`height=

Bu resmin çekildiği tarihi net hatırlamıyorum. Ama neresi olduğunu net hatırlıyorum.

1980 li yılların başıydı galiba, Turing Otomobil Kurumunun ülkemiz adına güzel şeyler yaptığı yıllardı. Yurt dışında çalışan gurbetçi kardeşlerimizin ülkeye rahat giriş çıkış yapmaları için Kapıkulede o yıllar için çok önemli tesisler yapmıştı.

Fotoğrafın çekildiği yıllarda da, biz İstanbul Radyosunda Ü nar Uzmen , rahmetli Suzan Sesar ve ben her gün canlı olarak yayınlanan `Günün İçinden `isimli programı hazırlıyorduk. Program her gün üçsaat sürüyordu. Yayın da Orta dalgadan yapılıyordu., Daha FM teknolojisi ufukta bile yoktu.

Bizde röportajlar yapmak için Kapıkule sınır kapısına gitmişiz. Ünar Uzmen gurbetçi kardeşlerimizle röportajlar yapıyor. Bende ses kayıt cihazı (Nagra) ile çok dikkatli olarak ses kaydını almaya çalışıyorum. Mesleğimin ilk yılları. Kadrom belki de daha yardımcı Prodüktör.

O yıllarda biz çok kıymetliyiz. Başımıza bir iş gelmesin diye fotoğrafta da görüldüğü gibi 3 resmi görevli bizi koruyor. Halkta merakla bizim ne yaptığımızı görmeye çalışıyor.

Fotoğrafın sağ tarafında görülen ünlü haber kameramanımız Fahri Kaytaz da görüntü almaya çalışıyor.

O tarihte galiba videoda yok. Yanılmıyorsam Haber merkezi o yıllarda 16 mm film kamerası kullanıyordu ve kameramanlar tüm malzemeleri tek başına taşımak ve kullanmak zorundaydı. Fahri Kaytaz ın kamerası fotoğrafta görünmese de, tek başına kalabalığın içinde çekim yapmaya çalıştığı anlaşılıyor.. O tarihte Fahri ile beraber biz çok habere gittik. Biz Program için, oda haber merkezi için haber takip ediyordu.

Gittiğimiz her yerde kendisini hayranlıkla izlerdim. Otel odalarında Tankta filmleri yıkarlar, Haber filmi resmi makam araçları ile otelden alınır, Hava alanına götürülür, Hava alanında haberin önemine göre uygun uçak ya da helikopterle Ankara ya gönderilir. Esenboğa Hava alanında ya da askeri havaalanından TRT nin araçları yada başka araçhaber filmini alıp haber merkezine götürürdü..

Hey gidi yıllar hey..,

Eskiden teknolojinin değiştiğini cihazların dışından anlardık. Mesela ben Televizyonda 39 kere teknoloji değiştiğini gördüm. Ama, yazılım teknolojisi her alana girdikten sonra, yani teknoloji kutuya girince, teknolojinin değiştiğini sadece işi bilenlerin anladığı hale geldi.

Hele, Radyoda Ampex ses okuma cihazlarından sonra, Otari marka ses bandı okuma cihazları gelmişti. İlk gördüğümüzde 'işte teknoloji bu`demiş ve canlı yayınlarda ne kadar rahat etmiştik.

Biz hala hayattayız. Ama teknolojinin 35 yılda geldiği boyutu burada yazmaya kalkmam ukalalık olur. Artık 5 yaşındaki çocuğun bile her şeyden haberi var.

Şimdiki yayıncılar çok şanslı...

Ama rakipleri çok, İşleri de bize göre daha kolay. Buna rağmen yayıncı gençlerin genelde mutsuz ve işsiz olduklarını görüyoruz. Tüm çilekeş eski ve yeni yayıncı kardeşlerime en içten saygı ve sevgilerimi sunuyorum..