Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, dikkatler her zaman ki gibi İstanbul’a çevrilmişti.  Özellikle kamu binaları ve hastanelerin dayanıklılığı yeniden gündeme gelmişti. İstanbul’da, Cerrahpaşa başta olmak üzere bazı hastane veya birimleri için tahliye kararı verildi. 

Akıllarda kalan soru; İstanbul’da hastanelerin durumu? Ne gibi önlem ve tedbirler alınıyor? İşe merak edilen bu sorunun cevabını İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu verdi.

 Prof. Dr. Memişoğlu, mega kentte depreme dayanıklı hastaneler ve hizmete sunulması planlanan sağlık üsleri hakkında bilgi verdi.

 “HASTANELERİMİZİN % 70-80’İNİ YENİLEDİK ”

İstanbul’da sağlık sistemlerinde sürdürülen depreme hazırlık çalışmalarıyla ilgili konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu;  “İstanbul’da zaten birçok yatırım yapıldı, hastanelerimizin yüzde 70-80’ini yenilemiş durumdayız. Bu hastanelerin birçoğu izolatörlü ve 2007’den sonra yapılmışlar. Sağlıkta hizmet anlamında çok hazır vaziyetteyiz, bunun toplumda bilinmesini istiyorum. Her bir vatandaşımızın da bu deprem bilincine ulaşması ve herkesin birbirine yardım etmesi lazım. Özellikle ilk 8 ve 48 saat dediğimiz önemli zaman dilimlerinde herkesin, sağlıkçılara da bunu öğretmeye çalışıyoruz. Otomatik hareket etmesi lazım, ne yapacağını, nasıl hareket edeceğini en azından öğretmemiz ve bunu pratiklerle geliştirmemiz gerekir. Toplumda da bunun beklentisi içindeyiz, sağlıkçılarımıza da bunu ezberletiyoruz. Ailemizle ilgili bir düşüncemiz varsa onların bile hastane yakınlarında toplanma alanlarını oluşturup ilk 8 saatte nasıl hareket etmemiz gerektiğini öğretiyoruz. Sadece fiziki yapılar yetmez, toplumların ve bizlerin de düşünce yapılarını ona göre uydurmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

İSTANBUL’UN DEVLET HASTANELERİ NE DURUMDA?

İstanbul’da sağlık alt yapısının önemli bir noktaya geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, açılması planlanan hastanelere yönelik bilgi vererek sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnşaatı devam eden  300 yataklı Bağcılar Eğitim ve Araştırma ile yan yana bir Çocuk ve Kadın Hastalıkları Hastanemiz var, inşallah birkaç ay içerisinde açmış olacağız. Esenyurt, çok yoğun bir yer, orada da inşaatı devam eden hastanemiz var. Fizik Tedavi Hastanesi ve Seyrantepe’yi son 6 ayda devreye aldık. Haydarpaşa Siyami Ersek’te bir kampüs, Sancaktepe’de şehir hastanesi planlamamız var. Bunlar ihale aşamalarına gelmiş durumdalar, Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kampüsü’nde bin yataklı bir hastane planlamamız ve çalışmalarımız var. Süreyyapaşa, Kartal Koşuyolu gibi hastanelerimiz var, Silivri, Eyüp’ün özellikle Göktürk tarafında bir hastane planlamamız dahilinde çalışmalarımız sürüyor. Tabi ki Okmeydanı, Kartal ve Göztepe’deki hastanelerimizin de ilave bloklarını yapma çalışmalarımız devam ediyor.

“80 AİLE SAĞLIK MERKEZİMİZİ DE YENİLEDİK”

Sadece hastane değil, birinci basamak dediğimiz aile sağlığı merkezlerimizi de yenilemek zorundayız, yaklaşık 80 tane yeniledik. Her türlü depremle ilgili çelik konstrüksiyon ve hafif çelikten binalar, bunların da sayılarını gittikçe artırmaya başladık. Aile sağlık merkezlerimizi de yenileceğiz, birçoğunu yenilemememize rağmen daha yenilemememiz gereken de var. Özel sektörde de hastanelerle ilgili de baktığınız zaman Türkiye, sağlık anlamında dünyanın sağlık üssü olmuş durumda. Biz sağlıkta hizmet anlamında önderliğimizi ispatlamış iyiliğimizi, doğruluğumuzu en iyisini yaptığımızı göstermiş durumdayız hem Covid de hem depremde de bunu yaşadık”

25 SAHRA HASTANESİ KURULACAK

Beklenen büyük İstanbul depremi sonrası sağlık hizmetinin aksamaması için oluşturulacak sahra hastanelerinin planlarının yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Memişoğlu, toplumsal olarak depreme hazırlık çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Memişoğlu; “İstanbul’da yerleri tespit edilmiş durumda, 25 tane sahra hastanesi kurma yerimiz var. Allah korusun, afet ve deprem durumunda 25 tanesi nerede kurulmuş, ne kadarı nasıl kurulacak, hepsi planlanmış durumda.

 İzolatörlü hastanelerde de biz ana omurgayı oluşturarak depremde esas sağlık hizmeti üsleri olarak oraları görüyoruz. Afet planları her an değişen, her sene yenilenen ve gerektiği zaman bunlarla ilgili senede birkaç kere tatbikat yapılan bir çalışma içerisindeyiz. Öyle olunca da daha hazır gibi duruyoruz. Tabi ki deprem veya diğer afet durumlarında uyum oranı ne kadar olacak önceden onu kestirmek çok mümkün değil. İstanbul çok zor bir şehir, megapol. Sisteminizi iyi planlamanız gerekiyor. Türkiye çok iyi yerlere geldi, salgın gibi, hastalıklarla, afetlerde mücadelede daha iyi olabilir miyiz? Evet, daha iyi olabileceğiz. Gece yatarken, ‘eğer deprem olursa ben nereye sığınırım’ ı herkesin evinde düşünmesi lazım” dedi.

“LÜTFEN KAN BAĞIŞLARINA DEVAM EDİN”

Prof. Dr. Memişoğlu, Ramazan ayı ve depremler dolayısıyla azalmış olan stoklar için vatandaşların kan merkezlerine gitmelerini, önceki gibi kan vermeye ilgi göstermelerini de istedi.

 “Özellikle çağrıda bulunuyorum; bu kan verme, organ bağışlamak konusu, bir insanın hayatını kurtardığınızı düşünün” diyen Prof. Dr. Memişoğlu; “Ramazan Ayı’ndayız empati, birbirini anlama ayı. Lütfen kanlarını bağışlasınlar, bayramdayız herkes birbirine şeker, hediye veriyor biz sağlıkçıların en büyük hediyesi lütfen kan bağışı olsun. Elimizde kan yok demiyoruz, demeyeceğiz de.

Bu hizmet Kızılay’ın bünyesinde olan bir hizmet. Kızılay da bunu çok iyi yapıyor. Kan hizmetleri Kızılay’ın en iyi hizmetlerinden bir tanesi biz sağlıkçılar olarak bundan çok memnunuz, toplumdan destek verilmesini bekliyoruz. Dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunuyoruz, bugün yabancı birçok insan; çok ileri ülke dediğimiz insanlar dahi ülkemize sağlık hizmeti almaya özellikle İstanbul’a geliyorlar. Toplumun hem sağlıkçıların hem de sağlık sisteminin ve alt yapısının kıymetini bilmesini istiyoruz. Sağlıkla ilgili özellikle şiddet veya kötü davranışların olmamasını bekliyoruz” dedi. (İttifakgazetesi.com- İHA)

Editör: Onurcan Şimşek