* Türkiye ana kimliğinin temeli Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığıdır.

* Ehl-i Sünnet Fırka-i Nâciye`dir. (Lütfen, henüz bilmeyenler ' Ü mmetim yetmiş üçfırkaya ayrılacaktır; ' hadî sini öğrensinler.)

* Çok açık ve kesin konuşuyorum: Türkiye, Ehl-i Sünnet ve Cemaatten koparsa varlığı tehlikeyle girer, geleceği kararır.

* Ehl-i Sünnet Kur`an Müslümanlığıdır.

* Ehl-i Sünnet, adından anlaşılacağı üzere Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünneti Müslümanlığıdır.

* Ehl-i Sünnet Sevad-ı Â zam`dır . (Lütfen Sevad-ı Â zam hadî sini öğreniniz.)

* Birtakım dış derin güçler ve onların içimizdeki yardakçıları, Türkiye`de Ehl-i Sünneti yıkma plan ve projeleri yapmışlardır.

* Avam tabakasının bunlardan haberi yoktur.

* Küfür dünyası, Ehl-i Sünnet İslamlığını kaldırıp yerine light ve ılımlı bir İslam getirmek istemektedir.

* İslam düşmanlarının siyasetleri ve stratejileri şudur: Mademki, dini büsbütün yıkamıyoruz, hiçolmazsa asıl İslam`ı kaldıralım, yerine, bize zarar vermeyecek içi boşaltılmış bir İslam getirelim.

* Osmanlı devleti ve Hilafeti altı asır, Ehl-i Sünnet İslamlığı ile ayakta durmuştur.

* Tanzimat`tan sonra dinden çeşitli tâvizler (ödünler) verilmiş ve bunun sonu çöküş olmuştur.

* İslam`ın asıllarından, temellerinden hiçbir ödün verilemez.

* Binden fazla ulemanın fetvasıyla Pakistan`dan kovulan Fazlarruhman`ın Tarihsellik mezhebi bâtıl ve sapık bir mezheptir.

* Son elli sene içinde, ülkemizde Ehl-i Sünnete aykırı bir sürü bid`at cereyanı (gizli güçler tarafından) çıkartılmış ve teşvik edilmiştir.

* Aktivist cereyanlar Arap aleminde, Pakistan`da, İslam dünyasının hiçbir yerinde başarılı olamamıştır.

* `Allah yek Janus-i hakikî est=Allah gerçek bir Janus`tur` diye yazan İranlı zındığın kurtuluş reçetesi ile İslam dünyasının necat bulacağına inanmak için büyük ahmak ve beyinsiz olmak gerekir.

* Bütün okullara Kenan Evren`in emriyle konulan mecburî din kültürü dersleri bir aldatmacadan ibarettir.

* Din hizmetleriyle meşgul olan resmî bir kurum, Avrupa Birliği norm ve kriterlerine uygun olmadığı için nice muteber din kitabını yayınlamamaktadır.

* Yüze yakın ilahiyatçının çalışmasıyla, ayıklanmış hadî sler külliyatı hazırlanmış ve yayınlanmıştır.

* Reformcular, dinde yenilik ve değişim isteyenler, Mutezile mezhebi mensupları, Fazlurrahmancılar, light ve ılımlı İslam taraftarları var güçleriyle Sünnete ve sahih hadislere saldırmaktadır.

* Ehl-i Sünnet İslamlığı biz Sünnî lere emanettir. Bu emaneti korumakla yükümlüyüz. Vazifemizi yapmazsak tokat yeriz.

* Ehl-i Sünnet ile bid`at fırka ve cereyanları asla bir tutulamaz.

* Kur`an Müslümanlığı Ehl-i Sünnettir.

* Vehhabiliğin foyası meydana çıkmıştır.

* Osmanlı devleti 622 sene Mâturidî (ve Eş`arî ) itikadı, Hanefî (ve diğer üçmezhep) fıkhı ile ayakta durmuştur.

* 'Ne iyi komutandır o Kostantaniyeyi feth edecek olan emî r; ' hadisiyle, Resulullah efendimiz Fatih`i övmüştür. Fatih Mâturidî idi;

* Fazlurrahmancılık hakim olursa, uygulamada İslam diye bir şey kalmaz. O tarihsel, şu tarihsel diye dini kuşa çevirirler.

* Ehl-i Sünnet düşmanları taqiyye ve kitman yaparak kendilerini gizliyor. Müslümanı aldatmak haramdır.

Birlik farzdır

Elde fırsat, imkân, hürriyet varken, birleşmek mümkün iken, Türkiye Müslümanlarının birleşmemeleri nedir?

