Değerli okuyucularımız,

Şimdiye kadar uzmanların demeçlerinde, basında yayınlanan yazı ve röportajlarda uyku apnesinin acilen tedavi edilmesi gereken çok ciddi ve hayati önemde bir hastalık denildiğini biliyoruz.

Hatta ileri derecede apne şikâyeti olanlara, geceleri maske kullanmak önerilirken bu rahatsızlık tedavi edilmediği zaman hastayı bekleyen riskler vardır denildi.

`height=

Neydi bu sayılan riskler?

Örneğin kalp ritim bozukluğu, kalp krizi, felç, impotans yani iktidarsızlık, iş verimsizliği, gün aşırı uykusuzluk ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan sosyal problemler;

Peki uyku apnesi tedavisi çözümsüz bir hastalık mıydı?

Tamam hemen her sağlık çalışanı biliyor ki uyku apnesine bağlı olarak şu ve benzeri durumlar yaşanmaktadır:

Örneğin gürültülü horlama, sabah baş ağrısı, yüksek tansiyon, aşırı ve hızlı kilo alma, sabah ağız kuruluğu, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, uykuda aşırı terleme, mide yanması, uykusuzluk, sık idrara çıkma, huzursuz gibi rahatsızlıklar.

'Bu rahatsızlığı ortadan kaldıracak elinizde bir çözüm mü var?' sorusu esasında tıbbın doğasına aykırı. Biz bu konuda modern tıbbın ve geleneksel tıbbın gayretlerini takdirle karşılıyoruz.

Bizim amacımız bütün bu tedavi yöntemlerini uygulayan meslektaşlarımıza fonksiyonel tıbbın bir savunucusu olarak sadece klinik tecrübelerimizi kamuoyu ve meslektaşlarımızla paylaşmaya yöneliktir.

Biz akupunktur ve fonksiyonel tıbbın birçok yöntemini uyguladığımız klinik tecrübelerimizde yüzlerce vakada şunu gördük.

Kişinin burnunda et olabilir, kemik eğriliği yani deviasyon olabilir, küçük dil daha uzun olabilir. Ama bu kişinin kan dolaşım sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi sağlıklı çalışıyorsa böylesi kişide uyku apnesi rahatsızlığının etkileri pek olumsuz gözükmez.

Aksine, örneğin bir kimsede burunda kemik eğriliği olmasa da damakta polip bulunmasa da genizde et olmasa da bu kimse uyku apnesinden şikâyetçi olabilmektedir.

Neden?

Çünkü bu kişide boyun fıtığı olabilir, kabızlık olabilir, hazımsızlık olabilir, kulakta uğultu, çınlama olabilir, bel fıtığı, kireçlenme, hemoroit, yüksek tansiyon vb. olabilir. Bu gibi şikâyetleri olan bir hasta horlayabilmekte, uyku bozukluğu yaşayabilmekte ve dolayısıyla uyku apnesi dediğimiz şikâyetler söz konusu olabilmektedir.

Bu veya herhangi bir rahatsızlığı sebebiyle gelen hastaya akupunktur tedavisi ve fonksiyonel tıbbın diğer yöntemleriyle tedavi uygulandığında hasta yakınlarının bir zaman sonra 'eşimin horultusu azaldı, nefessizlik nöbetlerinde azalma oldu' dediklerini biliyoruz.

`height=

Herkesin alerjisi kendine

Çocuklar başta olmak üzere kişide yaşanan ve sebebi belli olmayan birçok rahatsızlıkta alerjiye dikkat çekmiştik.

Özellikle çocuklardaki uyku bozukluğu, karın ağrısı, altına kaçırma vb. gibi şikâyetler sorgulanırken geri planda gizli alerji olup olmadığına mutlak bakılmasını son zamanlarda ortaya çıkan birçok hastalığın temelinde alerji ve gizli alerji olduğunu geçen yazdığımız yazılarda dile getirmiştik.

Bir kez daha önemle belirtiyoruz ki çocukların sağlıklı büyümesi için sağlıklı uykudan sağlıklı beslenmeye ihtiyaçları olduğu kadar yetişkinlerde de iş verimliliğinden depresyona kadar birçok konuda alerjik bünye olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

Herkesin alerji tepkimesi farklı olacağından şikâyetleri de farklı çıkmaktadır

'Günümüzde birçok şikâyette bütün dikkatler, genel olarak fiziksel semptomlara çevriliyor. Oysa biz klinik uygulamalarımızda tedaviye aldığımız hastalarımıza, birçok şikâyetin temelinde alerji ve gizli alerjik yapıyı dikkate alarak, alerji tedavisi uyguladığımızda hastanın şikâyetlerinde azalma ve iyileşmeler müşahede ediyoruz.

