Bağımlılık ile Mücadele İl Koordinasyon Kurulu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde toplandı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kurulun son toplantısını Kasım ayında Adana'da gerçekleştirdiklerini anımsatarak, geçen sürede büyük ölçekli uyuşturucu yakalama haberiyle mutlu olduklarını belirtti. Söz konusu dönem içerisinde gerçekleştirilen 8 ayrı operasyon ve yakalamalara değinerek, 13 ton 280 kilogram uyuşturucu madde ele geçirdiklerini anlatan Bakan Soylu şunları kaydetti:

"Bu büyük yakalamaların bize anlatmak istediği şudur. Dünyadaki zehir kartellerinin, uyuşturucu çetelerinin, terör örgütlerinin bu işe yaptıkları yatırım giderek artmaktadır. Uyuşturucu meselesi sadece çeşit değil, aynı zamanda ölçek değiştirmektedir. Bakın sadece az önce saydığım 8 operasyonda ele geçen malzemenin toplam ağırlığı, 13 bin 280 kilogram yapıyor. Sadece 8 operasyon saydım. Ve buna İstanbul’da yakalanan 260 kilogram sentetik madde dahil değildir. Çünkü o bir hammaddeydi ve bu 260 kilogram sentetik maddeden 260 ton bonzai üretilmesi mümkün olabilecekti."

Uyuşturucu sorununun artık ölçek değiştirdiğini, üretim, sevkiyat ve üretim tekniklerinin geliştiğini belirten Soylu, hem küresel ölçekte hem de Türkiye'ye yönelik tehlikenin büyüdüğünü ve artık yakalamaların tonlarla ifade edildiğini aktardı.

Ele geçen uyuşturucunun yakalanmaması durumunda binlerce gencin vücuduna bu zehirlerin gireceğini vurgulayan Soylu, öte yandan terör örgütü PKK'nın da bu ticaretten kazanacağı para ile silah alıp, canlar yakacağını kaydetti.

Yapılan çalışmalar ve operasyonlar sayesinde uyuşturucuya bağlı ölüm rakamlarının da azaldığını ifade eden Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben bir söz söyledim, çok eleştiri aldım. Şimdi her yerde bunu anlatıyorum. Doğrudur, sert bir sözdü ama meselenin vehameti, açık söylüyorum beni korkuttu. 2013’te 232’lerde olan uyuşturucuya bağlı ölümlerde 2016 rakamı 920, 2017 rakamı ise 941 olarak görünce ve buradaki hızlı yükseliş trendini görünce, buraya müdahale etmek zorunda kaldık."

Gerek toplum, gerek ilgili bütün kurumlar ve İçişleri Bakanlığının sorumlu tüm birimlerinin meseleye özel bir önem verdiğini ve uyuşturucuya bağlı ölüm sayılarını neredeyse yarı yarıya azalttıklarını kaydeden Soylu, geçen yıl kasım ayı itibarıyla bu rakamın 491 olduğunu ifade etti.

Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede bir trend yakaladıklarını anlatan Soylu, 2016'dan 2018'e kadar operasyon sayılarının yüzde 70.3, gözaltı sayılarının ise yüzde 56.7 oranında arttığını vurguladı. Aynı şekilde alınan önlemler sayesinde yasa dışı kenevir ekim miktarının da azaldığına işaret eden Soylu, "Yasa dışı kenevir ekiminde 2016’da 81 milyon kök alınıyordu. İki yılda bunu 8’de bire düşürdük. 2018 yıl sonu itibarıyla 10 milyon yasa dışı kök kenevir ele geçirdik." diye konuştu.

Uyuşturucu ile mücadeleye ciddi yatırım yapıldı

Uyuşturucu ile mücadele eden birimlere ciddi yatırımlar yaptıklarını da anlatan Soylu, uyuşturucu satıcılarının fakir olmadığını ve altlarında son model ve hızlı otomobillerin bulunduğunu belirterek, "Şimdi bunları bin 600 motorluk araçlarla takip edebilmek, operasyon yapabilmek mümkün değil." dedi.

Konuşmasında narkotimlerin gerçekleştirdiği başarılı sokak operasyonlarına ilişkin de bilgi veren Soylu, uyuşturucunun en uç pazarlama birimi olan torbacılara yönelik ciddi bir saha baskısı oluşturduklarını belirtti.

Soylu, 2018'de 19 bin 923 sokak satıcısının tutuklandığını, uyuşturucu suçundan toplam tutuklu sayısının ise 21 bin 134 olduğunu belirterek, 2019 yıl başından bugüne kadar ise çoğunluğu sokak satıcıları olmak üzere, 2 bin 436 kişinin tutuklandığını kaydetti.

UYUMA Projesi

Bakanlık bünyesinde oluşturulan UYUMA projesi kapsamında hazırlanan mobil uygulamanın şu ana kadar 119 bin 590 vatandaş tarafından cep telefonlarına indirildiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Bütün vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Lütfen bu uygulamayı indirin, telefonunuzda bulunsun. Belki de bir genç kızımıza musallat olmaya çalışan, bir genç evladımıza musallat olmaya çalışan bir torbacının, bir alçağın, bir insanlık düşmanının yakalanmasına vesile olursunuz."

