Dünyanın her yanında, yoksulluk olarak ortaya çıkan üretim yetersizliği, Doğu’dan Batı’ya bütün ülkelerin, gidermek zorunda oldukları sorunların başında gelmektedir.

Dünyada hangi ülkede olursa olsun, üretimsizlik her zaman ekonomik, siyasal ve kültürel bunalımların tetikleyicisi olmuştur. Üretimsizliğin oluşturduğu, hareketsiz durgun kapalı yapıları, hareketli akışkan açık yapılara dönüştürmeden, ülkelerin üretimsizliğinin üstesinden, gelmek mümkün değildir.      

Ülkelerin üretici kesimlerine, yeni alanlar açmaları, kamu, özel ve gönüllü kuruluşlarının, yerel pazarlardan  küresel pazarlara açılmalarına bağlıdır. Yerel pazarlar kadar, küresel pazarlara önem veren, uzak görüşlü girişimcilerin kuruluşları, üretimsizliğin oluşturduğu kapalı yapının dışına çıkarak,ürünleriyle birlikte bayraklarını da, bütün dünyaya taşırlar. Onlar tüketen elleri, üreten ellere dönüştürerek, insanların üretici güçlerine, en büyük katkıda bulunurlar.

Dünyanın bütün ülkelerinde girişimciler, yaptıkları buluşlarla, geliştirdikleri yöntemlerle, üreten eller olma  kültürüne, yeni açılımlar kazandırırlar. Onlar hayatın bütün alanlarında, üreterek kazanırlar, kazanarak üretirler. Onların üretici güçleri, düşünülmeyenleri düşünmelerinden, bilinmeyenleri bilmelerinden, üretilmeyenleri üretmelerinden kaynaklanır. Girişimcilerin oluşturduğu çekim alanlarında, gündüz gerçekleşmeyecek rüyalar gece görülmez.

Gelir seviyeleri ne olursa olsun, toplumların bütün kesimleri, hem üreticidirler  hem tüketicidirler. Bütün ülkelerde insanlar, üretim güçlerine yeni açılımlar kazandırmak için, işleri, yaşları ne olursa olsun, ekonominin her alanında, gerekli üretimleri  özendirerek, gereksiz tüketimleri önleyerek, üretim güçlerini büyütürler. Toplumlarda kimse üretmeden tüketmenin peşine düşmezse, kimse ihtiyaçlarından daha fazlasını istemezse, hiçbir alanda üretim güçsüzlüğü çekilmez.

Dünyanın bütün ülkelerinde üretimsizlik, ihtiyaçlarından daha fazlasını, yatırımlara dönüştürmesini bilmeyenlerden kaynaklanır. Ülkelerde insanlar ellerinin emeklerinin, gözlerinin nurlarının, alınlarının terlerinin karşılığından, daha fazlasını tüketmezlerse,  dünyanın hiçbir ülkesinde, temel ihtiyaç ürünlerinde kıtlık çekilmediği gibi, kimse de yoksul düşmez.Bütün dünyada kıtlığın ve yoksulluğun üstesinden, üreten ellerin sayısını, çoğaltmasını bilenler gelir. 

Dünyada birbirleriyle üretimde doğru, tüketimde ters orantılı yarışa giren girişimciler, ekonomik ve kültürel hayatın, bütün  alanlarında çığır açıcı gelişmelerin öncüleri olurlar. Onlar ne iş yaparlarsa yapsınlar, gerekli üretimleri özendirerek, gereksiz tüketimleri önleyerek, toplumlardaki gelir dengesizliklerini azaltırken, toplumların üretici güçlerine yeni alanlar açarlar. Toplumlarda üreten ellerin sayılarını  çoğaltanların, üstesinden gelemeyeceği hiçbir  sorun yoktur. 

Girişimciler herkesin aynı düşündüğü yerde farklı düşünürler, yapılmayanları yaparlar,görülmeyenleri görürler. 

Girişimcilerin güçleri, çoğaltan ve hızlandıran etkiler doğuran, buluşlarından ve yatırımlardan kaynaklanır.
 
Girişimçilikte başarı başlanılan yerle, ulaşılan yer arasındaki üretim farkıyla ölçülür.