İstanbul'da gerçekleştirilen "Kadim Dostlar İftarı"nda konuşan Erdoğan, muhabbet sofrası niteliğindeki iftar sofrasının zenginliğine vurgu yaparak, böyle anlamlı bir sofrada bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Ramazan-ı Şerif'in 7. orucunu tuttuklarını hatırlatarak, "Rabb'im tuttuğumuz oruçları, yerine getirdiğimiz ibadetleri, yaptığımız hayır hasenatı katında kabul eylesin diyorum. Sizlerin şahsında buradaki gönüllü teşekküllerimizin tüm mensuplarının Ramazan-ı Şerif'ini tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.

Maalesef Gazze ve işgal altındaki Filistin toprakları nedeniyle bu Ramazan-ı Şerif'i buruk karşılıyoruz, buruk idrak ediyoruz.

"Gazze'de son asrın en vahşi soykırımlarından birinin yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 40 bin kardeşinin şehit edildiğini, 73 bin kardeşinin yaralandığını ve halen 7 binden fazla masumun enkaz altında olduğunu belirtti. Sahne önünde İsrail'i eleştiren, ancak İsrail'e silah ve mühimmat desteği veren Batılı ülkelerin münafıklığını vurgulayan Erdoğan, bu tutumun Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığına çevirdiğini ifade etti. Uluslararası kurum ve kuruluşların Gazze'de başarısız olduğunu kabul eden Erdoğan, İslam dünyasının da iyi bir sınav veremediğini, çok çaba harcansa da beklenen etkiyi sağlayamadığını dile getirdi."

Erdoğan, Müslümanlar olarak bu durumun muhasebesini yapmanın önemine vurgu yaparak, "Bu öz eleştiriyi ne kadar erken ve ne kadar açık yüreklilikle yaparsak, Filistin halkıyla birlikte tüm ümmet-i Muhammed için o kadar hayırlı olacağına inanıyorum" dedi. Türkiye olarak doğruları ifade etmekten ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceklerini belirten Erdoğan, ülkenin daha da güçlenmesi için mücadele ederken İslam dünyasında vahdet bilincinin güçlenmesi için de çaba harcayacaklarını dile getirdi.

Erdoğan, Gazze'ye yapılan saldırıların, kendi toplumlarıyla birlikte kardeşlerine yönelik saldırıların önlenmesinde gücün önemini gösterdiğini ifade etti. Çeşitli sabotajlara, ambargolara ve engellere rağmen hayata geçirdikleri savunma sanayisi projelerinin değerinin bugün çok daha iyi anlaşıldığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin neden Kaan'ı hedef aldığının, Akıncı'dan, TB2'den, Kızılelma'dan, Anka'dan niçin rahatsız olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Ayrıca, önümüzdeki dönemde bu projelere yenilerini ekleyeceklerini vurguladı.

Gazzeli kardeşlerimize sahip çıkıyoruz

İlk günden beri pek çok zorluğa rağmen Gazze'ye gönderdikleri 40 bin tonu aşan insani yardımların artarak süreceğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bir hususu ifade etmek durumundayım. Türkiye, Irak-İran savaşında komşularına nasıl kucak açtıysa, Suriye'deki zulümden kaçan muhacirlere nasıl ensar olduysa, Kafkasya'dan Kırım'a hiçbir kardeşine sırtını dönmediyse, bugün de tüm imkanlarıyla Gazzeli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. Bu gerçeği hiçbir iftira değiştiremez, yalanlar ve çarpıtmalar bu hakikatin üstünü asla örtemez. İsrail'in sadece İsrail olmadığını, arkasındaki Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa gibi birçok destekçisiyle bambaşka bir denklemi ifade ettiğini görmeyenin aklına da vicdanına da şaşarız."

