İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye Buluşması'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuyu özellikle vurgulamak istediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Sayın Kılıçdaroğlu, TRT'deki açıklamasında bizim terör örgütleriyle görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleri temsilcileriyle herhangi bir yerde herhangi bir görüşme yaptığımızı ispatlamak, hukukun dili itibarıyla müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir, ispatlayamazsan tekrar ediyorum namertsin.'' ifadelerini kullandı.

Terör örgütleriyle görüşme değil, onları inlerinde vurmakla görevli olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

'Cudi'de bunları vurduk. Gabar'da bunları vurduk. Tendürek'te bunları vurduk. Bestler Deresi'nde bunları vurduk. Hala bunları vurmaya devam ediyoruz Sen ise Kandil'den aldığın talimatla bunların parti binalarına bile değil, parlamentoda odalarına gidip, bunlarla görüşmeler yapıyorsun. Bunlarla görüşmeler yapmak suretiyle de beraber yol haritasını çiziyorsun. Asla bizim terör örgütleriyle bir araya gelmemiz, kozmik odalarda toplantılar yapmamız, böyle bir şey söz konusu değildir. Yine söylüyorum, ispat sana aittir. Erdoğan ve arkadaşlarının terörle mücadelede nerede olduğunu benim milletim çok iyi bilir. Bu konuda, Cudi'nin, Gabar'ın, Tendürek'in, Bestler Deresi'nin dili olsa da konuşsalar, o zaman bu işi sen çok daha iyi öğrenirsin. Sen tam aksine, sınır ötesinde bile teröristlerle nasıl adımlar atılacağının görüşmelerini ne yazık ki şu anda dirsek dirseğe beraber yürüdüğün HDP'yle bu çalışmaları yaptın. Nerede yaptın? Meclis'teki odalarında yaptın. '

'SENİN DERDİN BAŞKA, ŞÖHRET OLMAK İSTİYORSUN'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu artık bütün konvansiyonel medyanın ortaya koyduğuna dikkati çekerek, 'Her şey açık ortada. Sen kalkıp da zaten akşam yalan, sabah yalan, hayatın bununla geçiyor. Bir de utanmadan, sıkılmadan bizi televizyona çağırıyorsun. Senin derdin başka, şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhret de yeter. Bunun dışında sana ayrıca bir şöhret minderi vermeye bizim vaktimiz yok. Çünkü hayatları yalan üzerine kurulu olanlar, mesajı yanlış anlayıp, bir anda bambaşka mecralara savrulmuş olsalar da milletimizin duruşu gayet açıktır ve değişmemiştir.' dedi.

Seçim sonuçlarını hazmedemeyip, depremzede vatandaşlar başta olmak üzere millete etmedik hakareti bırakmayanların, pazar günü hangi yüzle onlardan oy isteyeceğini merak ettiğini aktaran Erdoğan, 'İşte buyurun, her şey açık ortada. Hatay'a gitti, Defne'ye niye gitmedi? Hadi bir de Defne'ye gitseydin. Defne'de Yüzde 90 oy aldın. E biz yüzde 8 aldık ama biz burada CHP yüzde 90 oy aldı diye Defne'de hastane yapma olayını bir kenara koymadık. Tam aksine, şu anda ortakların '2-3 ayda hastane mi yapılırmış.' derken, biz ne dedik? 'Evet, biz 2-3 ayda Defne'de bu hastaneyi yapacağız'. Yaptık mı? Yaptık. Açılışını yaptık mı? Onu da yaptık. Hatay'a gittin bir de Defne'ye gitseydin, bir de hastaneyi görseydin.' diye konuştu.

'MUHALEFET CENAHINDA ORTALIK ADETA TOZ DUMAN'

Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi'ni de 45 günde Atatürk Havalimanı'nda yaptıklarının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

'Aynısını Sancaktepe'de yine 45 günde Feriha Öz Hastanesi olarak yaptık. Biz yaparız, Bizim bir farkımız var. Biz, yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız, yapacağımızı konuşuruz. Artık ortada masa falan da kalmadı. Nereye koşacaksın? Muhalefet cenahında ortalık adeta toz duman. CHP Genel Başkanı, hem kendi partisi içindeki sıkıntılarıyla hem ilkesizlik üzerine kurulu savrulmalarıyla o bildik siyasetini kendi başına sürdürüyor. Kendi partilileri dahil, kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı. Pazar günü seçimlerin ardından Kılıçdaroğlu'nun çektiği eziyete de son vereceğiz milletçe. Kolay değil, 15 seçim bizimle yarışa girdin, hepsini kaybettin. Şimdi artık cumhurbaşkanı adayı olarak tekrar yürüyorsun. CHP Genel Başkanı öyle çaresiz durumda ki kafası zehir gibi çalışan gençlerimizin şu anda yaptığı bir video üzerinden kaset-kumpas geçmişinin üzerini örtmeye çalışıyor. Hadi kendisinin o koltuğa nasıl monte edildiğini bir kenara bıraktık, CHP'den ayrılarak cumhurbaşkanı adayı olan birisine daha dün yaptıkları ortada. Kandil'deki terör örgütünün elebaşlarının neredeyse her gün kendisi için yaptıkları destek çağrıları 14 Mayıs'tan sonra da kesintisiz devam etti. 'Onlarla benim işim yok' diyor. Ya nasıl yok?'

Erdoğan, bu çevrelerin konvansiyonel medya dahil hepsinden Kemal Kılıçdaroğlu'na destek mesajları yayınladığını dile getirerek, 'Dikkat et. Erdoğan'a böyle bir destek mesajı yayınlarlar mı? Haşa. Zaten onlardan gelen desteği biz kabullenmeyiz. Bize milletimizin desteği yeter. Farkımız bu. Avrupa'daki terör örgütü yandaşlarının kendisine oy vermeyenlere yönelik saldırıları sandıklar kapanana kadar sürdü. İşte sandıklarda şu anda özellikle Cumhur İttifakı'na oy verenlere karşı veya oy vereceklerini bildikleri kişilere karşı nasıl saldırdıklarını duyuyorsunuz, görüyorsunuz herhalde. Bay bay Kemal biliyorsunuz, 300 milyar doları Londra'daki tefecilerden alıp getirecekmiş. Aramızda finansçılar var, bankacılar var. Onlar da oralardan buralara paralar nasıl getirilir, onu gayet iyi bilirler. Ya böyle de yalan mı olur? Yetti artık. Bıktık. Londra'nın tefecileri, herhalde bunlar olsa olsa esrar ve eroin kaçakçılarıdır. Buna galiba demişler ki 'Ya hiç oyalanma git. Biz seçimden sonra bu işi de getirirsen sana buralardan bir şeyler göndeririz.' Bay bay Kemal, sana delikli iki buçuk kuruş bile vermezler. Göndermezler. Yok böyle beş kuruşa simit ya. Yok. Kimi aldatıyorsun?' değerlendirmesinde bulundu.

Ülkeye parmak sallayanların hezeyanlarının da henüz bitmediğini belirten Erdoğan, 'Tek vasfı sığınmacı düşmanlığı, yabancı yatırımcı düşmanlığı olan birini yanına alarak, tüm bu gerçekleri ters yüz edebileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmamız da ayrı bir facia.' şeklinde konuştu. (AA)

Editör: Mehmet Poyraz