Bugünkü yazımızda size iki yorum sunacağız; Biri bugün Korona Virüs sebebiyle Amerika Maryland Ü niversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları şefi Dr. Faheem Younus`un twitlerinden; Birisi de 1986 yılında Manisa`nın Gördes Gazetesinde Dr. İsmail Maraş tarafından yayınlanmış bir mütevazı makale.

Aradan tam 34 sene geçmiş; Bakalım dün ile bugün arasında Sağlıkta gelinen noktada, virüslerle ilgili üretilen ilaçlarda ve topluma yapılan sağlık önerilerinde ne gibi gelişmeler olmuş;

Önce Amerika Maryland Ü niversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları şefi Dr. Faheem Younus`un dile getirdiklerini okuyalım:

1-Covid19 ile aylarca yaşayacağız. İnkâr da etmeyelim, panik de yapmayalım. Hayatı gereksiz yere zorlaştırmayalım. Mutlu olmayı ve bu gerçekle yaşamayı öğrenelim.

2-Virüs yazın etkisini azaltmayacak. Brezilya ve Arjantin`de şu an mevsim yaz ama virüs hızla yayılıyor.

3-Çok çok su içerek hücrelere nüfuz etmiş Covid19 virüslerini yok edemezsiniz, sadece sık sık tuvalete gidersiniz.

4-El yıkama ve 1.8 metre mesafe virüsten korunmak için en iyi yöntemdir. Eğer evde Covid19 hastası yoksa evdeki yüzeyleri dezenfekte etmeniz gerekmez.

5-Kargo paketleri, benzin pompaları, alışveriş arabaları ya da ATM ler enfeksiyona neden olmaz. Ellerinizi yıkayın, normal yaşayın

6-Covid19 gıda kaynaklı bir enfeksiyon değildir. Grip gibi damlacıkla ilişkili enfeksiyondur. Yemek siparişiyle belgelenmiş Covid19 riski yoktur.

7-Saunaya girmek, hücreye nüfuz etmiş Covid19 virüslerini öldürmez.

8-Koku alma duygunuzu pek çok alerji ve viral enfeksiyonla kaybedebilirsiniz. Covid19 için spesifik olmayan bir semptomdur.

9-Eve geldikten sonra kıyafetlerinizi değiştirip acilen duş almamız gerekmez. Temizlik bir erdemdir, paranoya değil.

10-Covid19 virüsü havada asılı durmaz. Yakın temas gerektiren bir damlacık enfeksiyonudur. Hava temiz, parklarda bahçelerde (mesafeyi koruyarak) yürüyebilirsiniz.

11-Covid19 ırk veya din ayırmaz, tüm insanlara bulaşır.

12-Covid19`a karşı normal sabun kullanmak yeterlidir, illa anti bakteriyel sabun almak gerekmez. Zaten virüs bakteri de değildir.

13-Yemek siparişleriniz için endişelenmenize gerek yoktur. Ama çok istiyorsanız, mikrodalga fırında birazcık ısıtabilirsiniz.

14-Ayakkabılarınızla eve Covid19 getirip hastalanma ihtimaliniz, günde 2 defa üstünüze yıldırım düşmesiyle aynıdır. 20 yıldır virüslere karşı çalışıyorum, damlacık enfeksiyonları böyle yayılmaz.

15-Sirke, sumak, soda, zencefil içmekle/yemekle virüsten korunamazsınız.

16-Eldiven giymek kötü bir fikirdir, virüs eldiven üstünde birikebilir, yüzünüze dokunursanız kolayca bulaşır. El yıkamak en iyisidir.

***

'Grip salgını mı?'

Şimdi de 34 sene önce yazılmış bir makaleyi getiriyorum gündeme; Manisa`da Gördes`te yayınlanan yerel bir gazetede 1.12.1986 yılında Dr. İsmail Maraş Hocamız tarafından kaleme alınmış makalenin başlığı şöyle: 'Grip salgını mı?'

