Bir Temsilin Hikâyesi serlevhalı hüsn-i hat, tezhip ve minyatür sergisi Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi’nin son beş asrından yazının zikrini, is mürekkebin kokusunu, tezhibin zarafetini, minyatürün inceliğini İstanbul’un yeni sanat merkezi olmaya aday Başakşehir’in orta yerine taşıyor!

30 Nisan 2025 Çarşamba günü Başakşehir Belediyesi Şehir Sanat Galerisi’nde ziyarete açılan sergide her biri diğerinden âlâ keyfiyeti hâiz hüsn-i hat, tezhip ve minyatür eserleri yer alıyor.

Prof. Dr. Faruk Taşkale Serginin Açılış Konuşmasını Yaparken17’inci yüzyıldan 21’inci yüzyıla uzanan bir anlatı ile eserlerin beğeniye sunulduğu serginin, köklü bir mirası görünür kılmak ve geçmiş ile gelecek arasındaki bağı sanat aracılığıyla anlatmak amacıyla hazırlandığı belirtiliyor.

Küratör Aydın: Sergi kültürel mirasın bugüne yansıyan kıymetli bir durağını temsil ediyor.

Sergi özelinde görüştüğümüz Başakşehir Belediyesi Sanat Danışmanı, küratör Şükran Aydın, serginin kültürel mirasın bugüne yansıyan kıymetli bir durağını temsil ettiğini, gelenekten ilham alan her eserin, yarınlara uzanacak hikâyenin bir parçası olduğunu ifade ettikten sonra “temsil edilen değerlere sahip çıkabilmenin ve buradan hareketle kelâm-ı ilâhînin tezahürü mahiyetindeki yazı hikâyesini, daha doğrusu vâkıasını gelecek kuşaklara aktarabilmenin umudunu taşıyoruz” cümlesini kurdu.

Sergiden 3

Üstadlar ve üstad eliyle üstad olmuş sanatkârlar

Sergide dünden bugüne üstadların ve bugünden yarına üstadların eserleri yer alıyor. Kelâma, bugünden yarına hüsn-i hat üstadlarıyla devam edelim. Lâedrî bir beyitte şöyle bir hakikat dillendirilir: “Kâr-ı aşkı pek bilirdim Hüsrev ü Ferhâd’dan/Kâbil-i irşâd olan üstâd olur üstâddan/Aşk işini (meselesini) (aşklarıyla temayüz etmiş) Hüsrev’den de Ferhad’dan da daha iyi bilirim. Çünkü irşad edilmeye kabiliyeti (istidadı) olan kişi üstadının eliyle üstad olur.” Buradan hareketle Bir Temsilin Hikâyesi’nde dünün üstad hattatlarının eserleriyle birlikte çalışmaları sergilenen günümüz hattatlarının yazıdaki hüner ve kabiliyetleri üstadlar eliyle üstad olduklarına işaret ediyor.

Bugünden yarına üstadlar...

Sergide günümüz hattatlarından isimlerini teberrüken yazdığım yirmi beş sanatkârın eserleri bulunuyor: Abdullah Eren, Abdurrahman Depeler, Ali Toy, Aydın Ergün, Betül Sayın, Cemal Gündoğdu, Efdaluddin Kılıç, Fatih Özkafa, Ferhat Kurlu, Fuad Başar, Gürkan Pehlivan, Halil İbrahim Umuç, Hilal Kazan, Hüseyin Gündüz, Hüseyin Hüsnü Türkmen, Hüseyin Öksüz, Hüsrev Subaşı, Mehmet İşcan, Mehmet Memiş, Meliha Saral, Mustafa Parıldar, Savaş Çevik, Sultan Aydın, Tahsin Kurt ve Zeki Korkut.

Dem, bu dem!

Malum olduğu üzere hat sanatı tedrisatında meşk süreci kadar yazı istişaresi de önemli bir yer tutar. Talebe hocasıyla, hoca talebesiyle istişare eder. Yıllar süren meşk serencamının ardından hat öğrencisi istidadı ölçüsünde fevkalade eserler meydana getirmeye başlar. Öyle bir zaman gelir ki Bir Temsilin Hikâyesi’nde olduğu gibi hangi yazının talebeye; hangi yazının hocaya ait olduğunu anlamak zorlaşır. İşte hakikatli hat hocalarının sabırla beklediği dem bu demdir.

