Değerli okuyucularımız,

Meslekte kırk yılını doldurmuş on binlerce hastanın tedavisini gerçekleştirmiş, yüzlerce hekime pratik eğitim vermiş Dr. İsmail Maraş Hoca der ki:

'İnsan her ne kadar mükemmel bir makine ise de sadece parçalardan oluşan bir robot değildir. Elimize bir iğne battığında vücudumuzun tamamı zonklar; Dolayısıyla, içinde yaşadığımız ortamda bizi ve vücudumuzun sistemlerini etkileyen birçok faktör vardır.

Akla gelen birkaçtanesini sıralayalım. İş ortamı, işe gidip gelirken yaşanan şartlar amir memur ilişkileri, lavabo ve tuvaletlerin temiz ve kullanışlı olup olmaması meyve sebzeyi bol tüketmek veya uzak durmak yenilen yemeklerin yağından salçasına kadar kullanılan malzemenin durumu, öğrencilikten bu yana yaşam tarzımız giyilen kıyafetler, oturulan mekânlar, arkadaş çevresi, temiz hava gibi yüzlerce faktör...

Bu etkenlerden bize zevk vermeyen, kabul edemeyeceğimiz, istemediğimiz ama kabullenmek zorunda bulunduklarımız var ya, işte bunlar vücudun birçok sistemini olumsuz etkiler. Sindirim sistemi de bu etkileşimden önemli oranda payını alır.

Yine duruş oturuş bozuklukları, hareketsizlik, içsıkıntısı, stres, yorgunluk yetersiz beslenme, sürekli kuru gıda alımı, sebze meyveden uzak durmak su içmemek, gazlı içeceklere ağırlık vermek tuvalet alışkanlığının olmayışı, temiz olmayan genel tuvaletler sebebiyle tuvaletini geciktirme veya eve saklama alışkanlığı bütün bunlar sindirim sisteminin dengesini bozan sebeplerdendir.

Sindirim sisteminin düzenli çalışmayışı, zamanla bağırsaklarda kabızlık, gaz, şişkinlik gibi rahatsızlıklara yol açar...

Bağırsaklardaki bu düzensizlik aynı zamanda vücudun tüm organlarını da olumsuz etkiler. Nasıl mı? Karaciğer enzimlerinin salgılanması olumsuz etkilenir. Pankreas, mide, ince bağırsak olumsuz etkilenir, bu organların kanlanması oksijen alış verişi olumsuz etkilenir, beyne oksijen gidiş gelişi olumsuz etkilenir.

İnsanlar bu alışkanlıklara geceden gündüze geçer gibi hemen başlamaz elbet. Çocukluktan itibaren yavaş yavaş bir hayat tarzı oluşur.

Çocukları uyarırken...

Örneğin annenin çocuğuna tembihi, uyarısı vardır:

'Aman kirli tuvalete gitme!'

Tamam, anneler haklıdır, dolayısıyla çocuk da çişini eve saklar.

Bir başka durum, şartlar gereği bazı çalışanlar hiçsulu yemek yiyemez. Ya da ne bileyim kimisi sürekli masa başı iş yapmak zorundadır. Örneğin bankacılar, gazete operatörleri, borsa takip edenler vb. bazen tuvaleti geldiği halde tutar... Ve artık bu hal onun yaşam tarzı olur.

Ama bir zaman sonra bu hal, kabızlığa, gaz ve şişkinliğe sebep olacaktır; Doktora gidildiğinde ise, tahlil tetkik röntgen vs.sonucunda bile önemli bir şey bulunmaz...

Ama bu durum kişinin iş verimini düşürür. Zamanla çarpıntı, halsizlik, kulakta çınlama, boyunda rahatsızlık gerilim, yüksek tansiyon gibi durumlara sebep olabilir. Bu kişilerin yapması gereken tek şey nedir?

Bu konuda destek alarak yaşam tarzlarını kendi sağlığına göre yeniden ayarlamaya çalışmaktır.

***

Bir de yemesine içmesine, yaşam tarzına özen gösterdiği dikkat ettiği halde vücutta gaz şişkinlik gibi şikâyetler oluşan kimseler vardır. Bu kişilerde genelde korkulacak endişe edilecek, ciddi bir hastalık sayılacak bir belirti bir durum yoktur.

Organik bir hastalık düşünülebilir. Örneğin mide ülseri, kalın bağırsaktaki bir kolit, karaciğerdeki yağlanma, enfeksiyonabağlı rahatsızlık pankreasın yeterli salgı salgılamaması, ilaçalımına bağlı olarak bu organların çalışmalarındaki düzensizlik vb. gaz ve şişkinliğe sebep olabilirler. Böylesi durumlarda, kişinin normal yaşam tarzını gözden geçirmesi, ani değişiklikler varsa sebeplerini bulup ona göre tedbir alması, ilaçkullanmak durumundaysa onu doktoruyla konuşarak mümkün ise sentetik ilaçyerine muadili herhangi bitkisel bir ilaçkullanma ihtimali var ise onu araştırması istenebilir.

Genelde gözden kaçar ama!

Değerli okuyucular bir de kişinin bütün dikkatine rağmen, yaşam tarzındaki düzene ve hoşluğa rağmen bağırsaklarında gaz şişkinlik kabızlık gibi düzensizlikler varsa;

Ve yapılan tahlil tetkik röntgen vs. sonucunda net bir bulgu elde edilemiyorsa o şahısta % 60`ın üzerinde gizli alerji olduğunu söyleyebiliriz. Vücutta gizli alerji olup olmadığını anlamak için bir ipucu daha verebiliriz. Örneğin yukarıda anlattığımız gibi 'ne zamandan beri doktora gidiyorum bir şey çıkmıyor ama bende gaz ve şişkinlik oluyor' diyorsanız. Örneğin 'Kış hadi neyse yazın bile ellerim ayaklarım üşüyor, geceleri çorapla yatmak zorunda kalıyorum' diyorsanız sıcak ortama girdiğinizde rahatlayıp soğuğa çıktığınızda aniden vücudunuzda tepki oluşuyorsa sizde gizli alerji olduğundan söz edebiliriz.

Birçok rahatsızlığın temelinde gizli alerji olduğu halde bu durum genelde hep gözden kaçar. Oysa ümmin sisteminin dengelenmesi açısından bu düzenlemeyi sağlamak çok önemlidir.

Sağlıkçılar olarak biz diyoruz ki, bir şahsın boyun bölgesi iyi çalışırsa, gastrointestinal sistem iyi çalışırsa, ümmin sistemi iyi çalışırsa (ki alerji bununla alakalı) o kişinin sağlık durumu % 90 iyidir.

Bu gibi durumlarda, hastaya yardımcı olmak üzere bildiğimiz modern tıbbın bütün imkânlarına ilaveten, bitkisel tedaviler ve diğer tamamlayıcı uygulamalar ile birlikte akupunktur tedavisinin de oldukça önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Akupunktur tedavisi bu tür vakalarda bakın neler yapar? Gizli alerji de dâhil, vücudun ümmin sistemini dengeler.

Boyun ve bel bölgesindeki kasların gevşemesini, sinirlerin rahatlamasını, kan dolaşımının artmasını sağlar.

Sindirim sisteminin tüm düzensizliklerini ortadan kaldırır.'

Sağlıklı günler dileğiyle; Geniş bilgi için: www.marasakupunktur.com