İntihardır;

Hıyanettir, hainliktir;

Beyinsizliktir;

Nasıl birleşilebilir?

Önce birleşme, ittihad-ı İslam, tek bir Ü mmet olma hâlis niyeti bulunacak.

Sonra bu niyet, âqil Müslümanlar tarafından, teoriden pratiğe geçirilecek.

Birleşmenin çareleri ve çözümleri araştırılacak.

Birleşme konusunda planlar, programlar, projeler yapılacak.

Bugünkü durum nedir?... Birbirinden kopuk irili ufaklı bin parçadan oluşan bir mozaik var. Her biri kendi başına buyruk. Tavaif-i müluk;

Ne yapılabilir?

İslamî sivil toplum kuruluşları (Cemaatler, tarikatlar, hizipler, fırkalar, parçalar; ) bir Federasyon veya Konfederasyon çatısı altında birleşebilirler. Bunun hukukî yolları açıktır.

Siyasî iktidara zıt gitmezler, kapatılma tehlikesini en aza indirirler.

Bu birliğin büyük bir oy potansiyeli olacağı için, siyasî iktidar onları idare eder.

Federasyon (veya konfederasyon) aktif politika yapmaz. Siyasî muhalefet yapmaz. Dini politikanın dışında ve üstünde tutar.

Federasyon bütün din sömürücülerine, aktivistlere, arivistlere, ehliyetsizlere, geri zekalılara, münafıklara, yarı mühtedilere, bedevî zihniyetlilere, soytarılara, şarlatanlara, hokkabazlara kapalı olur.

Federasyonun bir etik nizamnamesi olur, İslam karşıtları bile takdir eder, saygı duyar.

Federasyon bünyesinde bir MECLİS-İ MEŞÂ YİH olur, tarikatları kontrol eder. Sahte şeyhlere aman ve fırsat vermez.

Federasyon, tarikat perdesi altında din sömürüsü ve soygun yapılmasına karşı çıkar.

Bütün mü`minlerin tek bir Ü mmet olmaları farzdır.

Bölünme, parçalanma, tefrika, çekişme, tepişme, mü`minlerin birbirlerine düşmanlık etmesi, birbirlerini düşman görmesi haramdır.

Bütün mü`minlerin râşid, âdil, ihlaslı, taqvalı, ehliyetli, liyakatli, dirayetli, kiyasetli, muslih, âbid, zâhid bir İmam-ı Kebir`e biat ve itaat etmeleri farz derecesinde bir vazifedir.

Müslümanlar, birleşme, tek bir Ü mmet olma konusunu gündemlerine almıyor.

Bugünkü savrukluk ve başıboşluk içinde banka, holding, dev anonim şirket, finans kurumu haline gelmiş, milyarlarca dolarla oynayan birtakım dinî kuruluşlar vardır. Onlar bu saltanatlarından vaz geçmez.

Birliğe, ittihad-ı İslam`a, iman kardeşliğine, tesanüde çok dikkat eden büyük bir zatın izinden gittiklerini iddia eden bir grup, tam elli şubeye ayrılmış.

Nakşiler belki de yüz şubeye bölünmüş.

İslamî prensliklerin haddi hesabı yok.

Din sömürücüsü bazı eşkıya, haydutlar saf ve cahil Müslümanları tokatlıyor, kaz gibi yoluyor, inek gibi sağıyor.

Ortak bir 'İman, İslam, Kur`an, Sünnet Hizmetleri Plan ve Programı' yok. Herkes kendi kafasına ve kapasitesine göre hizmet ediyor veya ettiğini sanıyor.

Din, Şeriat, ahlak elden gidiyor, birileri camilere kalorifer veya klima döşemeyi birinci iş yapmış.

Cemaatçilik, tarikatçılık, fırkacılık holiganlıkları, militanlıkları, fanatizmleri almış yürümüş.

Ü mmet birliği elden gidince ne olur?.. Zillet gelir, esaret gelir, yenilgi gelir, güçve kuvvet gider.

Suriye Müslümanları, halkın yüzde 75`ini oluşturuyorlardı ama birlikolmadıkları için, yüzde 12`lik bir azınlığın pençesine düştüler ve perişan oldular.

Endülüs Müslümanları, parçalandıkları için çöktüler, tarihten silindiler.

Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) 'Birlik rahmet, parçalanma azaptır' buyurmuşlardır.

Allah bütün mü`minlerin birlik içinde tek bir Ü mmet halinde olmalarını emr ediyor, istiyor.