Sergi Afişi

Dünden bugüne üstadlar...

Bir Temsilin Hikâyesi’nin hüsn-i hat bölümünü, ehl-i hakikat hattatlarımızdan Abdullah Hulusi Efendi’nin, Emin Barın’ın, Ali Alpaslan’ın, Hafız Osman’ın, Hamit Aytaç’ın, Hasan Çelebi’nin, İsmail Hakkı Altunbezer’in, Kamil Akdik’in, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin, Kemal Batanay’ın, Mahmud Celâleddin Efendi’nin, Mehmed Aziz Rıfâî Efendi’nin, Mustafa Halim Özyazıcı’nın, Necmeddin Okyay’ın ve Sami Efendi’nin, Cumhuriyet dönemi Türk hat sanatının mühim simalarından, Hattat Hamit Aytaç’ın hayrülhalefi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Gündüz’ün koleksiyonundaki eserleri şenlendiriyor. Böylelikle iş bu sanat etkinliği geleneksel sanatlarımızın zarafetini, ustalığını ve kuşaklar arası yolculuğunu anlatan özel bir seçkiye dönüşüyor.

SanatkârlarGündüz Ailesi Koleksiyonu

Sergide sanatseverlerin ilgisine sunulan eserlerin büyük bölümü Gündüz Ailesi koleksiyonuna ait. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Gündüz, 40 yıllık yazı hayatında hocaları Ali Alparslan, Saim Özel, Kemal Batanay, Mahmut Öncü ve Emin Barın’dan öğrendiklerini meşk edip öğrencilerine aktarırken diğer bir taraftan da azimli bir gayretle yıllar içerisinde hüsn-i hat sanatı alanında mühim bir koleksiyon edinmeye muvaffak kılınmış.

Hüseyin Gündüz Yazı Koleksiyonu, kerimesi, tezhip sanatkârı Betül Gündüz ve kayınbiraderi MSGSÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Taşkale’nin marifetiyle tezyin edilirken gerekli yazı, bezeme, kâğıt ve murakka’ restorasyonları da vakitlice yerine getirilmiş.

Prof. Dr. Faruk Taşkale, Prof. Dr. Hüsrev Subaşı Ve Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu

Prof. Dr. Faruk Taşkale: Güzellikler paylaşıldıkça çoğalır

Yazı da, tezyinat da ve dahi minyatür de gönüllerden başlayarak eşyayı, çevreyi ve dahi âfâkı şenlendirmektir, kulluğu/vazifeyi hatırlamadır, zikirdir, güzelliği yaymaktır… Sergiyi birlikte temâşâ ettiğimiz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Taşkale’nin işaret ettiği gibi “güzellikler paylaşıldıkça çoğalır.”

Dr. Hüseyin Gündüz: Hat mânevî olarak bir ibadet gibidir.

Mezkûr sergi, 17’nci yüzyıldan 21’inci yüzyıla uzanan yazı, tezhip ve minyatür sanatları anlatısı. Bu anlatıda hattat, koleksiyoner Dr. Hüseyin Gündüz, kendi payına düşenleri “Hat mânevî olarak bir ibadet gibidir. Temelinde güzel yatar. Hattın temelinde yatan güzeli, ruhunda, kalbinde ve kişiliğinde biriktiren sanatkâr bu güzeli çevresine yansıtır ve paylaşırsa amacına ulaşmış ve en güzel sanat eserini yapmış olur.

Bir eseri hazırlarken yaşanan süreç çok önemlidir. Sanatkârın metni belirledikten sonra harfleri dizerken, kompozisyonu tasarlarken, kâğıdı özenle seçerken, mürekkebi hazırlarken ve kalem ile kâğıdı buluştururken, kalemin çıkardığı sesten keyif alırken, kalem ile mürekkebin akışını kâğıt üzerinde sabitleştirirken aldığı mânevî hazzı, yazı yazmayan ya da ruhunda güzeli biriktiremeyen alamaz. İşte yazı yazmak bende böyle duygular hissettirir.” cümleleriyle ifade ediyor.

Sergiden 4

Yazı bezemelerine dikkat!

