Galatasaray favori çıktığı maçta Akhisarspor`u yenerek Süper Kupa`yı kazandı ve sezona kupayla başlamış oldu. Son iki yıldır saha içinde iyi giderken, saha dışında yönetim kaynaklı sorunlar eksik olmuyor. Aslında Galatasaray yönetiminin işi ezeli rakipleri Beşiktaş ve Fenerbahçe`ye oranla kolay. Florya`ya tam hâkim ve taraftar üzerinde büyük kredi sahibi bir Fatih Terim`le çalışıyorlar. Tek yapmaları gereken finansal sorunlarla ilgilenmek, transferleri zamanında yapmak ve kulübü ileriye taşıyacak projeler üretmek. Futbolcularla ilgilenmelerine, takım ve taraftar arasında köprü olmalarına, çıkan krizlerle ilgilenmelerine gerek yok. Terim rakip takımlar üzerinde öyle bir baskı oluşturuyor ki, takımın motivasyonunu bozmak isteyen rakip takım başkanları direk olarak hocayı hedef almış durumda. Fatih Terim, tam anlamıyla rakibe endişe, taraftarına da güven veren bir görüntüde.

Bütün bu avantajlı duruma rağmen her transfer döneminde ayrı bir strateji hatası yapmayı beceren bir Galatasaray yönetimi var. Bu hatada aslan payı 2. Başkan Abdurrahim Albayrak`a ait, ardından da Başkan Mustafa Cengiz geliyor. Transfer sürecini çok kötü yönetiyorlar. Çok sık ve kulübü güçdurumda bırakacak açıklamalar yapıyorlar. Abdurrahim Bey geçtiğimiz yıllarda benzer çıkışları nedeniyle zor günler geçirmesine rağmen adeta güvenlik kamerası görse röportaj verecek tavrından vazgeçemedi. Albayrak, satılması için yoğun çaba harcanan Mbaye Diagne için çeşitli defalar 'mutlaka satmak istiyoruz' açıklaması yaptı. Bu açıklamalar, taraftarda Diagne satılacak, gelen parayla da golcü ve orta saha transferi yapılacak beklentisi oluşturdu. Oysa transfer zor süreç. Satamazsanız ne olacak? Sporcuyu istenmeyen adam ilan ettiniz, taraftar gözünde değersiz, istekli takımlar gözünde de ucuza alınacak futbolcu haline geldi. Arap kulüplerinden İngiliz kulüplerine kadar uzanan geniş bir yelpazede talibi olduğu haberleri çıkan, gitti gidecek denen Senegalli golcü halen satılmış değil. Gelinen noktada beklenildiği gibi 14-15 milyon avrolara değil çok daha azına satılacak. 

Benzer sorun alınması düşünülen Falcao`da yaşanıyor. Kolombiyalı golcü ile her konuda anlaşıldı, bu iş tamam haberlerinin ardından Abdurrahim Albayrak öyle açıklamalar yaptı ki 25 milyon Galatasaray taraftarı Falcao rüyası görmeye başladı. Tamam medya soruyor, Abdurrahim Bey de cevap veriyor. Neden politik bir cevap vermiyor veya 'temaslarımız sürüyor. Falcao ilgilendiğimiz futbolculardan sadece biri. Medyaya yansımayan çok sayıda başka alternatif golcü ile temastayız' demek çok mu zor? Böylece medyaya istediği haberi verirsiniz hem de Falcao transferi gerçekleşmezse hayal kırıklığı yaşanmaz. Ü stüne Başkan Mustafa Cengiz`in 'kap açıklaması yapılır inşallah' demeci geldi. Bütün bunlar yetmezmiş gibi görüşmeler, pazarlıklarla ilgili detaylar, menajer Ahmet Bulut`un futbolcuyla görüşmek için Galatasaray adına Fransa`ya gitmesi an be an medyaya yansıdı. Ü çgüne biter, bir haftası var, oldu, olacak şeklinde pembe diziye dönen süreçsonunda Monaco kulübü, bonservis ücreti talep etti. Oysa başlangıçta Falcao`yu satarak yıllık 7 milyon avroluk maaşından kurtulmak yeterliydi Fransız kulübü için. Kitle iletişim araçlarının dünyayı global bir köy haline getirdiği günümüzde Galatasaray yöneticilerinin açıklamalarının Monacolu yöneticiler tarafından duyulması güçdeğil. Fransız kulübünün yöneticileri artık çok iyi biliyor ki Galatasaray camia olarak Falcao transferine odaklandı. Neden bu fırsatı paraya dönüştürmek istemesinler? Keza Diagne ve ona talip olan kulüpler sarı kırmızılıların Senegalli futbolcuyu satmak konusunda istekli olduğunu üst düzey yöneticinin ağzından dinlediler. Onlar da bekle gör taktiği uygulayarak ucuza alma peşinde.

Görünen Falcao`nun transferi şayet gerçekleşirse bonservis ödenmesi ile mümkün olacak. Aynı şekilde Diagne de Kasımpaşa`ya ödenen 13 milyon avronun altında bir rakama satılacak. Arada oluşan kayıp Galatasaray`ın içinde bulunduğu finansal zorluğu bir daha artıracak. Abdurrahim Albayrak ve Mustafa Cengiz olur olmaz açıklama yaparken bunu düşünmeli.