`height=
Dr. İsmail Maraş

Bakalım ne yazılmış;

'Geçtiğimiz hafta içinde, Kasım ayının üçüncü haftasından itibaren Gördes ve civar köyleri ile ülkemizin bazı bölgelerinde sağlık kurum ve kuruluşlarına tedavi için müracaat eden hasta sayılarında artışlar oldu. Hatta bazı okullar da gelen öğrenci sayısında azalmalar gözlendi.

Bu hadise bazı yayın organları ile TV ve Radyo haberlerinde 'Grip salgını' olarak verildi. Bizlere muayene için gelen hastalar da alışılmış rahatsızlıkların (mide, romatizma, kireçlenme vb.) dışında şikayetlerle gelmeye başladılar.

Hastaların büyük çoğunluğunda belirtiler aşağı yukarı birbirine benziyordu. Baş ağrısı, üşüme, titreme, ateş, boğazda yanma hissi, bazen kuru bir öksürük, bulantı kusmak gibi şikayetlerle geliyorlardı.

Hatta bazılarının yürümeye bile dermanları yoktu. Yukarıda saymış olduğumuz rahatsızlıklar bazılarında hafif bazılarında da orta şiddette idi.

Bazen bir ailede topluca hasta olup yatağa düşmeler de vardı. Köylerin çoğunda aynı rahatsızlıklardan (300-400 haneli köyde) 40-50 kişi hasta olduğu haberleri geliyordu.

Bu rahatsızlıkların gerçekten grip mi yoksa soğuk algınlığı mı olduğu yönünden resmi bir açıklama yapılmadı. Hatta bazı gazeteler meslektaşlarımıza atfen verdikleri haberlerde olası Çernobil nükleer patlaması ile ilişkisi olabileceğini de belirttiler.

Sonuçta şöyle veya böyle ortada bir salgın vakası vardı.

Sağlık Ocağı tabibi meslektaşlarımız okullarda yapmış oldukları muayene ve taramalarda da gerekli muayene ve tedavilerini yaparak bu hususta gerekli tedbirlerini aldılar. Onların tespitlerinde de kesin olarak 'grip' diyebilecekleri bir vakaya rastlamadıklarını belirttiler.

Bazı il ve ilçelerde okulların belirli bir süre tatil edilmesi de grip salgınına bağlanıyordu.

Muayene için gittiğimiz veya muayene için gelen hastalarımızda klinik olarak müşahede ettiğimiz vakaların üçte birinde (1/3) tipik grip belirtileri ve şikâyetlerini (titreme ateş, üşüme, şiddetli baş ağrısı, halsizlik, diz kapaklarında ve dirseklerde şiş sokuluyormuş gibi ağrılar, göğüste yanma ve acıma hissi) tespit ettik.

Geri kalan vakalarda ise soğuk algınlığı şikayetleri ile birlikte farenjit, sinüzit ve bronşit gibi ilave rahatsızlıklar vardı.

İster grip ister soğuk algınlığı olsun, korunmak veya hastalığı rahat atlatmak için istirahatimizi tam yapmalıyız. Bilhassa bol sebze meyve, yoğurt vb. gıdalarla sulu yiyecek ve içeceklere ağırlık vermeliyiz. Verilen ilaçve tedavileri aynen uygulamak gerekir.

Şu ana kadar grip veya soğuk algınlığı virüsleri ile meydana gelen rahatsızlıkların kesin bir ilaçtedavisi yoktur. Verdiğimiz ilaçlar direnci artırmak, ağrı ateş vb. gibi şikayetleri azaltmak içindir.

Eğer bu rahatsızlıkların üzerine bakteriyel bir enfeksiyon (ulaşma) eklenirse (sinüzit, bronşit, zatürre, farenjit) gibi bunların antibiyotik ile kesin tedavisi yapılır. Son yıllarda bazı ülkelerde aşı çalışmaları yapılıyor. İnşallah yakın bir zamanda diğer yaptırdığımız (kızamık, çocuk felci, boğmaca, difteri) aşıları gibi bunun da aşısı pratik olarak uygulanarak kesin korunma temin edilmiş olur. Sağlık dilekleriyle'

Var mı dünden bugüne bir gelişme? Siz karar verin;