'her koyun kendi bacağından asılır' sözü doğru bir söz değildir.
Öyle olmuş olsaydı Çin`de ortaya çıkan bu virüs sadece onlara zarar vermesi gerekirdi. Oysa bizi yaratan Rabbimiz bize 'insan, kendisinin başıboş bırakıldığını mı zannediyor' (kıyamet süresi,36) buyurarak 'Eşrefi Mahluk' olarak yaratılan insanın birtakım sorumluluklarının olduğunu haber veriyor.
İnsanın ilk ve en önemli sorumluluğu kendisini yaratan Rabbisini bilmesi, O`na inanması ve O`na kul olmasıdır. 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım' (Zariyat süresi,56) buyuruyor yüce Rabbimiz Kerim Kitabımızda.
Bizlere bu sorumluluklarımızı en iyi öğretecek olansa kerim kitabımız Kur`an-ı Kerim ve efendimizin sünneti seniyyesidir.
Kime ibadet edeceğiz, nasıl ibadet edeceğiz, nasıl yaşayacağız, neleri yiyeceğiz, neleri yemeyeceğiz, bütün bunları Kur`an`dan ve sünnetten öğreneceğiz ki sağlıklı bireyler ve sağlıklı toplumlar olabilelim. 
Yeni yeni öğreniyoruz ki, Çin`in hayvan pazarında satılmayan tek canlı 'insan'. Daha fazla söz söylemeye gerek var mı bilmiyorum.?
Tekrar kendi konumuza dönecek olursak evet çok ciddi bir salgınla karşı karşıyayız. Ama oturup ağlayacak değiliz. Allah`ın izniyle hep beraber sebeplere sarılarak,tedbirlere uyarak bu sıkıntının da üstesinden geleceğiz.
Vakit dua vakti. Vakit birlik ve beraberlik vakti. Vakit paylaşma vakti. Vakit rabbimizin bize ikramı olan Ramazan-ı Şerif ayını (misafirini) evlerimizde en güzel bir şekilde ağırlama (razı etme) vakti.
'De ki: (Ey insanlar) Duanız olmasa Allah size ne diye değer versin.' (Furkan-77) buyuruyor yüce Rabbimiz kerim kitabında. Dolayısıyla bu ay Allah`ı her zamankinden daha çok anma ayı. Her zamankinden çok yoksulları yetimleri ve kimsesizleri gözetme ayı. Her zamankinden çok hidayet rehberimiz olan Kur`an-ı Kerim`i okuma ayı. Bu ay hataları ve kusurları düzeltme, ayıpları örtme ayı. Bu ay cehennemden azad olup cenneti kazanma ayı.
'Kim inanarak ve sevabını Allah`tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahlar bağışlanır' diyor Allah Resulü bir hadisi şerifinde.
Kim bilir kadrini bilemediğimizden dolayı 'Cumamız' gibi 'Ramazanımız' da darılmış olabilir bize. Rahman ve Rahim olan Rabbimize sonsuz Hamd-u senalar olsun ki bize bir fırsat daha verdi geçmiş günahlarımızdan, kirlerimizden, paslarımızdan arınmamız için. Bir fırsat daha verdi oruçtutabilmemiz, sahur yapabilmemiz, iftar yapabilmemiz, teravih namazı kılabilmemiz, zekâtlarımızı ve fitrelerimizi Allah rızasıiçin Allah`ın kullarına verebilmemiz, müminler için hazırlamış olduğu cennetine 'Reyyan' kapısından girebilmemiz için. Gelin hep birlikte arınalım günahlarımızdan, hep birlikte girelim açılan bu 'Reyyan' kapısından. Hep birlikte ağırlayalım bu şerefli misafiri ağırlayalım ki bizi bir daha hiçterk etmesin ölünceye kadar. Hatta öldükten sonra da.
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan-ı Şerif ayını tebrik ediyor, bu kutlu ayın ilçemiz, ülkemiz ve tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
 
Süleyman DEMİRYÜ REK
Aliağa İlçe Müftüsü