Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, dağa kaçırılan çocukları için HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbetini sürdüren Diyarbakır annelerini ziyaret etti. Bakan Yanık, beraberinde Vali Münir Karaloğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker ve Oya Eronat, AK Parti İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın, Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da oturma eylemi başlatan Diyarbakır annelerinin üçüncü yıla giren 'evlat nöbeti'nde yer alan aileleri ziyaret etti, onlara karanfil verdi.

Ellerinde Türk bayrakları ve çocuklarının fotoğraflarıyla Bakan Yanık ve beraberindekileri karşılayan aileler, HDP ve terör örgütü PKK'ya tepkilerini dile getirdi, terör örgütü aleyhine slogan atarak, çocuklarının nasıl dağa kaçırıldığını aktardı. Bakan Yanık, burada yaptığı konuşmada, Kürtlerin hakları için ortaya çıktığını söyleyen ve özellikle son 35 yıldır, 1987'den beri aralıksız terör faaliyeti gerçekleştiren örgütün aslında ilk eylemlerini de bu bölgeden başlattığını, haklarını savunduğunu söylediği, iddia ettiği insanları öldürerek, insanları ve bebekleri katlederek başladığını söyledi.

'Şu merdivenlere oturarak direnişe geçmek çok kolay bir iş değil'

Örgütün elebaşına 'bebek katili' denmesinin bir karşılığının, anlamı ve tarihsel arka planının bulunduğunu söyleyen Yanık, şöyle devam etti: 'Hepimizin aslında çok iyi hatırladığı ama zaman içerisinde o kadar çok şeye tanık olduğu o kadar çok şeyi birlikte yaşadık ki bazen unutuyoruz, bazen arada olmuş bitmiş gibi geliyor. Buranın kendi haklarını savunduğu insanları kırarak, insanları sindirerek, öldürerek, bölgeye gelen yatırımları engelleyerek, bölgeye gelen öğretmenleri bayrak direklerine asarak, bölgeye gelen doktorları öldürerek, ambulansları kundaklayarak, yol işçilerini öldürerek, barajları patlatarak, dolayısıyla bütün bu süreç içerisinde, 35 yıl içerisinde hem insan öldürerek, bölgenin insanını öldürerek, hem bölgenin insanına gelen yatırımı, desteği, hizmeti yok ederek sindirdiği, baskı altına aldığı ve bir şekilde kontrol ettiği bölge insanının en anlamlı direnişi de yine buradan başlattı. 35 yıldır insan öldüren bir örgütün karşısına sadece şurada, şu merdivenlere oturarak direnişe geçmek çok kolay bir iş değil. Evlerine gelen militanların olduğunu tehditlerin olduğunu biliyoruz. Buna rağmen bu insanlar, 'Kaybedecek bir şeyimiz yok, çocuklarımızı istiyoruz.' diyerek bu mücadeleye devam ettiler. Bu çok önemli, çok anlamlı bir mücadele.'

Örgütün kaçırdığı, kandırdığı çocukların arasında 15 yaş altı çocukların bulunduğunu, 9-10 yaşında çocukların dağa götürüldüğünü bildiklerini anlatan Yanık, 'Uyurken üzerini örttüğümüz çocukları dağa kaldıran eli kanlı bir terör örgütünden bahsediyoruz. Dolayısıyla burada annelerin ve babaların verdiği mücadele son derece anlamlı, son derece kıymetli. Ben şundan hiç kuşku duymuyorum ve o yüzden bu eylemler başladığında çok büyük bir heyecana, umuda kapılmıştım ve doğrusu o umudun karşılığını da hepimiz milletçe burada anneler, babalar görüyoruz.' ifadelerini kullandı.

Evlatların dönmeye, örgütten kaçmaya, ailelerine gelmeye, ailelerle buluşulmaya başladığını bildiren Yanık, bu mücadelelerin sonunda murat ettikleri sonuç olduğunu vurguladı. Bu mücadelenin sonunda burada bekleyen bütün ailelerin, ana ve babalarının en kısa sürede evlatlarına kavuşması temennisinde bulunan Yanık, devletin bütün imkanlarıyla terör örgütüyle mücadelesini son derece kararlı bir biçimde yürüttüğünü aktardı.

'Bu mücadeleyi hep beraber kazanacağız'

'Bitme noktasına inşallah geldi. Bütün ana ve babalar evlatlarına sağ salim kavuşacaklar. O geri dönüşle beraber bizler bu kanlı terör örgütüne bütün bir milletçe yine buradan Doğu'dan, Güneydoğu'dan başlayarak yine bölgenin insanlarının verdiği çok keskin ve sahici bir cevapla terörün de sonunu getirmiş olacağız' ifadelerini kullanan Yanık, şöyle dedi: 'Buradan uluslararası camiaya da bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gittiğimiz her yerde her platformda Diyarbakır annelerinin sesini duyurmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da bu mücadele bitene kadar, son evlat anasına babasına kavuşuncaya kadar bu sesi duyurmaya devam edeceğiz. Ben bunun sözünü buradan bütün anne ve babalara veriyorum. Bir kez daha uluslararası camiaya bir çağrıda bulunuyorum. Dünyanın her tarafında ilgili ilgisiz, konusu içeriği itibariyle uluslararası camiayı ilgilendiren ilgilendirmeyen her meseleye taraf olan uluslararası sistem, uluslararası kuruluşlar, insan hakları kuruluşları bu kadar gerçek ve bu kadar esaslı talep varken, 9-10 yaşındaki çocukların dağa kaçırıldığı ve nereden nasıl gittiği çözümün de nerede olduğu çok belli olduğu bir konuya tepkisiz kalmak, bu insanların sesine ortak olmamak, mücadelesine destek vermemek varlık sebeplerini inkar demektir.'

Uluslararası kuruluşların bir an önce bu inkardan vazgeçip bu haklı mücadeleye ses vermeleri gerektiğini düşündüğünü belirten Yanık, 'Bu çağrıyı da buradan huzurlarınızda tekrarlıyorum. Son evlat anasına babasına kavuşana kadar bizler bu ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. İnşallah bu mücadeleyi hep beraber kazanacağız. Hem evlatlar ailelerine kavuşacak hem de bu terör belasını sonsuza kadar ortadan kaldıracağız. Biz kararlıyız ve inançlıyız. Biz, sonucu alma iradesine sahibiz ve bunu da gerçekleştireceğiz. Burada bulunan anne ve babalara mücadelelerinden dolayı büyük saygı duyuyorum. Bu saygımı da ifade etmek istiyorum.' değerlendirmesinde bulundu. İTTİFAK-AA