Değerli okuyucularımız, öncelikle 31 Mart 2019 Pazar günü yapılan yerel seçimlerimizin ve alınan sonuçlarımızın milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Herkes her alanda kendi işine odaklandığında ve kendi işiyle ilgili kendisiyle yarıştığında ülke için yararlı olacağı düşüncemi de bu vesileyle dile getiriyorum.

Yazılı ve görsel medyada çıkan haberlerde siyaset elbette en baştadır ama biz sağlıkçıların bakış attığı veya atması gereken öncelikli sayfalar sağlıkla ilgili haberlerdir.

Bu vesileyle geçtiğimiz günlerde, Türk Tabipler Birliği nin medyada yer alan haberleri enteresandı. Sağlık Bakanlığının aldığı kararlarla ilgili 'ortaçağa dönüş' yaklaşımı hayli dikkat çekiciydi.

Haberlere göre Sağlık Bakanlığı`nın verdiği bir rapor vardı. Buna göre 2018 yılında 11 bine yakın hekim ve sağlık personeli 'geleneksel tıp uygulaması' sertifikası almıştı.

Bu açıklama üzerine TTB Genel Sekreteri Yılmaz 'Bakanlık sağlık alanında Orta Çağ`a dönüşü destekliyor' diyerek tepki göstermişti. Yılmaz, Bakanlığı, sağlık alanında yüzlerce probleme rağmen geleneksel uygulamalara öncelik veriyor diyerek eleştiriyordu.

Tıbbın alternatifi olmaz mı?

Peki ne diyordu eleştirisinde,  'TTB olarak Tıbbın alternatifi olmaz` diyoruz ve demeye de devam edeceğiz' diyordu. Yıldırım Beyazıt Ü niversitesi Yüksek Lisans ve doktora müfredatına tamamlayıcı tıbbın unsurlarından veya GETAT bünyesindeki uygulamalardan olan 'hacamat', 'hipnoz' gibi uygulamalara da Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulunun Ü yesi, saygıdeğer hocamız Profesör Doktor Gülriz Erişgen tepki gösteriyor ve 'Eğitim müfredatları içinde kanıtı eksik, bilimsel dayanağı olmayan uygulamalara yer verilmesi uygun değil. Öğrencilerimize, kanıta dayalı tıp uygulamalarının önemini vurguluyoruz, bilimsel kanıt olmadan uygulama yapmamaları gerektiğini söylüyoruz' diyordu.

Bu açıklamalardan sonra dünyada GETAT uygulamalarının ne durumda olduğunu izah etmeden önce 'Orta Çağ' kavramına bir vurgu yapmak gerektiğine inanıyoruz.

Orta Çağ Avrupa`sında depresyona bunalıma giren insanlar, özellikle bayanlar için ruhsal sıkıntılar yaşadığında veya şizofrenik belirtiler görüldüğünde Avrupalı din adamlarınca 'bunun içine şeytan girmiş, şeytan ruhunu ele geçirmiş' gibi bir takım yaklaşımlarla hasta toplumdan dışlanıyor hatta ölüme mahkû m bırakılıyordu.

Örneğin Augustinus hem din adamı olarak hem de ortaçağ kilise düşüncesini temsil eden kimse olarak hastalıkların insanların günahlarının sonucunda Tanrı tarafından verilen bir uyarma cezası olduğunu ileri sürüyordu. Hatta günümüz kırsal kesimlerde halen varlığını sürdüren büyü, mistisizm ve mucize türü arayışlar ve bunu meslek edinenlerin uygulamaları Orta Çağ Avrupa`sında alabildiğine yaygındı. Kaynaklara girildiğinde bu konuda sayısız literatür vardır.

Avrupa ve Dünya da durum

Günümüzde ise hem Avrupa`da hem Amerika`da hastanedeki bir hastanın tıbbi tedavileri sürerken hastanın manevi yönden de desteklenmesi gerektiği kabul görmüştür. Hastaların inancına göre din adamından veya yakınından dua istemesine dua edilmesine imkân verilmektedir.