İstanbul'da düzenlenen "Kadim Dostlar İftarı"nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinli yiğitlere "terörist" iftirası atanların listesinden Meclis'e girenler ile bu zihniyetle aynı çizgide buluşanların kendilerine söyleyecek sözü olamayacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi çıkar sağlamak için Türkiye düşmanlarının oyunlarına gelenleri önce Allah'a, sonra da milletin vicdanına havale ettiğini vurguladı. Ülkedeki bazı kimselerin Filistin, Gazze ve Ramallah gibi yerlerin varlığından ilk kez 7 Ekim'de haberdar olmuş olabileceğine dikkat çeken Erdoğan, "Bazı çevreler, Filistin halkının hak ve adalet mücadelesini ilk kez 7 Ekim'de duymuş da olabilir. Ama biz bu mücadeleye, buradaki yol ve dava arkadaşlarımızla birlikte ömrümüzü adadık. Dünyada hiçbir siyasetçinin yapmaya cesaret edemeyeceği dik duruşu, bundan 15 sene önce 'one minute' diyerek açıkça ortaya koyduk" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün zalimlerin karşısında, mazlumların yanında nasıl yer aldılarsa, bugün de aynı duruşlarını sürdürdüklerini ve bundan sonra da bu tavizsiz duruşlarını koruyacaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birini, 14-28 Mayıs tarihlerinde alınların akıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, "Altılı masada oturanlar ne diyordu? 'Parlamentodayız.'. 'Cumhurbaşkanını bu masa tayin edecek.' diyorlardı. Ama onların dediği olmadı. Tam aksine, hamdolsun bizler şu anda Cumhurbaşkanlığı makamındayız, onların hiçbiri şu anda Parlamentoya bile giremedi. Zira, 'Ve mekeru ve mekarallah, vallahu hayrul makirin.'. Onlar kendilerine göre bir hesap yapıyorlar ama bu hesapların üzerinde en büyük hesap Allah'ındır ve o gerçekleşti" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kandil'deki terör baronlarından Pensilvanya'daki hainlere kadar tüm terör örgütlerinin karşılarında yer aldığı bu seçimlerden zaferle çıktıklarına işaret ederek, şunları söyledi:

"Şişirilmiş anketler ve ücret karşılığı çalışan kalemşörlerin manipülasyonlarıyla iktidara yürüdüklerini sanan faşist zihniyetin, seçim sürecinde nasıl pervasızca davrandığını hep birlikte gördük. Henüz ortada somut bir şey yokken atılan hesaplaşma naralarını, devr-i sabık oluşturma niyetlerini gizleme gereği duymadan açıkça sergilediler. İnşallah, 31 Mart akşamı bu tür taktiklerin sonuç vermediğini hep birlikte göreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin farklı bölgelerinde insanlara, medyaya ve sosyal medyaya yansımayan birçok sözlü ve fiili saldırının yaşandığını ifade etti. Özellikle kılık kıyafetinden, dış görünüşünden dolayı kardeşlerinin hedef alındığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat dönemine benzer nefret suçlarına maruz kaldıklarını belirterek, ancak sandıkta iki kez elde ettikleri tartışmasız seçim başarısıyla tüm bunların önüne geçtiklerini ifade etti. Muhalefeti de yönlendiren bir avuç azgın azınlığın sessiz çoğunluk üzerinde yeniden tahakküm kurmasına "Dur" dediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarının sadece Cumhur İttifakı'na destek verenlerin değil, diğer siyasi tercihleri olan vatandaşların da hak ve özgürlüklerini teminat altına aldığını vurguladı. "Seçimlerin ardından söylediğimiz 'Türkiye kazandı, 85 milyon vatandaşımız kazandı' ifadesi boş bir söz değildi. Türkiye, sonraki aylarda yaşanan olaylarla birlikte gerçekten büyük bir sınavı atlattı. Adeta uçurumun kenarından döndü" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Yüzyıl Vizyonu'na güçlü bir destek veren milletin aynı zamanda istiklal ve istikbaline de sahip çıktığını ifade ederek, hak ve özgürlükler dahil herhangi bir şeyin inşa edilmesinin zor olduğunu, bazen yıllar, hatta on yıllar alabileceğini ancak kazanımların kaybedilmesinin son derece kolay olduğunu belirtti. Erdoğan, Mayıs seçimlerinin kendilerine öğrettiği en temel hususun bu olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Şair" Mehmet Akif Ersoy'un, "Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat yeter/Hadi gel yapalım geri şunu desen, bir Sinan gerek bir de Süleyman." dizelerini anımsatarak, "Kardeşlerim, hangi nedenle olursa olsun yapılan yanlış bir tercih, Allah korusun sonu keşkelerle dolu nice pişmanlıklara yol açabilir. Etkileri iyi hesaplanmadan alınan fevri kararlar, düzeltilmesi yıllar sürecek büyük bir tahribata sebebiyet verebilir. Attığımız her adıma, söylediğimiz her söze, kılı kırk yaran bir hassasiyetle yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum." dedi." ifadelerini kullandı.

