23 Nisan 2018 tarihinde aramızdan ayrılan Gazanfer Sanlıtop Ağabey`le yıllar önce Somuncu Baba dergisinin toplantısında tanıştım. Toplantıda çok fazla tanıdığım olmasına rağmen kaderim onunla beni aynı masada buluşturdu. Hiçtanımadığım bir adamdı ve daha önce de hiçkarşılaşmamıştık. Karşımda on yedi yaşındaki bir gençgibi heyecanlı, bir o kadar da içinin güzelliği yüzüne vurmuş olan olgun bir şahsiyet vardı. Onunla hakkındaki ilk izlenimlerim bunlardı.

Ü sküdar ilçemizin Çamlıca tepesinde aynı masada Gazanfer Bey`le bizi buluşturan kader daha sonra 'dünya ne kadar da küçükmüş' sözünü doğrularcasına birçok defa bizi buluşturdu. Neler konuşmadık ki? Daha çok kitap ve kültür merkezli olan bu konuşmalar onu da çok dingin tutuyordu.

Gazanfer Sanlıtop, 1940 yılında Manisa-Akhisar-Gölmarmara`da doğmuştu. 1951`de ilkokulu,1954`de Ankara`da Cebeci Ortaokulu`nu,1957`de de Manisa Lisesi`ni bitirdi. Kendi ifadesi ile bir yıl tıpta oyalandıktan sonra 1963 yılında Makine Yüksek Mühendisi olarak İTÜ Mühendislik Fakültesi`ni bitirdi. Ardından 10 ay Bayındırlık Bakanlığı`nda devlet memurluğu, 24 ay yedek subay askerlik ve 30 ay da özel sektörde deneyim kazandı. 1 Ocak 1969`da bir aile şirketi olarak kendi işini kurdu. Bugün EMAS grubu olarak elektroteknik, otomotiv ve elektronik konularında faaliyet gösteren bu şirkette yüzlerce işçi ve uzman istihdam edilmekte ve 46 ülkeye de ihracat yapılmaktadır. Ayrıca EMAS`a bağlı Esen Ofset`te baskı dalında Avrupa ödülü sahibi bir firmadır.

Şiire ilkokulda başladı. Ortaokulda gurbeti, lisede gençlik hayallerini kaleme aldı. Ü niversite dönemi, İstanbul coşkusuyla yazdığı dizelerine yansıdı. İş hayatı onu şiirden kopardı. Aralık 1992`de kanserle tanıştı. 32 yıl ara verdiği şiire, Kâbe`de tavaf esnasında dua niyetine söylediği kelimelerden oluşan 'Pervane' ile geri döndü. Sonra ara verdiği geçip giden uzun zamandan intikam alırcasına şiir ve yazılar, daha isabetli bir ifade ile kitaplar peş peşe yayınlamaya başladı. Hangi aralıkta, hangi konuda, hangi kitabı yazacağı ve hangi yayınevinden çıkacağını bilemiyorduk. 'Pervane', 'Bir Katre Sevgi', 'Kelimeler', 'Gizlim Saklım Yok', 'Sönmezmiş HiçSevdalar', 'Burada Sevgi Var', 'Her Şeyi Allahtan İste', 'Gönül Dostu Nazik Hoca', 'Çocuklarımızı Nasıl Yetiştirelim', 'Hülle', 'Girişimcilik', 50.000 adet basılan ve tükenen 'Mutluluğun Şifreleri', iş hayatındaki deneyimlerini aktardığı 'Kuvözde Çocuk Büyütmek', 'Benim Kanserim', 18 Mart 2006`da 150.000 adet basılarak Hürriyet Gazetesi tarafından okurlarına dağıtılan amcası Yüzbaşı Mehmet Hilmi`nin biyografisini kaleme aldığı 'Çanakkale Geçilmedi' ile 'Her Şeyi Allah`tan İste' isimli eserlerin sahibidir.

'Dur' yüce emrine kadar bütün hızıyla çalışmayı ve yazmayı sürdüren Gazanfer Sanlıtop, kitaplarının tüm gelirini Cerrahpaşa Çocuk Sağlığı Vakfı`na bağışlamıştır.

Görüldüğü gibi, Gazanfer Sanlıtop Türk ekonomisine, kültür hayatına ve sosyal dayanışmaya önemli katkılar sağlamıştır.

Gazanfer Bey 1959`da yazdığı Hatıralar isimli şiirinde

'Farklıdır hayal edilenler

Kimi para ister düşlerinden

Kimi yar

Kimi uzun bir ömür ister

Kimi rahat bir mezar

Benim derdim sizlerdir

Hatıralar'

demektedir.

Gerçekten de hatıralar onun bütün eserlerine sinmiştir. O da ısrarla hatıralarının onu bırakmadığını ifade etmektedir. Ancak bireysel gibi görülmelerine rağmen toplumsal yönü ağır basan hatıralardır bunlar. 1950`lerden günümüze kadar yaşanan toplumsal, siyasal ve ekonomik değişmeleri kitaplarına serpiştirilmiştir. Kibritin bir zamanlar ne denli önemli ihtiyaçmalı olduğu, bisiklete ilk zamanlar şeytanarabası diyerek Türk toplumunun direndiği, bize canavar gibi gösterilen Manisa Tarzan`ının gerçekte Manisa`nın ağaçlandırılmasında büyük katkısı olduğu, 1950`lerde sadece köy muhtarının evinde manyetolu telefon bulunduğu ve yine kıymetli evrak ve mektupların trenlere eklenen posta vagonlarıyla taşındığı gibi yüzlerce durumu karşılaştırmamıza imkân sağlamaktadır kitapları.

Gazanfer Sanlıtop`un, eserlerini kaleme alırken halk kültürümüzden de çok faydalandığı görülmektedir. Türk kültürünün en nezih, en bozulmamış kısımlarını eserlerinin içerisinde nakış nakış işlenmiştir. Bu yönüyle Gazanfer Sanlıtop`un çalışmalarının edebiyat araştırmacıları, antropolog, ekonomist ve sosyologların da ilgisinden kaçmayacağı kanaatindeyim.

Onun eserlerinin önemini bilen birisi olarak 2008 yılında 'Ustalara Yaşarken Saygı' başlığı altında yaptığım özel etkinliklerden birisinin de konusu Gazanfer Sanlıtop`tu. Rahmetli Nevzat Yalçıntaş hoca da oradaydı. Teknik Ü niversiteli olan Gazanfer Sanlıtop ve orada bulunan bazı arkadaşlarının Türkçeyi kullanma gücü ve mükemmelliği karşısında hayranlığını ifade etmişti. Başka bir sanayici ve entelektüel Alper Kanca Bey de Gazanfer Sanlıtop`un sanayiciliği konusunda çok iyi bir analiz konuşması yapmıştı.

Bana göre Gazanfer Sanlıtop, ülkesinin türküsünü söyleyen adamdı.

Türkü sıcaklığında ve samimiydi.

Türkülerimiz gibi muazzam bir tarihsel ve toplumsal birikimini eserleriyle bize sundu.

Yine türkülerimiz gibi yerli ve milli idi.

Mekânı cennet olsun.