Konya'nın Sarayönü ilçesinde dünyaya gelen 77 yaşındaki Ahmet Büyüközdemir, küçük yaşta annesini kaybetti. Babasının da başka birisiyle evlenmesiyle dedesi Hüseyin'in yanında büyüyen Büyüközdemir, vatani görevinin ardından Samsun'a memur olarak atandı. Büyüközdemir'in 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası tayininin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) çıkmasıyla burada göreve başladı.

KKTC'de yaşayan Rus bir ailenin çocuğu olup o yıllarda 12 yaşında olan Vladislav Nelbuyin'in babasının öldüğünü ve kahvehanede yaşadığını öğrenen Büyüközdemir, o günden sonra çocuğa sadece evinin değil, yüreğinin de kapılarını açtı.

Düğününe yardım etti, otomobil aldı, evinin tapusunu verdi

Sahip çıktığı ve Türkçe öğrettiği çocuğun 18 yıl boyunca her şeyiyle ilgilenen Büyüközdemir, evlenmediği ve çocuğu olmadığı için Nelbuyin'i evladı gibi gördü.

Büyüközdemir'in kendisine yaklaşımından etkilenen Nelbuyin, bir süre sonra Müslüman oldu.

Herkes tarafından sevilen bir çocuk haline gelen ve Büyüközdemir'in dedesi 'Hüseyin'in adını da kullanan Nelbuyin, 10 yıl önce evlenmeye karar verdi ve evden ayrıldı.

Moldovalı bir kızla hayatını birleştiren Nelbuyin'in düğünü için Kişinev'e giden Büyüközdemir, daha sonra Antalya'ya yerleşti.

Büyüközdemir, düğün yapması ve otomobil alması için maddi yardımda bulunduğu Nelbuyin'e, Antalya'da yaşadığı evi de hediye etti.

Nelbuyin ve çocuklarını görmek için zaman zaman yurt dışına giden Büyüközdemir, her yıl Nelbuyin, eşi ve 3 çocuğuyla bir ay Antalya'da zaman geçiriyor.

Evlendikten sonra önce Moldova daha sonra Rusya'da yaşamaya başlayan Nelbuyin ve ailesi, Büyüközdemir'i telefonla arayarak da olsa hiç yalnız bırakmıyor.

Hüseyin'i evlatlık edinmek istedi ancak yasalar izin vermedi

Büyüközdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne ve baba şefkatinden uzak büyümenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi.

Kahvehanede gördüğü kimsesiz çocuğun da aynı duygulardan uzak büyümesine yüreğinin el vermediğini anlatan Büyüközdemir, Nelbuyin'in mahzun bakışlarına dayanamadığını dile getirdi.

Nelbuyin'in üzerine titrediğini, hastalandığında günlerce başında uykusuz beklediğini anlatan Büyüközdemir, Nelbuyin'in 'Hüseyin' ismini kullanmak istediğini duyunca çok duygulandığını ifade etti.

Büyüközdemir, birlikte çok güzel vakitlerinin geçtiğini belirterek şöyle konuştu:

'O benim artık Hüseyin evladım oldu. Çok akıllı bir çocuk çıktı. Türkçeyi kısa sürede öğrendi, herkesle kaynaşmaya başladı. Hüseyin'i evlatlık edinmek istedim ancak yasalar izin vermedi. Annesi de birkaç ay sonra bizi buldu ancak Hüseyin'in mutluluğunu görünce benimle kalmasına izin verdi. Ara ara bizi ziyarete geldi. Bana büyük saygı gösteriyor. Aramızdaki sevgi ve saygı 28 yıldır hiç bozulmadı. Her gün görüntülü beni arıyor, halimi ve hatırımı soruyor. Hüseyin bana evlat, ben de ona baba oldum. Artık torunlarım bile var. Türkçe bilmiyorlar ama her yıl Türkiye'ye geldiklerinde 'Ahmet dede' diye koşup bana sarılıyorlar.'

'Sevginin dili, dini, ırkı olmaz'

Oğlunun ve ailesinin yanına geleceği günün hayaliyle yaşadığını, yollarını gözlediğini dile getiren Büyüközdemir, torunlarının mutluluğu için oğluna hediye ettiği evi havuzlu aldığını söyledi.

Sevginin dili, dini, ırkı olmayacağını aktaran Büyüközdemir, 'Ölene kadar onlarla sürekli irtibatta olacağım. Hüseyin'i çok sevdim ama çocuklarını gördüğüm zaman çok başka duygular yaşıyorum.' dedi.

Hayatını film senaryosuna benzetiyor

Hayatını bir film senaryosuna benzeten 40 yaşındaki Vladislav Nelbuyin ise Büyüközdemir'den, iyilikten başka bir şey görmediğini söyledi.

Ahmet Büyüközdemir'in çocukluk ve gençlik yıllarında kendisini hep koruyup kolladığını anlatan Nelbuyin, 'Onun sayesinde çocukluk ve gençlik yıllarım çok güzel geçti. Bana hep doğruyu gösterdi. Çevremde gördüğüm baba ve çocuk ilişkilerinden daha öte bir sevgi bağımız var. Ömrüm boyunca eşim ve çocuklarımla her yıl Antalya'ya gelerek onu hiç yalnız bırakmayacağız.' ifadelerini kullandı.

İTTİFAK-AA