Açık hava müzesi gibi her yanında tarih ve kültür mirası taşıyan Edirne’de bazı günler güneş adeta nazlı nazlı batıyor. Batarken bulutların arasından yansıyan kırmızının onlarca tonu ise görsel şölen oluşturuyor. Şehrin simgesi "Taş dehaya ulaştı, deha taş kesildi" diye de tasvir edilen Selimiye Camii gün batımında heybetine heybet katıyor. Sınır komşusu Avrupa ülkelerinden dahi görülen, döneminin mühendislik ve matematik bilimlerini zorlayan mimari yapısını gün batımındaki pamuğu andıran bulutların çevrelediği Selimiye Camii, akşamın karanlığı çökmeden kırmızı ve pembe tonlarıyla güne veda ediyor.

Kubbe ve şerefelerinin ışıklandırmasıyla zifiri karanlıkta da kentin ortasında bir zümrüt gibi parlayan Selimiye Camii, hem ibadet hem de ziyarete kapılarını 24 saat açık tutmaya devam ediyor. Selimiye ile altın üçgende yerini alan Eski Cami ve Üç Şerefeli Camisi de özellikle fotoğraf sanatçılarının gün batımıyla aynı karede buluşturmaya çalıştırdığı diğer kültürel miraslar arasında yerini alıyor. Tunca ve Meriç nehirleri üzerinde bir gerdanlık gibi duran tarihi köprüler de yine gün batımında sundukları siluetleriyle hayran bırakıyor.