Kurucu başkanlığını yaptığım ŞEHİRDER’in ilke ve hedeflerinin teşekkül etmesinde bürokrasiden akademiye, siyasetten ticarete birçok münevverin fikrî katkısı vardır. Mayıs 2013’te kuruluşu resmîleşen ŞEHİRDER kısa zamanda şehre dair yaptığı araştırmalar, toplantılar, meclisler, projeler, etkinlikler ve basın açıklamalarıyla Erzurum’da sivil toplumun sesi olmuş ve haklı takdirini kazanmıştır.
ŞEHİRDER Erzurum ve bölgesini ilgilendiren Ermeni meselesinde de birbirinden kıymetli çalışmalara imza atmıştır. 9 Kasım Aziziye Zaferi’nin her yıl kutlanması fikrini ortaya atmış ve ilki Erzurum Valiliği öncülüğünde Ekim 2013’te “9 Kasım Tabyalar Platformu”nun kurulmasında etkin olmuştur.
Ardından şehrimizde, ülkemizde ve dünyada Ermeni meselesiyle ilgili bilinç oluşması ve doğru bilgiye ulaşılması amacıyla doğrudan ve dolaylı olarak yapılacak çalışmaların içeriğini konuşmak, farklı bakış açıları ve yeni stratejiler oluşturmak, o yıla kadar yapılan çalışmaları tetkik etmek, sorgulamak ve mesele üzerinde ‘benim de sözüm var’ diyen herkesi dinlemek amacıyla ilki 13 Aralık 2013’te Erzurum’daki bilim adamları ve STK temsilcileriyle, ikincisi de 24 Aralık 2013’te basın mensuplarıyla istişare toplantıları organize etmiştir. İstişare toplantılarında ortaya atılan düşünceler ve yapılan tespitler bir sonuç bildirgesi ile kamuoyuyla paylaşılmıştır.
ŞEHİRDER 30 Mart 2015 tarihinde de bir basın açıklaması yaparak her 24 Nisan’da Ermeni meselesiyle ilgili Türk tarafının açıklamalar, etkinlikler yapmasını Ermenilerin kendilerince kutsadıkları tarihin tanınırlığına, diasporanın propagandasına farkında olmadan katkı sağlamak anlamına geldiğine dair düşüncelerini yine kamuoyuyla paylaşmıştır.
İşte hem 2013 sonundaki istişare toplantılarımızın sonuç bildirgesini hem de 30 Mart basın açıklamamızı meseleye bakış açımızı göstermesi açısından kitabımızın başına koymayı uygun bulduk. Yaptığımız çalışmalar ve gözlemlerimiz neticesinde sadece uluslararası kamuoyunun değil Türkiye halklarının da Ermeni meselesi konusunda kafalarının karışık olduğunu fark ettik. Kendimizi dışarıya anlatma endişesine düşmüşken ülkemizde de konuya yabancı kalmış yahut Ermeni propagandalarından etkilenmiş çok ciddi nüfusun olduğunu söyleyebiliriz. Üzülerek müşahede ettik ki, Türkiye’nin batısı başta olmak üzere halkın önemli bir kısmında, sanat dünyasında ve entelektüel çevrelerde Ermeni meselesi bir iki adi olayla bilinmekte olup ülkenin doğusunda yaşanmış eşsiz acılar, Türklerin uğradığı soykırımlar pek bilinmemektedir. Konuyla özel ilgisi olanlar ve bilim adamları dışında Ermeni meselesinde bölük pörçük ve savruk bilgiye sahip insanlarda konuyu zihinlerinde tam olarak oturtamamışlardır.
Osmanlı Türk Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti ile Ermeniler arasındaki sorunlar Lozan, Kars ve Gümrü Antlaşmalarıyla yasal çözüme kavuşturulmuştur. Buna rağmen soykırım iddialarına dayalı Ermeni Meselesi hâkim güçlerin Türkiye’yi kontrol etmek için ürettikleri sun’î, siyasî bir meseledir.