Vücutta değişik zamanlarda ortaya çıkan değişik hastalıkların aslında alerjik bir tepkime ve vücudun bir bakıma cevabı olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Vücuttaki alerjik tepkimeyi birden yüze kadar derecelendirirsek ilk elliye kadar olan alerjik yapıda bağışıklık sistemi hastalığı kontrol edebilirken alerji seviyesi yüzde elliyi geçmeye başladığında geçtiği oranda toksik birikim artacağı için serbest radikaller de artış gösterir, böylece ödem ve enflamasyon oluşur. Sonuçta şikâyetler de ortaya çıkmaya başlar.

Bu şikâyetler kimi çocukta karın ağrısı, kimi çocukta uyku sorunu, kiminde göz yaşarması gibi ortaya çıkarken yetişkinlerde de kiminde gaz ve şişkinlik, kiminde eller ve yüzde kızarıklık, kiminde omuz ve sırt ağrısı, kiminde hapşırma vb. olarak belirti verebilir. Herkesin alerji tepkimesi farklı olacağından şikâyetleri de farklı çıkmaktadır.

Hastalıkları tedavi sürecinde vücuda ek yük getiren yöntemler değil, hastanın bağışıklık sistemini dengeleyici yöntemlerin tercih edilmesi çok önemlidir. Yan etkisiz bir alerji tedavisi, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden birçok hastalığın iyileşmesinde kilit rol oynar. Konu hakkında www.marasakupunktur.com adresinden detaylı bilgi alınabilir.

CEO gözdesi bir tedavi

Eldeki mevcut tedavi yöntemlerinin hepsini denemesine, hepsinden yararlanmasına rağmen bu rahatsızlık sebebiyle kimi toplantılarına katılamayan, kimi görüşmelere gidemeyen ya da başarılı bir performans sergileyemeyen iş adamı, yönetici ve kariyer sahipleri doğal beslenmeden, bitki özlerinden, akupunkturdan, şifalı sulardan ve diğer destek tedavilerden de faydalanılması gerekir. Fonksiyonel tıp dediğimiz bu iş birliği hem hastalarımızın yaşam kalitesini artırmak hem hekimlerimizin geleceğe çok yönlü hazırlanması açısından gereklidir.

`height=

Akupunkturla tedavi edilen hastalıklardan bazıları

*Adet Azlığı (oligomenore) *Adrenal Yorgunluk *Ağrısız Doğum *Akne ( Ergenlik Sivilceleri) *Alerjik Astım *Alerjik Rinit *Alerjik ve Kronit Bronşit *Ankilozan Spondilit *Annet Sütü Azlığı *Ataksi *Baş ağrısı ve Migren *Baş Dönmesi (Vertigo) *Bademcik ve Geniz Eti *Behçet Hastalığı *Bel ve Boyun Fıtıkları *Boyun Kireçlenmesi *Boyun ve Omuz Ağrıları *Bronşiel Astım *Damar Sertliği (Artero Skleroz) *Depresyon *Diz Kireçlenmesi (Gonartroz) *Donuk Omuz (Adheziv Kapsülit) *Farenjit *FelçDurumları (SVO) *Fibromiyalji *Gece Körlüğü (Retinitis * Pigmentosa) *Göz Nezlesi (Alerjik Konjonktivit) *Göz tembelliği *Guatr *İdrar Yolu İltihabı (sistit) *İktidarsızlık (Empotans) *İlaçve Madde Bağımlılığı *İmpngement Sendromu *İnterkostal Nevralji *İşitme ve Konuşma Bozuklukları *Kabızlık (Konstikasyon) *Kardio Özofageal Spazm *Karpal Tünel Sendromu *Kaygı Bozukluğu *Kısırlık (İnfertilite) *Koksartroz ve Avasküler Negroz *Kolit *Kontramalizi Patella *Kostrokondirit *Kronik Sinüzit *Kulak Çınlaması (Tinitus) *Kuru Öksürük *Meniere Sendromu *Menüskis ve Bağ Yaralanmaları *Menopoz Hastalıkları *MS (Multiple Skleroz) *Myofasial Ağrı Sendromları *Nörojonik Mesane *Obsesif Kompülsif Bozukluklar *Otizm *Panik Atak *Parkinson *Periferal Nöropati *Romatoit Artrit *Saman Nezlesi (Rinit) *Sancılı Adet (Dismenore) *Sara (Epilepsi) *Sedef (Psöriasis) *Sellülit *Serabralpalsi *Ses Kısıklığı *Sigara Alışkanlığı *Siyatik *Skolyoz ve Kifoz *Şeker Hastalığı (Diabet) *Şişmanlık (Obezite) *Tansiyon *Tarsaltünel Sendromu *Temporal Artrit *Tenisci ve Golfcü Dirseği *Topuk Dikeni (Epin) *Torasik Çıkış Sendromları (Torasik Outlet) *Trigeminal Nevralji *Uykusuzluk (İnsomnia) *Ü lser ve Gastrit *Vitiligo *Yüz Felci (Fasial Paralizi) *Zekâ Geriliği (Mental Retardasyon) *