Başakşehir’deki sanat etkinliğinde tezhip sanatında günümüzde yaşanmakta olan bahar mevsiminin gelmesine zemin teşkil eden mühim bezeme ustalarından Fatma Rikkat Kunt’un, İsmail Hakkı Altunbezer’in, Kerim-Neriman Silivrili’nin, Melek Antel’in, Meral Ilgaz’ın, Mihriban Sözer Keredi’nin, Muhsin Demironat’ın, Süheyl Ünver’in ve Tahsin Dündar Aykutalp’in eserleri göz kamaştırıyor.

Günümüz tezhip sanatı ustalarından Ali Reza Aba Sait’i, Asiye Kafalıer Dönmez’i, Asuman Coşkun’u, Atilla Turgut’u, Ayşe Nurgül Kabasakal’ı, Ayşenur Genç’i, Ayten Tiryaki’yi, Banu Kaçkaner’i, Berrin Abbasoğlu’nu, Betül Gündüz’ü, Ebru Seranur Çağıl’ı, Emel Türkmen’i, Esra Ecer Uzun’u, Faruk Taşkale’yi, Füsun Oker Karagöz’ü, Gülnihal Küpeli’yi, Gülnur Duran’ı, Hafize Subaşı Özkaya’yı, Handan Akbulut’u, Hasan Türkmen’i, Hatice Kübra Uyan’ı, Hatice Öztürk’ü, Hürriyet Gençbay’ı, İnci Ayan Birol’u, Mamure Öz’ü, Mariye Turan’ı, Meral Cantürk’ü, Mustafa Çelebi’yi, Münevver Üçer’i, Nesrin Tekçe’yi, Nilüfer Kurfeyz’i, Selim Sağlam’ı, Orhan Dağlı’yı, Özlem Gören’i, Semih-Sevgi İrteş’i, Tuba Asiltürk İlhan’ı ve Turgay Selçuker’i, bir önceki paragrafa dâhil etmemiz vâkıa mutabık olacaktır.

Minyatür sanatının ekol isimleri Başakşehir’de

Minyatür sanatının ekol isimlerinin eserleri de Başakşehir’de bir araya getirilmiş. Cahide Keskiner’e, Nusret Çolpan’a ve Ülker Erke’ye rahmet niyaz ederken, ustalarının yolunda emin adımlarla ilerleyen minyatür sanatkârları Aysun Mirzaoğlu’na, Ayşe Tak’a, Betül Bilgin’e, Eda Erzurumluoğlu Tülek’e, Esin Uyar’a, Fatma Kesgün’e, Gülbin Mesara’ya, Gülçin Anmaç’a, Hilal Arpacıoğlu’na, Hilal Başbuğ Yıldız’a, Leyla Kara’ya, Nazmi Kişioğlu’na, Nilgün Gencer’e, Nuran Öztürk’e, Serap Zeliha Ektirici’ye, Şehnaz Biçer’e, Yağmur Çam’a, Yakup Cem’e ve Zehra Çekin’e emekleri için teşekkür ediyoruz.

Sergiden 2

Bir Temsilin Hikâyesi 12 Haziran 2025 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Bir Temsilin Hikâyesi’nde farklı dönemlerin sanatkârlarının eser ve estetik algıları üzerinden, geleneksel sanatların kuşaktan kuşağa aktarılma sürecinin özgün bir keyfiyette harmanlandığını gözlemledik. Gözlemimizin anahtar kelimesi “temsil anlayışı” olsa gerektir. Bu cümleden hareketle her eser, yalnızca teknik bir ustalığın değil; aynı zamanda bir yolun, bir ahlâkın ve bir bağlılığın izlerini taşır. Sanatkârlar, ustalarının izinden giderken, kendi yorumlarını ve duygularını eserlerine katarak söz konusu temsil sürecine ilave katma değer üretir. Böylelikle öz sanatlarımız kuşaktan kuşağa zenginleşerek her bir uğrakta anlam derinliği, daha doğrusu asliyet ve terkip şuuru kazanır.

Hüsn-i hat, tezhip ve minyatür eserleri özelinde 1642 yılından 2025 yılına varıncaya kadar bir önceki paragrafımızda ifadesini bulan asliyet ve terkip şuurları Başakşehir Belediyesi Şehir Sanat Galerisi’nde 12 Haziran 2025 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor olacak.

İbrahim Ethem Gören/02.05.2025 Yazı No: 667