Değerli okuyucularım,
Bir profesör cerrah ağabeyimiz bir sohbette şöyle bir şey söyledi:
Eğer yeniden dünyaya gelsem, bana ne olmak isteseniz diye sorsalar yine hekim olmak Neden mi?
Parası bol olduğu için cerrah olduğum için, itibarlı bir meslek olduğu için filan değil; Evet, onların da önemi var ama asıl sebep başka;
-Nedir?
Çünkü bu mesleği hakkıyla yapan bir kimsenin cenneti yani Allah`ın rızasını kazanması çok kolay da o sebepten; Bir hastayı iyileştirdiğinizde onun can u gönülden size 'Allah sizden razı olsun' demesi gerçekten indi ilahide yani Allah katında inşallah karşılık buluyor;
O an düşündüm;
Gerçekten de bu meslek hakkın rızasına kolay erişilebilecek bir meslek ama bir o kadar da kul hakkına dikkat edilmesi gereken bir meslek;
Neden?
Çünkü insanlar sağlığıyla ilgili size geliyorlar. Siz onlara ne önerirseniz uyguluyorlar; O halde sizin sorumluluğunuz o insanın sağlığı kadar büyük ve önemli değil mi?
Bu arada Cerrah olan ağabeyimiz diyor ki:
Ama enteresan bir şey daha var; Aynı tedaviyi uyguladığınızda aynı rahatsızlıktan mustarip olan ve uygulanan tedaviyle iyileşmeleri lazım gelen iki hastadan birisi iyileşiyor, bize dua ediyor; Diğeri ise bizi sorumlu tutmamakla birlikte &ndash çünkü ona da gerene özeni gösterdiğimizi biliyor- kendisinin iyileşemediğini belirtiyor; İşte bu bizi kahrediyor?
'Neden?' diyoruz kendi kendimize; Neden o iyileşti de bu iyileşemedi? Neden her ikisine de aynı hassasiyeti gösterdiğimiz halde birisi iyi oldu birisi olmadı?
Sağlık profesyonelleri araştırıyor
İşte bugün bütün dünyada sağlık profesyonellerinin cevabını aradığı soru bu?
Aynı tedaviler uygulandığı halde niçin insanlardan bazıları iyileşirken bazıları sonuçelde edemiyor;
Bu konuda ilk defa hocam Doktor İsmail Maraş`tan dinlemiştim. Konfeksiyon tip tedavi olmaz diye; Yani herkese aynı tedavi olmaz; İnsan bir dünyadır ve her insan kendine özel bir bünyeye sahiptir.
Bu tespit o kadar önemliymiş ki; Bugün televizyona çıkıp konuşan belli başlı sağlık profesyonellerinin insanlara neleri yiyip neleri yememesi gerektiği konusunda yaptıkları önerilerin insan sağlığı için ne kadar yetersiz ve hatta anlamsız kaldığını görmüş oluyoruz.
Neden?
Çünkü bugün yapılan incelemelerdi dünyadaki her bir insanın bağırsağında şu ana kadar yapılan araştırmalar neticesinde yaklaşık 3 milyar bakterinin bulunduğu belirtiliyor;
Şimdi asıl sürprize hazırlanalım;
Ve hiçbir insanın vücudundaki bakteri bir diğer insanın vücudundakine benzemiyor;
Bu nasıl mı oluyor?
Çok basit; Herkesin parmak izin nasıl birbirine benzemiyorsa o bakterilerin özellikleri de birbirine benzemiyor;
Korkunçbir gerçeği fark ettiniz mi? Şöyle ki; Dünyada 7 milyar inan varsa; Her birinin bağırsağında 3 milyar bağırsak bakterisi bulunuyorsa yaklaşık 7 milyar çarpı üçmilyar bakteriyle muhatap oluyor sağlık; Bu kadar bol çeşitliliğe belli başlı yöntemlerle müdahale edilebilir mi?
Edilirse de kesin ve faydalı sonuçlar alınabilir mi?
İşte son çeyrek asırda Batıdaki profesyoneller bu gerçeğin peşindeler; İnsanların her birine kişisel tedavi uygulayabilmenin kurallarını yöntemlerini çarelerini aramakla meşguller;
Burada gıda intoleransından söz etmiyorum. Vefa testlerinden filan söz etmiyorum; Bu bambaşka bir arayış;
Osmanlı tıbbı bu konuya önceden vakıf
Burada genetik yapılar, kan analizleri yakınlarını genetik haritasını vb. inceleyerek her hastaya özel bir tedavi uygulamanın peşindeler; Bu da çok külfetli ve pahalı bir yöntem; Bundan yararlanabilmek belki Hollywood yıldızlarına belki kraliyet ailesine belki çok uluslu şirket yöneticilerine vb. uygulanıyor.
Şimdi sıkı durun değerli okuyucularım,
Bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin bazen yeni bulunmaya çalışılan kimi yöntemler çok eskiden çok daha basit kurallarla uygulanabiliyormuş;
Örnek olarak Osmanlı tababeti bu konuda çok enteresan ve basit bir yöntem bulmuş; Adına da 'yüzükle gelen şifa' demiş;
Nasıl mı?
Bir hastanın sağ elinin yüzük parmağına takılan yüzüğü hasta kontrolünde temel almış; Hastaya rahatsızlığına göre bir tedavi uygulamış önce; Yiyecekleri içecekleri besinleri sıralamış; Hastayı takip etmiş; Bir hafta sonra hastanın parmağında ödem oluşup da yüzük parmağından çıkmıyorsa o hastaya o gıdaların alerji yaptığını ödem yaptığını velhasıl yaramadığını tespit ederek yeni alternatif beslenmeye yönelmiş;
Bugün biz de yeni nesil sağlık sisteminde yüzükle gelen şifa yöntemiyle gurur duyarken insanlara epigenetik ve nutrigenetik çalışmalarda bu uygulamayı halkın seviyesine indirgemeyi hedefliyoruz; Nedir bu iki terim:
Epigenetik: DNA sekansını değiştirmeyip DNA, protein ve RNA`ların fonksiyonunun ve regulasyonunun değişimi ile sonuçlanan modifikasyonları içerir.
Nutrigenetik de her insanın genlerine genetik yapısına göre beslenmesi demektir;
Sağlıcakla;