`height=

Şırnak Ü niversitesi GSF Müzik Bölümü Öğr.Gör  Ahmet Selçuk BAYBURTLU ile yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz.

AY: 'Ü retmeyi başaramayan akademisyen tipi 1) en iyi makaleyi kendisi yazmıştır ; 2) araştırma yöntemlerine hakimdir ; 'anca rüyada' 3) ondan iyi ders anlatan bulamazsınız ; 4) piyasada ne kadar makale tez varsa okumuştur 5) sağa sola durmadan yorum yapar; ' Açıklar mısınız?

BAYBURTLU: Aslında burada genel bir sorundan söz etmek istiyorum ; Bir akademisyenin 'en iyisi benim deme hatası' olmamalı ne kadar okursan o kadar iyisin derdi rahmetle andığım kıymetli hocam Prof. Kadir KARKIN. Okumayan araştırmayan bir akademisyenin her şeye hakim olması mümkün mü? Derse ön hazırlık yapmadan girilir mi? Hazırlık yapmadan, anlayacağı dersin ne olduğunu bilmeden derse giren, ders anlatan çok insan tanıdım. Bence bir akademisyenin her ay yayınlanmış alanındaki makaleleri ve tezleri okuması gerekir ; Bizim genel sorumuz ise makale yazarken açıp okumak ; takip edilmiyor genel anlamda tabi burada kıymetli hocalarımı tenzih ederim. Her zaman şu öğüdü verdiler 'on oku bir yaz ama mutlaka yaz; ' 

AY: İyi Bir İcracı Olmak İçin Nasıl Bir Yol Takip Edilmeli? Günde 6-8 Saat Çalışmak Yeterli mi?

BAYBURTLU: Çalışmanın saati olur mu? İnsan kendini bilmeli, iki saat çalışma ile harikalar yaratan insan da tanıdım, on saat çalışan fakat düzensiz çalışan insan da tanıdım. Bence saatin önemi yok ne kadar verimli çalıştık bunun önemi var. 

`height=

AY: Türklerde Askeri Müzik Tarihi Hakkında Kısaca Bilgi Verir misiniz? Bugünkü 'Mehter'  Devamı mı?

BAYBURTLU: Her toplumun kendi kültürel özelliklerini yansıtan müzikal bir yapısı bulunmaktadır ve bu müzikler kendine göre yapısı ile icra edilir. Türklerde ise müzik arkeolojik kazılarda bulunan kanıtlara ve tarihi kaynaklara göre 5000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bulunan kanıtlar ışığında Türklerde müzik en çok dini ve askeri alanda kendini göstermiştir. Türklerde 'askeri müzik', devlet yapısının gelişmesiyle daha da belirginleşmeye başlamıştır. 'Askeri müzik geleneği' Osmanlılara Selçuklular vasıtası ile geçmiştir. Osmanlı askeri müziği, Osman Gazi zamanında savaşlarda yer almaya, mehter yapılanması ve olgunlaşması ise I. Murad döneminde başlamıştır. Bu dönemde, teşkilat oturmaya ve görev dağılımları hususu daha çok netlik kazanmaya başlamıştır. Mehterde kullanılan enstrumanlar zurna, boru, zil, kös, nakkaredir.  Osmanlıda mehterhanenin kapatılıp Muzıka-i Hümayun`un kurulmasından sonra üstün hizmetlerinden dolayı general rütbesi alacak olan Giuseppe Donizetti (DonizettiPaşa) ile kurumsallaşma ile ilgili önemli gelişmeler yaşanmış, çeşitli konserler verilmiş ve Muzıka-i Hümayun aynı zamanda bir müzik okulu hüviyeti de kazanmıştır. Osmanlı`da kurulan, bando, orkestra ve fasıl heyetinden oluşan Muzıka-i Hümayun, 1924 yılında Ankara ya taşınmış ve Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti adıyla Milli Savunma Bakanlığı na bağlanmıştır. Osmanlıdan günümüze ordu içinde her zaman askeri bandolar yer almıştır ve farklı isimlerde günümüze kadar gelmiştir. 

AY: Müzik Terminolojisi Ü zerinde Çok Duruyorum ve Kitap Yazdım. Sizce de Terminoloji Önemli mi?

BAYBURTLU: Tabi ki hocam; Müziğin icrasında ve araştırılmasın da, değerlendirme ve analiz çalışmalarında başvurulan ve fazlaca ihtiyaçduyulan bir bilim dalıdır.

AY: Ü lkemizde Müzik Kurumlarımızın Sınırları Çizilmemiş ve Birbirine Geçmiş Vaziyette. Güzel Sanatlar Fakülteleri`nin 'Müzik Alanı Ara İnsan Gücünün' Yetiştirilmesine Odaklanmasını Önceliyorum. Ne dersiniz?

`height=

BAYBURTLU: Tamamen size katılıyorum; Plansız ve programsız her yerde mantar gibi türüyor; 4 yıllık lisans eğitiminden sonra bir çok gençarkadaş ortada kalıyor; Nitelik ve nicelik, misyon ve vizyon olarak sorunlar saymakla bitmez..Son yapılan başka bir yanlış ise baraj puanının kalkması oldu, şimdi sınava girmek yeterli olacak. Burada ara sizin de dediğiniz gibi ara insan gücüne ihtiyaçduyulacak fakat bu ara insan gücünün eğitim ve öğretim müfredatı nasıl olacak buda ayrı bir mesele;

AY: Müzik Kurumlarının Çoğalması Kalitede Bir Sorun Yaratmakta mıdır?

BAYBURTLU: Tabii ki evet, az önce de bahsettiğim gibi nitelik ve nicelik önemli ; şu dönemde öğrenci yetiştirmek çok zor gençler lisede mezun olduklarında üniversiteyi de lise gibi sanıyor; Her yere açılması taraftarı değilim; Az olsun öz olsun; Kaliteli olsun;

AY: Söylemek istediğiniz bir konu var mı?

BAYBURTLU: Aslında önerim olacak hocam..Yukarıda da bahsettiğim gibi gençarkadaşlar liseden mezun olduğu gibi üniversitelere geliyorlar; Benim dönemimde hazırlık dersleri vardı şimdi hepsi kaldırıldı; Öncelikle, YÖK ün her üniversitede zorunlu olacak şekilde 'Ü niversite Kültürü' dersi koymasını öneririm; Lisans da yetiştirmeye çalıştığımız öğrenci arkadaşlara verilen şuan ki eğitim lise müfredatı bile değil, daha seviyeli ve yüksek bilgi donanımlı gençler yetiştirmeliyiz ; .

AY: Çok Teşekkürler;

BAYBURTLU: Bu söyleşide emeği geçen herkese başta siz olmak üzere teşekkür ederim ; Saygılarımla.