Kendini ideolojilerden uzakta bizatihi insan yaşamına dokunan alanlara adayan kişileri hep gıptayla takip ederim. Dünyayı kurtarmak için 'dava' arayışlarına girmeden kozasını ören, çevresini harekete geçiren ve somut bir hedef koyan öncülere mevcutlardan daha fazla ihtiyacımız var. Ü lkenin içinde bulunduğu duruma bakarsak, öncülerimizin yetersizliğini de anlamış oluruz.

Evet bir nevi misyonerlerden söz ediyorum. Daha doğrusu bu söze itibar kazandıracak kadar dünyamıza iyilik yükleyen, hayatımızı kolaylaştıranlardan; Nereden aklıma geldi bu düşünceler şimdi? Geçtiğimiz haftalarda sevgili dostum başarılı televizyoncu Cem Seymen ile Kocaeli Kitap Fuarına gittik. Yol boyunca devam eden sohbetin üzerine Cem`in, Kocaelili izleyicilerine verdiği konferansı da takip ettim. Fuar alanındaki konferans salonuna yaklaştığımızda gördüğüm kalabalığın coşkusu Cem`in misyonu üzerine biraz daha düşünmem gerektiğini hatırlattı.

Yıllarca ekonomi gazeteciliği yaptıktan sonra kendini 'tarım' alanındaki arayışlara adayan Seymen, her hafta CNN Türk`te yayınlanan programında ülkemizden başarılı tarım çalışmalarını ekrana getiriyor. Türk tarımının ayağa kalkması için kafa yoruyor, uzmanları konuşturuyor, köylülerin iyi tarım örneklerini ülkeye tanıtıyor ve en önemlisi bunu bıkmadan, usanmadan yapıyor.

Ü rgüp`te başlayan öyküsünü Ankara, İstanbul, New York gibi kentlerde sürdüren ve sonunda bir tarım gönüllüsü olarak geniş kitlelerin gönlüne giren Cem`in herkesin burun kıvırdığı, küçümsediği dönemde tarımı ayağa kaldırmaya çalışmasının gerçek bir liderlik ve hakiki bir misyonerlik olduğunu düşünüyorum.

Yolculuğumuz sırasında da hatırlamıştık, Ü rgüp`teki 'eşekli kütüphanecinin' öyküsünü; Emekli bir memurun eşeğe yüklediği kitaplarla köy köy dolaşması ve insanların en azından kitaplardan haberdar olması için çabalamasını nasıl onlarca yıldır anlatıyorsak, Cem`in programlarını da yıllarca konuşacağız ve Türk tarımının yeniden yükselişinin temel harçları olarak kabul edeceğiz.

'Bu programı yapmayı ilk düşündüğümde yöneticiler gülmüştü. Tarım programını kimse izlemez, emeğin karşılığını bulmayacak düşüncesindeydiler. Hatta 3-4 bölüm ömür biçiyorlardı' diye anlatıyor Cem o ilk günlerini; Pazar akşamları tüm ülkede dikkatle izlenen, maçtam kaçan izleyicilerin tek alternatifi olan programında anlatıyor, anlatıyor ve yine anlatıyor. Gıda fiyatlarının enflasyonu yükselttiğinin konuşulduğu bugünlerde, tanzim çadırlarının kurulduğu günümüzde yıllardır sabırla yürüttüğü mücadelenin ne kadar özel olduğunu daha iyi anlıyoruz. Dünyanın gıda sorunu yaşadığı, sağlıklı beslenmenin ciddi bir sıkıntı olmaya başladığı günümüzde tarım belki de en stratejik alan olarak yükseliyor. Ü lkelerin tarım stratejileri milli güvenlikten daha ayrı düşünülmüyor. Yıllar boyunca 'dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri' olarak tanımlandıktan sonra ciddi bir tarım ithalatçısı konuma sürüklenen Türkiye`nin seferberlik başlatması gereken ilk konunun burası olduğu tartışma götürmez.

Elbette uzmanların, bilim insanlarının, araştırmacılarının emeklerini gözardı etmiyorum. Zaten bu alanda çalışan pek çok ismi Cem`in programlarında izliyoruz, yaptıkları iyi işleri öğreniyoruz. Fakat Türk tarımının bir misyoneri, ilk akla gelen öncüsü kim diye bir soruyla karşılaşırsanız şüphe duymadan Cem`i gösterebilirsiniz. Her hükümette değişen tarım bakanlarının başaramadığı şeyi başarıyor, hem toplumu bilinçlendiriyor hem de Türk köylüsüne doğru örnekleri gösteriyor.

Birkaçhafta önceki programında izlemiştim. Büyük metropollerde tarım yapmanın önemini anlatıyordu. Dünyanın büyük şehirlerinde nasıl ciddi ölçüde tarım üretimi yapıldığını, milyonlarca insanı besleyecek tarım ürünlerinin nasıl kentlerin hemen yanıbaşında yetiştirildiğini gösteriyordu. Peşinden İstanbul`a geldi konu ve Beykoz civarındaki köylerden örnekler verdi. Cumhuriyet Köyündeki tarım üretimini anlattı, çok kıymetli muhtarına mikrofonu tuttu. 15 milyonu çoktan aşan bir devasa nüfusun Antalya`dan gelen tarım ürünleriyle beslenmesi yeterli değil. Şehrin kendisi de üretmeli ve topraklarını değerlendirmeli; Gittikçe boşalan köylerin yıllardır ekilmeyen toprakları yeniden bereketlenmeli ve son açıklanan rakamlarda yüzde 15`leri bulan işsizlik sorunu için de bir alternatif olmalı;

Bugün kendinize bir iyilik yapın Türk tarımının güler yüzlü misyonerinin CNN Türk`te Pazar günleri saat 20.00`de yayınlanan programını izleyin; Yazdıklarımdan çok daha fazlasıyla karşılaşacağınız kesin;