HASAN ŞAFAK GÖZDE KÜÇÜKALİ
Akbıyık Caddesi’nde küçük bir gezintiye çıkanı üç sokağın kesiştiği noktada karşılayan Akbıyık Camii’nin 5,5 asırdır minarelerinden ezan yankılanıyor. Cami Sultanahmet’te huzurun adreslerinden biri… Kapısından yayılan huzur içinde bulunduğu sokak boyunca sizi takip ediyor. İstanbul’da Sultanahmet’in denize bakan yönünde bulunan Akbıyık Camii 555 yıllık tarihin şahidi… Eski İstanbul’da sur içi camileri içinde ezan ilk caminin minaresinden yükselirdi. Yerel saate göre namaz vakti ilk önce bu camide girerdi. Bu nedenle Akbıyık Camii’ne 'Mescitlerin Önderi' anlamında camiye 'İmamü’l-Mesacid' denirdi.
Fatih döneminden kalma
Şehrin en eskilerinden olan Akbıyık Camii 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet dönemi devlet adamlarından, şair Akbıyıklı Mehmet (veya Ahmed Muhyiddin) Efendi ö. 1488) tarafından mescit olarak yaptırıldı. Camide, Darüssaâde Ağası (Harem Ağası) Mustafa Ağa, bir minber yaptırarak mescidi camiye çevirtti. Zaman içinde Abdurrahman isimli bir zat cami arsasında bir mektep, Mehmet Yazıcı isimli kişi de şadırvan yaptırdı. Yapı zaman içinde birtakım tamirler geçirdi, küçük bir külliye haline getirildi. 1866 yılında, eski boyutlar korunarak yeniden inşa edildi.
Eski halinden eser yok
Kâgir duvarlı, ahşap çatılı caminin iç alanı 192 metrekare. Ahşaptan olan mihrap ve minber eklektik tarzda. Minare kurşun kaplı, ahşap külâhlı ve tek şerefeli. Ahşap olan tavan ise beyaz boyalı. Duvarlarda dikdörtgen tek sıra pencereler sıralanıyor. Toprak altından çıkarılan Hicri 814 tarihini taşıyan kabir taşın Akbıyık Dede’ye ait olduğu tahmin edilerek cami avlusuna onun adına bir türbe yapılmıştır. Avluda ayrıca Akbıyık Camii Yaşatma Derneği’nin bir binası ve imam evi bulunuyor. Akbıyık Camii, yapıldığından bu yana birçok yangın ve depremde zarar gördü ve ilk yapıldığı halini koruyamadı. Sultan Abdülhamid tarafından yeniden yaptırıldı. Son olarak 1950’de, Türkiye Anıtlar Derneği ve halkın yardımları ile cami yenilendi.
