Bakırköy'de meydana gelen trafik kazasında 11. Sınıf öğrencisi Julia İnanch’ın ölümüne sınıf arkadaşı Lilav Heja Can’ın ise yaralanmasına sebep olduğu iddia edilen 2 kişi mahkemece tutuklandı. Sahil Kennedy Caddesi'nde dün makas atarak Sirkeci istikametine giden bir otomobil, kontrolden çıkarak, önce bariyerlere sonra da savrularak taksiye çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle aracın arka koltuğundaki Yeşilköy 50. Yıl Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencilerinden Julia İnanch otomobilden dışarı fırlayarak olay yerinde hayatını kaybetmiş, sınıf arkadaşı Lilav Heja Can da yaralanmıştı. Olaydan sonra kaçtığı iddia edilen kazaya karışan diğer aracın sürücüsü ile Ö.K. ve öğrencilerin olduğu aracın sürücüsü F.T. gözaltına alındı. Bakırköy Adalet Sarayına sevk edilen şüpheliler Ö.K. ve F.T, savcılık tarafından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinde şüpheli F.T, sorgusunda, belediyede çalıştığını, olay günü sabah işe gittiğini, vardiyasının 16.00’da bittiğini, işten çıkış yaptığını, aracıyla giderken iki kişiyi gördüğünü, bu kişilerin üzerlerinde üniforma olduğunu, otostop çektiklerini, paraları olmadığı için kendilerini Bakırköy’e bırakıp bırakamayacaklarını sorduğunu ileri sürdü. Şüpheli F.T, yanında bir arkadaşının da olduğunu, öğrencilere Başakşehir’e gideceği için onları bırakamayacağını söylediğini ifade ederek, şunları söyledi: "Sonrasında sağduyulu olarak düşünüp 'tamam gelin aracıma binin, ben sizi Bakırköy’e bırakırım' dedim ve arka koltuğa bindiler. Ben emniyet kemerimi her zaman takarım. Yanımda bulunan arkadaşın da emniyet kemeri takılıydı. Kızlara da dememe rağmen takmamışlar. Yolda giderken arka koltukta oturan kişilerle hiç konuşmadım. Aracımın hızı 80-90 kilometre civarındaydı. Olayın gerçekleştiği yere yakın bir yerde önüme bir araç çıktı. Ve bir anda ne yapacağımı bilemedim ve orta şeride geçtim, diğer araç sol ön tamponuma dokunarak, arkamda bulunan taksinin sol arka tarafına çarptı. Ve bariyerlere vurdum. Kazanın şoku ağladım. Alkollü değildim. Diğer şüpheliyi tanımıyorum. Çok kötü durumdayım. Bir insanının hayatının sona ermesi beni çok etkiledi. Önümdeki araç makas atarak ilerliyordu. Tedirgin oldum. Aracın arkasından giderek, kornaya basarak, bu şahsı uyarmak istedim. Serbest bırakılmamı talep ediyorum." Bir diğer şüpheli Ö.K. de sorgusunda, öğrenci olduğunu ancak aynı zamanda çalıştığını, kardeşini Bakırköy’e okuluna bıraktığını, sahil yolunda seyir halinde olduğu sırada dikiz aynasına baktığında makas atarak ilerleyen bir araç gördüğünü anlattı. Şüpheli Ö.K, kendisinin en sol şeritte ilerlediğini dile getirerek, "Araç beni geçmek yerine taciz etmeye devam etti. Ben orta şeride geçtim. Sonra en sağ şeride geçtim. Araç beni bir süre takip etti. Ben makas atarak arkamdaki araçtan uzaklaşmaya çalıştım. Arkamdaki araç daha sonrasında bana arkadan çarptı. Bunun üzerine ben sağ sol yaparak aracımı düzelttim ve en sağ şeride geçerek durdum. Aracımdan inerek sakinleşmeye çalıştım, önümde bir kalabalık farkettim ve kazanın olduğunu gördüm. Akşam eve geldiğimde televizyonlarda bir kazada ölü ve yaralıların olduğunu öğrendim. Bunun üzerine karakola gidip teslim oldum. suçsuzum. Ben hızlı bir şekilde gitmiyordum, görüntülerden de anlaşılacağı gibi arkamdan gelen araçtan korkmam üzerine hızımı arttırıp makas atarak ilerledim. Serbest bırakılmamı istiyorum." ifadelerini kullandı. Şüphelilerin avukatları da müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep etti. Mahkeme, şüphelilerin "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan tutuklanmasına karar verdi.