Bunlar yarı zamanlı mesai ehli

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'daki yerel seçimlere işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "2019'daki Mahalli İdareler Seçimlerinde çok küçük oy farklarıyla el değiştiren bazı belediyelerde yaşananları hepimiz biliyoruz. Ehil kadroların yerine göreve gelen kifayetsiz muhterislerin şehrimizi ne hallere düşürdüğünü izah etmeme gerek var mı? Bırakın vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran yeni projelere, yeni eserlere imza atmayı, ulaştırma başta olmak üzere birçok alanda tıkır tıkır işleyen sistemleri bile bunlar bozdu. Şehirlerimizi belediyecilik hizmetlerinde ileriye götüremedikleri gibi, beceriksizlikleriyle bir nevi fetret devrine soktular. En basitinden deprem bu ülkenin bir gerçeğiyken, yönettikleri şehirlerimizi depreme hazırlama noktasında hiçbir gayret sarf etmediler. Bunlar tam zamanlı değil, yarı zamanlı mesai ehliydiler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi şahsi reklamlarına verdikleri ehemmiyetin yarısını, şehrin kördüğüm haline gelen sorunlarının çözümüne vermediler. Utanmadan, sıkılmadan üst geçitlerin gövdesine 'İsrafı bıraktık.' diyor. Hangi israfı? Sadece, sizin şurada, malum mahallere ve mahfillere harcadığınız rakamlar öyle bilinir gibi değil. Belediye başkanlığı gibi sorumluluğu ve vebali ağır bir görevi tek iş olarak değil, yarı zamanlı bir ek iş olarak yaptılar. Seçim gecesi milletin gözünün içine bakılarak söyledikleri, 'Kazanıyoruz.' yalanlarını ise neyse bugün kendileri bile hatırlamak istemiyor" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananların kendilerine bir gerçeği gösterdiğini belirterek, "Türkiye'nin kalkınma yolculuğunun sekteye uğramadan devam edebilmesi için Cumhurbaşkanı kadar, Meclis kadar, yerel yönetimlerde kimin olduğu, belediye başkanlığı makamında kimin oturduğu da önemlidir. Hükümet ile mahalli idareler arasındaki uyumun, vizyon, niyet ve fikir birlikteliğinin ülkemizi hedeflerine daha kolay ulaştıracağı bir gerçektir. Burada yaşanacak bir uyumsuzluğun da kimi yerlerde son 5 yıldır olduğu gibi bizi yavaşlatacağı aşikardır" şeklinde değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart'ı yeni bir fırsat penceresi olarak gördüklerini dile getirerek, "Kesinlikle gevşemek yok, rehavete kapılmak yok. Önümüzde kritik bir seçim var ve boş verme lüksümüz yok. Şu anda burada olan her bir kardeşimden önümüzdeki seçimlere bu geniş bakış açısıyla yaklaşmalarını istiyorum" şeklinde konuştu.

Ulaşılmadık kimse bırakmayacağız!

Neredeyse 22 yıldır iktidarda olan, 11,5 milyonu aşkın üyesi olan bir siyasi partide elbette bazı eksikler, içlerine sinmeyen bazı durumların olabileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Siyaset sahnesindeki herkesin beş parmak gibi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin stratejik karar alma sanatı olduğunu vurguladı. Akıl, basiret ve ferasetle hareket ederek ülke, millet, şehir ve davaları için en hayırlı kararı vereceklerine inandığını ifade etti. Siyasi hırsı, milletin menfaatlerinin önüne koyanların 31 Mart'ta AK Parti ve Cumhur İttifakı'na karşı yürüttüğü güç kaybettirme stratejisini boşa düşürmeleri gerektiğini dile getiren Erdoğan, her oyun önemli olduğunu ve destek, dua, gayret ve mücadele gerektiğini belirtti. Yeniden İstanbul hedefiyle yola devam edeceklerini ve bu süreçte kimseyi geride bırakmayacaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Konya'da olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konyalı hemşehrilerine seslenerek, adayları Murat Kurum'a sahip çıkmalarını istediğini belirtti. İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerde de projelerini anlatacaklarını ifade eden Erdoğan, meydanlarda verilen vaatleri hatırlatıp, unutulanları ortaya çıkaracaklarını dile getirdi. Daha önce destek vermiş kişilere ve umudunu kaybetmiş olanlara ulaşacaklarını ve onları ikna ederek kalplerini kazanacaklarını söyledi. İstanbul'un Murad'ına kavuşacağına inandığını ve bu süreçte güvendiğini belirten Erdoğan, dualarını eksik etmeyerek Rabb'imden yol ve bahtlarının açık olmasını diledi. İftar sofrasını paylaşan herkese teşekkürlerini iletti."

İftara, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve İstanbul Valisi Davut Gül de katıldı.

Kaynak: AA