Yine şu anda tüm Avrupa ülkelerinde ve tıp fakültelerinde Fitoterapi dersleri işlenmektedir. Avrupa`da tıp doktorlarının hem geleneksel hem de modern tedavi yöntemlerini hakkında eğitim görmektedir.

Yine ABD`de bulunan Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Ulusal Merkezine göre GETAT uygulamalarının modern tıp ile birlikte kullanılması tamamlayıcı tıp iken, modern tıp uygulamaları yerine kullanılması alternatif tıp olarak isimlendirilmektedir. Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Ulusal Merkezi modern tıbbın, etkinliği ve güvenliği kanıtlanmış GETAT uygulamaları ile birlikte kullanılması anlamına gelen integratif tıp adını kullanmayı daha uygun bulmuştur.

Avrupa Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Federasyonu na göre ise tamamlayıcı ve alternatif tıp, sağlığın sürdürülmesi ve geliştirilmesi, hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde kullanılan bir dizi farklı sağlık uygulamalarıdır ve bunlar bağımsız olarak veya konvansiyonel tıp yaklaşımları ile birlikte kullanılabilir.

`height=

Ü lkemizde alternatif tıp

İşte bu sebepledir ki Sağlık Bakanlığımız da 2012 yılında Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı kurulmasını sağlamıştır. 2014 yılında bunun ismini Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı olarak değiştirmiştir.

Ve 27 Ekim 2014 tarih ve 29158 sayılı Resmi Gazetede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği yayınlanmıştır.

Yönetmelikte 15 GETAT uygulaması tanımlanmış olup bunlar Akupunktur, Apiterapi, Fitoterapi, Hipnoz, Sülük uygulamaları, Homeopati, Karyopraktik, Kupa uygulaması, Larva uygulaması, Mezoterapi, Osteopati, Ozon uygulaması, Refleksoloji ve Müzik Terapileridir.

Dolayısıyla TTB Etik Kurulumuzun da, Genel Sekreterimizin de yaptığı açıklamalar dünyadaki bu konsensüse rağmen yapılan açıklamalardır.

Oysa bugün hemen herkes bilmektedir ki birçok insan hasta olsun ya da olmasın modern tıp tedavileri dışında tedavi arayışları içindedir. Bu gerçek nasıl görmezden gelinebilir?

Öte yandan yine bilinmektedir ki modern tıbbın bulaşıcı hastalıklar ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde önemli rolü olduğunu herkes kabul etmektedir. Ama kronik hastalıkların tedavisinde kesin başarıya ulaşamadığını da bilmektedir.

Dünyada isim vermeye gerek yok ekonomik yönden sosyokültürel durumları yüksek olan kimselerin önce geleneksel ve tamamlayıcı tıp ile sağlıklarını korumaya yöneldikleri de bilinmektedir.

Dolayısıyla sağlık konusu ortaya geldiğinde, insanın yaşamı ve sağlığı söz konusu olduğunda tıbbın moderni, tamamlayıcısı, alternatif olmaz. Tıp tektir ve bu insanlığın sağlığı için sunulan bir argümandır. Bunun içinde geleneksel yöntemler de vardır. Modern uygulamalar da vardır. Biz ancak bu bakışla toplumun sağlık sorunlarına çözüm bulabiliriz. Kronik rahatsızlıkların tedavisine çözüm bulabiliriz veya birçok hastalığı koruyucu yöntemlerle önlemiş oluruz.

Bu sebeple aslında geleneksel ve tamamlayıcı uygulamaları modern tıpla birleştirmek ileriye gitmektir. Aksine hekimin ve sağlığın elini güçlendiren bu zenginliği ortaçağa dönmek olarak açıklamak manidardır.

Sağlıcakla.