Sünnetin korunmuşluğu (4)

Abone Ol

Aklımıza gelebilecek önemli bir sorunun&nbsp cevaplandırılması gerektiğini düşünmekteyim. Bu soru şu şekildedir:&nbsp

Kıyame suresi 19. Ayetteki 'sonra onu açıklamak da bize aittir' ayetiyle Nahl Suresi 44. Ayette 'Sana da zikri (Kur an ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın'&nbsp ayetini birlikte değerlendirip, nasıl anlayacağız?&nbsp

Bu meselenin açığa kavuşması için aşağıdaki ayetlerin açıklamalarına öncelikle bir bakalım.

Zümer Suresi 42. Ayette Rabbimiz, ölüm vakti gelenlerin canlarını aldığını bize bildirir. Secde Suresi 11. Ayette ise ölüm meleğinin canlarımızı aldığı bildirilir. İki ayeti birlikte değerlendirdiğimizde, Zümer Suresi 42. Ayette o zaman şu kastedilmiştir: Allah, ölüm vakti gelenlerin canlarını ölüm meleği aracılığıyla alır.&nbsp

Şimdi de başka bir ayeti anlamaya çalışalım; &nbsp

Biz onu (Kur an ı) okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. (Kıyame Suresi 18. Ayet)&nbsp

Bu ayeti okuduğumuzda, 'ayetleri Allah Resulüne, Cenab-ı Hak direkt olarak mı okumaktadır?' gibi bir soru gelebilir.

Bu tür bir soruya, cevabımızı başka bir ayetle verelim.&nbsp

Şüphesiz o (Kur an), çok şerefli bir elçinin (Cebrailin), sözüdür.&nbsp (Tekvir Suresi 19. Ayet)&nbsp

Kıyame Suresi 18. Ayette, Kur an ı, 'biz okuduğumuz zaman' diye belirtilmektedir. Tekvir Suresi 19. Ayette de Kur an ı, Cebrailin okuduğu söylenmektedir. O zaman Kıyame Suresi 18. Ayette şu kastedilmektedir: biz onu (Kur an ı) Cebrail aracılığıyla okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.

Bu açıklamalardan sonra, Kıyame Suresi 19. Ayet ile Nahl Suresi 44. Ayetin uyumlu olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz.&nbsp

Kıyame Suresi 19. Ayette şu bildirilmekteydi: Sonra onu (Kur an ı) açıklamak da bize aittir. Nahl Suresi 44. Ayette ise Kur an ın açıklanmasıyla ilgili şöyle buyrulmaktaydı: Sana da zikri (Kur an ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.

Bu iki ayeti birlikte düşündüğümüzde, Kıyame Suresi 19. Ayette şu kastedilmektedir: Sonra onu (Kur an ı) açıklamak da Resul aracılığıyla da olsa bize aittir.&nbsp

Burdan anlaşılıyor ki, Allah Resulü mecazi manada açıklayandır. Hakiki manada açıklayan Cenab-ı Hak tır.&nbsp

Allah Resulünün kitap ve hikmeti öğretmek üzere gönderildiğini öğrendiğimiz Cuma Suresi 2. Ayet ve Allah Resulünün açıklama görevi olduğunu bildiren Nahl Suresi 44. Ayetin birbiriyle ne kadar uyumlu olduğu umarım anlaşılmıştır. Bu iki ayetin de, Kur an ı Allah ın açıkladığını bildiren kıyame Suresi 19. Ayet ile çelişmediği, Allah ın, gönderdiği Resul vasıtasıyla açıklama yaptığı ortaya çıkmış oldu.&nbsp

Kıyame Suresi 19. Ayet ve Nahl Suresi 44. Ayetin birbiriyle çelişmediği, bazı ayetler üzerinden açıklanarak, Allah Resulünün mecazi manada açıklayan olduğu gerçeğinin vurgulanması çok önemlidir.&nbsp

Allah Resulünün vahiyle beyan etme vazifesi gibi aynı şekilde beyan (açıklama) vazifesi, önceki peygamberlerde de vardır.&nbsp

(Allah ın emirlerini) onlara iyice açıklasın (liyubeyyine) diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. (İbrahim Suresi 4. Ayet)&nbsp

Son peygamber olan Allah Resulüne ait sünnetin korunmuş olduğu konusuyla ilgili anlatacaklarımız bitmedi.&nbsp

Devam edeceğiz biiznillah.&nbsp