Zeytinburnu'nda tuttuğu iki katlı iş yerini, deniz kumu, palmiye yaprakları, ağaç dalları ve hoparlörden verdiği kuş sesleriyle tropik bir adaya çeviren Ürdünlü Akif Atoum, burada sahipli papağanlara eğitim veriyor.

Ülkesinden ayrılarak 2011 yılında Türkiye’ye yerleşen Ürdünlü 63 yaşındaki Akif Atoum, bir süre güvercin ve muhabbet kuşu yetiştirdikten sonra kendini papağan eğitimine adadı.

Hobi olarak başladığı, daha sonra meslek edindiği papağan eğitmenliği işi için Eminönü'nde küçük bir dükkan tutan Atoum, buranın eğitim için küçük olması nedeniyle Zeytinburnu'nda iki katlı bir iş yeri tuttu. 

İş yerinin üst katının ahşap zeminini tamamen kapatacak şekilde deniz kumu döken Atoum, duvarlara astığı yapay palmiye yaprakları, hoparlörlerden açtığı kuş ve deniz sesleri, ağaç dallarından yaptığı tüneklerle, papağanların kendilerini doğal ortamlarında hissetmesi için burayı adeta tropik bir adaya çevirdi.

 "Papağan oteli"

Eğitim alanında tel kafes bulunmayan Atoum, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seyahate çıkan hayvan sahiplerinin papağanları için "papağan otel" hizmeti de verdiğini belirterek, aynı tür ve renkten 3 papağana aynı anda baksa da tüylerindeki küçük bir detaydan hepsinin ismini ayırt edebildiğini kaydetti.

Zaman zaman eğitim verdiği alanın içinde yaptığı küçük odada kaldığını ve kuşları çocukları gibi gördüğünü ifade eden Atoum, sosyal medyadan kendisine ulaşan kişilerin papağanları ısırıyorsa, ele gelmiyor ve korkuyorsa eğitim verdiğini, bu eğitim sayesinde kuşların insana alıştığını belirtti. 

Atoum, papağanların insan elinden korktuğunu, evlerde metal kafeslerde durmaları nedeniyle strese girdiğini belirterek, "Onlara masaj yapıyor, muhabbet ediyorum, banyo yaptırıyorum. 'Ele gelme' eğitimi genel olarak 1 hafta sürüyor. Sonra yavaş yavaş alışıyor, ısırmıyor, papağan korkmuyor. Konuşma ve tuvalet eğitimi en az 2 ya da 3 ay sürüyor.' dedi.

"Kakadu" cinsi bir papağana yıllar önce eğitim verdiğini kaydeden Atoum, eğitimden sonra sahibine, kuşu metal kafese koymamasını söylediğini aktararak, ancak sahibinin çalışması nedeniyle kuşun uzun saatler boyunca evde tek kalması ve metal kafese konulması yüzünden strese girdiğini anlattı. 

Tüyleri dökülen ve saldırgan bir tavır sergileyen Kakadu papağanın rehabilitasyon için yeniden getirildiğini dile getiren Atoum, evcilleşmesi için çalışmalar yaptığını ve tüylerinin yeniden çıkması için stres tedavisi uyguladığını ifade etti.

 Evde papağan nasıl beslenir?

Evinde papağan besleyen hayvanseverler için tüyolar da veren Atoum, şöyle devam etti:

"Papağan tahta ya da ağaç tünek istiyor. Papağan geziyor, dolaşıyor, yakalanıyor. Kafese konuyor, uçakla, uzun yollardan getiriliyor. Petshop'a götürülüyor, yine kafese giriyor, eve götürülüyor yine kafes. Papağan demir kafes sevmiyor, strese giriyor. Papağan doğal ortamında her şeyi yer. İnsanlar sadece çekirdek fıstık veriyor. Papağana çekirdek koymayın, normal meyveler koyun, bir kaç gün sonra onları yer. Papağan mesela her yere tuvaletini yaptı. İşaretle kızıp ‘Yaptığın şey çok ayıp’ diyorsunuz. Tuvalet eğitimi bir kaç ay sürer. Sonra papağan tuvaletini oraya yapmaması gerektiğini yavaş yavaş öğreniyor. Konuşması için günlerce aynı düzenle aynı kelimeyi söylemeniz gerekiyor. Papağan mutlu ve rahatsa, konuşma eğitimi varsa dişi erkek fark etmez konuşur." 

Atoum, ilk etapta papağanın baş kısmına üfleyerek, sıcaklık hissedip insana alışmasını sağlamaya çalıştığını ifade ederek, kuşları yıkamak için de tuz ve ara sıra çok az sirkeli su dolu bir kovaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kuşların sık yıkanmamasını gerektiğini vurgulayan Atoum, yıkandıktan sonra ise hasta olmaması için iyice kurutulması gerektiğine dikkati çekti. 

Bugünlerde aynı anda 15 kuşla ilgilenen Atoum, omzuna ve eline aldığı papağanlarla caddelerde gezdiğini, dışarıda, "Kaça satıyorsun ağabey?" sorusuyla çok sık karşılaştığını ancak insanların şaşkın şaşkın kendisine bakmalarından mutlu olduğunu sözlerine ekledi. İTTİFAK - AA