Modernite mantığının sürekli etkilediği bugünkü insanın muhtaçolduğu temel ilkeleri 'esasta birlik' sözünde toplamak mümkündür. Esasta birlik olmayınca da düzen olmayacaktır. Bu yüzden de, insanlık, kaostan kurtulamamaktadır. Dünya küçüldü diyerek güçlü olmayı gurur ve ezmek bilen çağdaş firavunlar insana bir saygı duymuyor. Buyursun kan ve acı.

Beni İsrail nebî lerinin karşılaştığı tüm anlayışsızlıklar, Batı uygarlığına aynen geçmiştir. Bastırılmış veya fırlamış, bütün dokuz canlı sapmalar devam ediyor. Cicibeyler hiçözeleştiriye gelemez. Oscar Wilde Salome`yi yazıp sahnelendiği zaman İngiltere çalkalandı. Eser yasaklandı. Çünkü Trinity (teslis) College`ında okumuş Oscar Wilde dogmalara dokunuvermişti. Kralın, üvey kızı Salome`ye şehvet duymasını değil de Wilde`ın hastalığı teşhis etmesini kabul edememişlerdi. Şunu mu demiş oluyordu sanatkâr: Siz Herod soyusunuz. Herodias ve üvey kızı Salome sizde devam ediyor.

Kral, karısının kızı olan Salome`ye talip olmuş ve bunun kutsanmasını istemiştir. Yahya aleyhisselam buna izin veremezdi ve vermedi de. Bunun üzerine o dehşet verici olay gerçekleşmiş, Yahya aleyhisselamın başı, altın bir tepside Krala sunulmuştur. Kavim, peygamberi illa öldürmeli! Beni İsrail alışkanlığından Yahya da kurtulamadı İsa da mutlaka ölmelidir! Töreleşmiş bir şey bu. Yoksa düşünebilen bir Hıristiyan için Kur`an, İsa`yı yüceltici olmaz mı?

Ama sürekli İslâm kötüleniyor. Amaçlı. Ama Hıristiyan, dogmalar karşısında çaresizdir. Öyle başlamış, öyle gidiyor. Ü stelik, saptırıcı aşırılıklar kurumlaşmış. İki bin yıldır Papalık, malzemesi din duygularının şaşkınlaştırdığı halkı İsa sevgisiyle apıştırmakta başarılı olmuş bir Krallık aslında.

Cervantes`in hikâyelerini karantina sürecinde tekrar okuma fırsatım oldu. Bir hikâyede öyle bir şey çıktı ki karşıma, pes! Pes ama, pes edecek biz değiliz. Esasta birlik tanımayanlar pes etmesi gerekenler.

Kilise`de Preciosa Santa Ana gününde (Santa Ana, Hz. Meryem`in annesi oluyor.) bir romans okur. Bir kıtası da şu:

Ah o nasıl bir kız, o nasıl bir torun

Ah o nasıl bir damat

Böyle haklı bir davayı

Kutlamak ve övmek gerek

(Cervantes, Örnek Alınacak Hikâyeler. çev.: Dr. Fehmi Nuza, M.E.B. Yayınları, 1951).

Torun İsa alışık olmadığımız bir yaklaşım. Dindar Katolikler için İsa`nın anneannesi de saygın. Bu doğal. Ama ey okurlar, bakın iş bir satır sonra neye varıyor. Damat, Tanrı! Haşa diyorum doğal olarak, merak ediyorum, İngilizce`de 'haşa' nasıl, daha doğrusu var mı? Var: 'God forbid...' Bu, 'Tanrı bağışlasın' demektir.

Peki ama Tanrı bunu bağışlar mı? İlâhî olan her şeyi tersine çevirmek tabiatında olan Hıristiyan topluluklar işte bu, bu kadar uzağa düşmüşler.

İşte Hıristiyanlık inancı Batı insanını bu içinden çıkılmaz noktaya sürüklemiştir. Bu yüzden Kilise artık aydınları tutamıyor, Batı insanı, ilâhî olana yönelmek istiyor.