Güzel Sanatlar Kolejinden mezun Abbasbeyli, küçük yaşlardan bu yana resme olan sevgisini anlattı.

Sanat eğitimi aldıktan sonra İngiliz dili ve uluslararası gazetecilik ve hukuk eğitimini tamamlayan Abbasbeyli, yağlı boya tablolarında Rönesans döneminden ilham aldığını belirterek 'İcra ettiğimiz sanatın temelleri, Rönesans döneminde atıldı.' diye konuştu.

'Bu sanatı yapıyorsak önce en güzeli, klasiği öğrenilmeli.' diyen Abbasbeyli, yıllar önce yapılan eserleri görmek ve eserlerde hangi tekniklerin kullanıldığını incelemek üzere sık sık İtalya'ya gittiğini, Floransa'da sanat galerilerini ziyaret ettiğini anlattı.

Abbasbeyli; Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Osman Hamdi Bey'in eserlerinden etkilendiğini ve resim sanatçıları arasında bir ayrım yapamadığını belirterek 'Sanat, sanattır. Bundan sonra en büyük vazifemiz, çocuklarımıza güzel bir şekilde vatan sevgisini aşılayıp, sanatla bütünleştirip, Türk kültürünü dünyaya tanıtmak.' değerlendirmesini yaptı.

'Profesyonel olarak sanat hayatıma Karabağ Savaşı'yla döndüm'

Azerbaycanlı ressam, profesyonel olarak sanat hayatına 2020 Dağlık Karabağ Savaşı ile döndüğünü dile getirerek 'Sanata dönmemde en büyük dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. 30 sene boyunca, Ermenistan tarafından toprağımızın yüzde 22'si işgal altındaydı. Bilinçli olarak bizim topraklarımızda ecdadımızın gelecek nesillere bırakmamız üzere bırakılan miras silinmeye başladı. 22 müzemiz, 922 kütüphanemiz, 67 caminin 65'i tamamen yok edildi, hayvan barınağı gibi kullanıldı.' dedi.

Abbasbeyli, Azerbaycan'ın önemli ressamlarının eserlerinin, sanatçıların evlerinin, tarihi belgelerin savaş sırasında tahrip edildiğini aktararak şunları kaydetti:

'Güzel ressamlarımızın bize bıraktığı miraslar açık artırmalarda satıldı. Bu, en büyük dönüm noktasıydı. Bir sanatçıya, bir Azerbaycan Türkü'ne en büyük darbe bu olabilir. Çünkü kültürel olarak bir mirasın silinmesi çok ağır bir hakaret.'

'En büyük ilham kaynağım toprağım, vatanım, milletim ve Türk dünyası'

Azerbaycanlı ressam, tablolarını yaparken her şeyin bir ilham kaynağı olabileceğini belirerek 'En büyük ilham kaynağım toprağım, vatanım, milletim ve Türk dünyası.' ifadelerini kullandı.

Yakın zamanda yaptığı bir eserinde 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkazdan çıkarılan bir kız çocuğundan ilham aldığını söyleyen Abbasbeyli, şunları kaydetti:

'Türk ve Azerbaycan dünyasını sarsan, küçük kız çocuğuna 5 gün aç, susuz nasıl dayandığı sorulmuştu. Çocuk da bir hanımefendi gelip beni yedirip içirdi demişti. Çok duygulanmıştım. Tablonun ismini 'Cahan' koydum. O kadının melek olduğunu düşünüyoruz.'

Abbasbeyli, resimde, beyaz elbise giyen bir kız çocuğunun elindeki beyaz çiçeklerin deprem bölgesinde çıkarılan çocukları simgelediğini ve son ilham kaynağının bu kız çocuğu olduğunu anlattı.

Kültürün sanat yoluyla tanıtılması

Kültürün sanat yoluyla tanıtılması gerektiğini savunan Abbasbeyli, CSO Ada Ankara'da sergilenen 'Karabağ Mirası' sergisinin de bunun bir parçası olduğunu aktardı.

Abbasbeyli, 'Bu sergi için kendime söz verdim. Elimde ne kadar imkan varsa dünyaya tanıtacağım çünkü burada sadece Azerbaycan ve Karabağ bölgesinde yapılan bir barbarlık değil, bu bir soykırım.' ifadelerini kullanarak, Karabağ'ın kültürel zenginliklerine, o toprağın yetiştirdiği önemli ses sanatçılarına değindi.

Müslüman Türk dünyasında ilk operayı yazan Üzeyir Hacıbeyli'nin, Hurşud Banu Naftalan'ın ve Azerbaycan’ın önemli ses sanatçısı Bülbül'ün müze evinin savaşta tahrip edildiğini vurgulayan Abbasbeyli, yaptığı resimlerle dünyaya mesaj vermek istediğini söyleyerek 'İnsanlar görsün ki kültürel olarak bir ülkenin kültürünü ve tarihini dağıtmak bir cinayettir.' dedi.

Kültürün sanat yoluyla dünyaya tanıtılmasının en büyük lobicilik faaliyeti ve propaganda olduğunun altını çizen Abbasbeyli, 'Azerbaycan ve Türkiye olarak, iki kardeş ülke el ele verirsek, bu proje gibi daha güzel projeler yaparsak dünya platformunda bunların tanıtılması, siyaseten de güzel olur ülkemizi tanıtmak için.' ifadesini kullandı.

Abbasbeyli, Azerbaycan'ın ulusal lideri Haydar Aliyev'in 'Bir milleti dili ve kültürü temsil eder” ifadesine atıfta bulunarak 'Ben de Azerbaycan, Türk kültürünün ve Türk dünyası kültürünün bir parçası olmaktan inanılmaz gurur duyuyorum.' diye konuştu.İTTİFAK-AA

Editör: Ayşe Tuba Oral