Değerli okuyucularımız,

Bitkisel tıp konusu, geniş izleyici ve okuyucu kitlelerinde önemini artırsa da aslında binlerce yıldan beri modern tıbbın da temelini oluşturan bir hazinedir. Hipokrat`tan önce ve sonra tıp hekimleri hastalarına en önemli şifayı bitkilerle sağlamışlardır.

Günümüzde sekiz on yıldır popüler olsa da kimya sektörü, ilaçsektörü, ıtriyat sektörü bitkilerle her zaman içiçeydi;

Dünyada binlerce bitki çeşidi olmakla birlikte bir de yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış gösteren belirli bir bölgeyle sınırlı bitkiler vardır ki bunlara literatürde endemik bitki denilmekte;

Ve kıymetini henüz yeteri kadar bilmesek de ülkemiz endemik bitki açısından da bir hazine;

***

Ü çkıta arasında köprüyüz

Çünkü Türkiye 3 bini endemik olmak üzere 9 bin bitki türüne sahip. Bu rakamın ne kadar önemli olduğunu anlamak için Avrupa nın tamamında 2 bin 750 si endemik olmak üzere 12 bin bitki türü bulunduğunu belirtmemiz yeterli olur sanırım.

Kültür ve Turizm Bakanlığı nın internet sitesindeki verilere göre, Türkiye de, üçkıta arasında doğal bir köprü olması, çeşitli coğrafi özellikleri ve coğrafi farklılığın getirdiği iklim çeşitliliği nedeniyle dünyada benzerine az rastlanan bir bitki çeşitliliğine sahiptir.

Ü lkemizdeki endemik türelerin en önemlilerinden birkaçı Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi (Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan Sığla ağacı veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndaki Kral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunan Datça hurması (Phoneix theophrasti)dır. Yurdumuzun özellikle dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir. Bunun yanında özellikle Pleistosen`deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkanı bulmuş, fakat günümüzde özellikle dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülmektedir. Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları, Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut, Mercan (Munzur) dağlarındaki nemli ılıman ve nemli soğuk bitkilere örnek olarak gösterilmektedir.

Erzincan Erzurum Van havzası

Yine yapılan araştırmalarda Palandöken Dağındaki endemik bitki sayısının birçok ülkeden fazla olduğu belirtilmektedir.

Erzincan, Erzurum ve Van Gölü nün güneyindeki yüksek dağlar endemik bitki yatağıdır.

Bu sınıfların çoğu Aceraceae, Fabaceae, Scrophulariaceae, Lamiaceae, Asteraceae gibi familyalara aittir. Özellikle Astragalus, Verbascum, Centaurea, Salvia gibi cinslere ait endemik türlerin sayısının fazla olduğu Erzurum`da Türkiye`deki endemik bitkilerin yüzde 10`unu bulunduğu belirtilmektedir.

Deniz seviyesinden bin 850 metre yükseklikte bulunan Erzurum, 89 familya, 492 cinse ait toplam 1542 takson ile flora bakımından zengin iller arasında yer almaktadır.

Yine 34 familya ve 107 cinse ait 255 endemik takson da yetişmektedir Erzurum`da;

Şehrin 25 kilometre güney - güney batısından başlayan, kuzey - kuzeydoğu doğrultusunda 25 kilometre uzanarak, 15 kilometre doğusuna kadar devam eden ve şehri bir yay gibi saran Palandöken dağlarında 11 familya ve 16 cinse ait 20 endemik taksonun yetiştiği Flora of Turkey`de belirtilmiştir.

İsviçre`de bir tane endemik tür yetiştiği dikkate alındığında Palandöken Dağları`nın endemik bitkiler bakımından ne kadar zengin bir bölge olduğu anlaşılmaktadır.

Palandöken bir bitki hazinesi

Yaklaşık 75 kilometrekarelik bir alanı kaplayan sıradağlardan oluşan Palandöken Dağları, Ağrı Dağı gibi koni şeklinde yükselen tek bir dağdan oluşmadığı için şehirde hâkim olan doğal bitki örtüsüne de sahip

Flora of Turkey`de B8 karesinde yer alan Palandöken Dağları`nda yaklaşık 160 takson yetiştiği belirtilmiştir. Elbette ki bu sayı Palandöken dağlarında yetişmekte olan bitki türünün gerçek sayısını vermiyor.

Ayrıntılı bir şekilde bölgenin florasının belirlenmesiyle bu sayı daha bariz bir şekilde tespit edilebilir. Yabani olarak yetişen bu bitkiler, içerdikleri eterik yağ, acılık veren tanen benzeri maddeler, alkoloidler ve glikozitlerden dolayı çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır.

Bu bağlamda ülkemiz, petrol aramasına gerek olmayacak derecede bir kaynağa sahiptir. Yeter ki yer üstü bitki kaynaklarını iyi değerlendirip dünyaya, eczacılıkta, kimya sanayiince, ıtriyat sektöründe ürün temin edip pazarlayabilecek teknolojiyi yakalasın;

Türkiye`deki bazı endemik bitki türleri

İnsanlığın beslenmesinde kilit rol oynayan tarla bitkilerinin % 30 u Anadolu dan köken almıştır Örneğin, kiraz, badem, kayısı, buğday, nohut, mercimek, incir, lale, kardelen ve çiğdem. Ü lkemiz endemik bitkilerinden bazıları kültür bitkilerini içermektedir.

Türk mutfağının zenginleşmesi ve rakipsiz olması açısından bu bitkiler önem arz etmektedir. Yerimiz olmadığı için özetleyecek olursak, Orkide salep yapımında, dondurmada vb. kullanılır.

Badem, Elazığ, Hakkâri, Mersin, Maraş ve Van da yetişmektedir. Tere, salatalarda kullanılan tere ülkemizde Adana, Bitlis, Hakkâri, Kastamonu, Konya, Maraş, Niğde ve Van illerinin endemik bitkilerindendir. Ve daha Pancar, Kiraz, Nohut, Keten, Kekik, Madımak, Armut, Çavdar, Çemen, Adaçayı, Safran, Turp gibi birçok endemik bitkiye sahip bir ülkeyiz.