Teşkilat mensuplarına da seslenen Soylu, "Eğer bir kaymakam hala indirmemişse, benim polis, jandarma arkadaşım hala indirmemişse yöneticilerimiz hala indirmemişse biz bunu vatandaşlarımıza nasıl izah edebiliriz. Bunu bir seferberlik haline getireceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Metruk binalar

Önemli bir çalışma ve sıkı bir takip içinde bulundukları bir diğer konunun ise metruk binalar olduğuna işaret eden Soylu, şunları söyledi:

"Yaptırdığımız saha araştırmalarında, uyuşturucu kullanıcılarının, maddeyi yüzde 40.7 oranında kendi evlerinde, ikinci olarak da yüzde 24.6 oranında metruk binalarda kullandıklarını tespit ettik. Bunun üzerine metruk bina konusuna yoğunlaştık. Rakamlarımızı ada parsel bazında yeniden güncellemeye tabi tuttuk ve tespiti yapılan metruk bina sayısı olarak 59 bin 367 rakamına ulaştık. Bunların yüzde 67’sini yıktık. Tesbiti yapılıp yıkılmayan metruk bina sayısı halen 21 bin 359’dur. Bu binaların da 8 bin 46’sının da yıkım kararı alınmış durumdadır. Yıkılamayanların bazıları sit alanında, bazıları kentsel dönüşüm alanında, bazılarının da varislerinin çokluğu nedeniyle tebligat gitmesi ve diğer süreçleri uzuyor. Bazı bina sahipleriyle de henüz anlaşılabilmiş değil, hatta bazılarının sahipleri belli değil. Sahipleri belli olmayan binaları da yıkıp geçin. Yıkıp geçmek lazım. Çünkü onun sahibini bulabilmek mümkün değil. Eğer işlemlerini yaparsak o iş 10 yıl, 20 yıl sürer. O binalarda sadece uyuşturucu yok ki her şey, her türlü pislik var, her türlü tehdit ve taciz ortamının oluşabileceği iklim var. Onun için bu konularda bütün valilerimize, kaymakamlarımıza, belediye başkanlarımıza. Dozerleriniz boş durmasın. Bu mesele de atacağımız en önemli adımlardan bir tanesidir. Yıkabildiğimizi yıkıyoruz, yıkamadığımızın da en güzel şekilde güvenliğini almak zorundayız."

Avrupa'nın tavrı net değil

Uyuşturucunun terörün en önemli finansman kaynaklarından biri olduğunu ve PKK'nın uyuşturucudan yılda 1,5 milyar dolar kaynak sağladığını hatırlatan Soylu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa’nın bu meseleyle ilgili tavrı net değil. Bir yandan bakıyorsunuz uyuşturucuyla mücadeleye dönük kurumlarını oluşturuyor, izleme ve takip merkezleri kuruluyor ama öte yandan son kullanıcı noktasında anlaşılmaz şekilde müsamahakar davranıyor. Bir yandan bütün raporlarında, Avrupa’ya uyuşturucunun PKK tarafından temin edildiği belirtiliyor, öte yandan PKK’nın Avrupa’daki faaliyetlerine gizli veya açık izin veriliyor. Kırmızı bültenle aranan PKK’lılar Avrupa’da serbestçe geziyor, oturum hakkı, hatta bazen vatandaşlık alıyor.

Şurası bir gerçek ki Türkiye, uyuşturucu ile mücadelede gelişmiş dünyadan çok fazla destek görüyor değildir. Mücadelemizin dünyaya çok ciddi faydası var. Yakalamalarımız sayesinde Avrupa’da uyuşturucu arzı azaldığı için uyuşturucu pazarında fiyatlar oldukça arttı. Bu iyi bir şey. Ama bizim önceliğimiz, elbette ki kendi ülkemiz. Bu mücadeleyi her şart ve koşulda vermek zorundayız. Kötü olan, uyuşturucunun çeşit ve miktarının her geçen gün artması. İyi olan, bizim kapasitemizin yükselmesi, kararlı bir mücadele ortaya koyuyor olmamız ve bundan netice alıyor olmamız. PKK’nın iki şah damarı var. Birisi tahakküm ettiği ve sömürdüğü belediyelerdi, ikincisi de uyuşturucu ticareti. Birincisini tamamen kestik, ikincisine de sürekli darbe üstüne darbe vuruyoruz."

Millet her şeyi biliyor

Kaymakamların görev yaptıkları yerlerde mahalle mahalle dolaşıp vatandaşlarla sohbet etmesini de isteyen Soylu, "Millet her şeyi biliyor. Bu kadar açık ve net. Sorarsanız size elinden geldiği kadar yardımcı olacaktır. O da bu meselenin bitmesi noktasında canhıraş bir mücadelenin ortaya konulmasını istiyor. Onun için sokaklarda ve vatandaşlarla birlikte olmalıyız." diye konuştu.