Yine dönemin Erzurum Valisi Sayın Ahmet Altıparmak’ın teşviki, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ednan Yazıcı’nın desteğiyle Mayıs 2015’te ŞEHİRDER “Sevk ve İskân Kanunu’nun 100. Yılında ERMENİ MESELESİ ERZURUM KRONOLOJİSİ” isimli çıkarmıştır. Bu eşsiz eser hazırlanırken oluşturulan heyet tarafından yaklaşık 70 kitap ve Başbakanlık Osmanlı Arşivinden yüzlerce belge incelenmiştir.
Ermeni Meselesi elbette sadece Erzurum bölgesinin değil, Anadolu’nun birçok yerinde kendisini gösteren meseledir. ŞEHİRDER Erzurum’da kurulmuş bir STK olarak evvelâ bu meselenin en önemli merkezlerinden biri olan Erzurum örneği üzerinden konuyu ele aldı. 27 Mayıs 1915’te alınan “Sevk ve İskân Kanunu”nun 100. yılına denk getirmeye özen gösterdiğimiz mütevazı çalışmamız, bir tarihi olay olmaktan çıkarılıp uluslararası rant haline dönüştürülen Ermeni meselesinin doğru anlaşılmasında konunun meraklılarını aydınlatıcı ciddi bir eser olmuştur. Bu eşsiz eserde ŞEHİRDER’in meseleyle ilgili evvelce yaptığı istişare toplantılarının sonuç bildirgesine ve basın açıklamalarına da yer verilmiştir.
ŞEHİRDER benim başkanlığımdan sonra da Vedat Eğilmez başkanın, sonrasında Mustafa Uğurlu başkanın döneminde de şehrimiz ve vatanımız söz konusu olduğunda sağa sola bakmadan bildiği hakikatleri kamu önünde haykırmaya devam etmiştir.
12. yılına giren ŞEHİRDER’in dördüncü başkanı Uğur Aksu ve genç yönetimi ise çıtayı daha yükselterek Erzurum’daki tarihi gümrük Hanı’nı “Ermeni Mezalimi Müzesi ve Bilgilendirme Merkezi” yapmak için yoğun bir çalışma içerisinde girmişlerdir. Han içerisindeki her oda Ermeni mezalimiyle ilgili tematik donatılacak, iki oda da Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından İkinci Karabağ Zaferi’nin hatırası yaşatılacaktır. İçerisinde konferans salonunda öğrencilere bu tarihi meseleyle ilgili seminerler ve dersler verilecektir. Tamamlanmasını şehrin heyecanla beklediği müzede ŞEHİRDER’in kamu ve halk desteğini arkasına aldığını görmek bizi mutlu etmektedir.
Evet, coğrafyamız dünyanın belki en kıymetli coğrafyası… Kıtaların, medeniyetlerin buluştuğu kavşakta yer alıyor şehrimiz ve ülkemiz… Bu nedenle ülkemizin düşmanı eksik olmuyor. Hal böyleyken yeni neslin vatana, millete, bayrağa, değerlerimize, inançlarımıza ve töremize aidiyeti her geçen gün azalmakta, gençlerimiz millî şuurdan hızla uzaklaşıp küresel/dijital dünyanın ve algı/magazin kültürünün dayattığı kimliğe talip olmaktadır. Devletler arası ilişkiler, siyaset değişebilir; diplomatik dil elbette farklı olabilir, ancak sivil zihin, halk dili ve şuuru için, istiklâl ve istikbal için tarihi olayların tüm sıcaklığıyla bilinmesi ve tekrarlanması gerekmektedir.
Bu münasebetle kurucusu olmaktan gurur duyduğum ŞEHİRDER’in takdire şayan bu girişimini ve çalışmasını çok kıymetli buluyorum. Başkan Uğur Aksu’nun ifadesine göre müzenin 2025 yılının sonunda tamamlanması planlanıyor. Umarım süreç sorunsuz ve eksiksiz tamamlanır ve gecikilmiş bir merkez Erzurum’a kazandırılır. ŞEHİRDER yönetimini ve emeği geçen herkesi tebrik ediyor, kolaylıklar diliyorum.

YORUMLAR