18 Mart'ta, Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceği tüm dünyaya bir kez daha gösterildi. Bu büyük zaferin ardından, İtilaf Devletleri karadan da işgal girişiminde bulundu ancak yine başarısızlığa uğradılar. Tarihin bu kritik anlarında sahneye 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal çıktı. Mehmetçik'e, "Size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum" diyerek savaşın seyrini ve hatta tarihin akışını değiştirdi.

Trthaber'in haberine göre; Bilinmeyen, adı duyulmamış ve yedekte bekletilen bir kuvvet olarak gözüken 19. Tümen, aslında eşsiz bir destan yazan birlik olarak tarihe geçti. Mustafa Kemal'in ünlü sözü olan "Size ölmeyi emrediyorum"un hikayesinin merkezinde yer aldılar.

Bu destansı mücadelenin ateşi, Çanakkale'nin Eceabat’a bağlı Bigalı köyünde yakıldı.

Mustafa Kemal, 25 Şubat tarihinde 57. Alayla birlikte Tekirdağ'dan ayrılarak önce Eceabat'a geldi. 18 Mart Zaferi'nin ardından 5. Ordu kuruldu ve bu ordunun Mustafa Kemal'in komutasındaki 19. Tümen'e yani Atatürk'ün tümenine verdiği görev, ordu yedeği olmak oldu.

Savaşın seyri değişti

O dönemde Mustafa Kemal Paşa, Sofya askeri ataşesiydi, ancak muhabere sahasında görev almayı istedi. Sonrasında 19. Tümen Komutanı olarak Çanakkale'ye atandı.

Yarbay Mustafa Kemal, bölgeyi çok iyi tanıyordu ve karargahın Bigalı köyü'nde kurulmasını talep etti. Tarihe "kahraman birlik" olarak geçecek bu askerleri kişisel olarak eğitti. Askerleri hazırlamak için çeşitli tatbikatlar yaptırdı ve harp oyunları düzenledi.

Ordunun yönetimi Alman subaylara verilmişti. Mustafa Kemal ve diğer Türk komutanlar, savunma planlarını açıklıyorlardı ancak yetki alamıyorlardı.

25 Nisan 1915'te Bigalı köyü'nde top seslerinin yankılanmasıyla her şey değişti. Bu sorumluluk alanında bulunan Yarbay Mustafa Kemal, hemen harekete geçti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Müdürü İsmail Sabah, konuyla ilgili olarak şunları dile getirdi: "Boğaz tarafından gelen seslere alışık olan Mustafa Kemal Bey, bu sefer gelen seslerin aksi bir yönden yani Arıburnu'ndan geldiğini işitince bir gariplik olduğunu fark eder ve hemen tümeninin hazırlık derecesini arttırır. 57. Alayı buradan alarak Çanakkale Destanı'nı yazacağı Arıburnu Muhabere sahasına doğru harekete geçerler."

27. Alay'ın direnişi Mustafa Kemal'in savunma planına zaman kazandırdı

261 rakımlı tepeye ulaşmak oldukça zordu. Mustafa Kemal, güzergah üzerinde 57. Alay'ı dinlendirdikten sonra, bir tabur askerle yola devam etti. Ancak ilerlerken karşılarına çıkan 27. Alay'ın Anzak taarruzuna karşı direnemediğini fark etti. Cephanesi biten askerlere "süngü tak" emrini verdi.

İsmail Sabah ilerleyişin durdurulmasıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:

"Cephanemiz bittiyse, süngünüz var!" diyerek askerlere süngü taktıran ve onları yere yatıran Mustafa Kemal, bu anı "kazandığımız an" olarak nitelendirir. Ardından, 27. Alay'ın peşinden gelen Anzak askerleri, Türk askerlerinin yere yattığını görünce onlar da yere yatarlar. Bu şekilde, ilerleyiş ilk defa durdurulmuş olur.

Taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!

Mustafa Kemal'in liderliğindeki 57. Alay'ın direnişi, zaman kazandırdı. Düşman vatan topraklarını işgal etmek üzereydi ve tehlike çok yakındı. İşte tam da bu kritik anlarda, Mustafa Kemal, Türk harp tarihine geçen emrini verdi.

"Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum."

Anzak kuvvetleri sayıca üstündü. Mehmetçik ise Mustafa Kemal'in deyimiyle tevekkül içindeydi.

Bombasırtı mevkiinde, karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metreye kadar düşmüştü. Askerler, birbirlerinin seslerini duyabilecek kadar yakın mevzilerde çarpışıyordu. Ölüm kaçınılmazdı, ancak Mehmetçik'in kararlılığı da bir o kadar büyüktü. Birinci siperdekiler düşer düşmez, ikinci siperdekiler hızla onların yerine geçiyordu. İşte bu milli ruh, Çanakkale muharebelerini kazandıran unsurdur.

Çanakkale Geçilmez!

Anafartalar'da kazanılan büyük zafer, düşman kuvvetlerinin sonunu hazırladı. Düşman askerleri bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Ve bir kez daha Çanakkale'nin geçilemeyeceği tüm dünyaya gösterildi.

Kaynak: HABER MERKEZİ