Eğitimci yazar ve Uluslararası Kabartma Kur’an Hizmetleri Birliği başkanı Halis Kuralay ile görme engelli bireyler için hazırlanan kabartma Kur’an çalışmaları hakkında konuştuk.

Halis Kuralay, söz konusu çalışmalar sayesinde görme engelli kardeşlerimizin bir araya gelip birliktelik ruhu elde ettiklerini ve bu ruhu diri tutarak din eğitimi alanındaki ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade etti.

Görme engelli bireylerin din eğitimine yönelik yerel bazda çalışmalar yapıldığını ve engelli kardeşlerimizin bu çalışmalardan istifade ettiklerini biliyoruz. Peki, ihtiyaçlar konusundaki farkındalığın artması bu alandaki çalışmaları nasıl etkiledi? Uluslararası Kabartma Kuran Hizmetleri Birliği fikri nasıl doğdu?

Kuran hizmeti Müslüman toplumlarda önemli bir ihtiyaçtı ve bu ihtiyacın giderilmesi için 1950 yıllarda Mısır, Ürdün Arabistan, İran gibi ülkelerde kabartma yazıya karşılık gelebilecek çalışmalar yapıldı. Görme engelli bireylerin Kuranı öğrenmeleri için yapılan bu çalışmalar tabi hepimiz için bir ilham oldu ve çalışmalarımızı daha ileri boyutlara taşımaya karar verdik. Çünkü normal şartlarda görme engelli birinin Kuranı öğrenmesi için özel bir çalışma yapılması gerekir ve bu meşakkatli bir iştir. Bunun zorluklarını hepimiz yaşadık. Hiç unutmam 1988 tarihinde arkadaşlarımızla birlikte İlim Yayla Vakfı’nın Laleli’deki binasında bir araya gelmiştik ve kabartma kuran olmadığı için Pakistan’dan getirdiğimiz Kuran ile eğitim almış ve bu alanda bir çalışma yapmaya ihtiyaç duymuştuk. Ülkemizde engellilerle ilgili epey çalışmalar yapılmıştı aynı şekilde din eğitimi konusunda da öğrenmeyi kolaylaştıracak yollar aranmalıydı. Bütün bunlar görme engellileri bir arayışa itti ve bunların sonucunda kabartma Kuran fikri ortaya çıktı.

 Kabartma Kuran pek çok Müslüman ülkede basılmaya başladı ancak ülkeler arasında standart birliği yoktu ve farklılıklar işimizi zorlaştırıyordu. Görme engelli bireyler bir başka ülkenin bastığı kuranı okumakta güçlük çekiyordu ve bu durum ortak bir çalışmayı gerekli kıldı. Yaptığımız istişareler neticesinde dünyanın her yerinde aynı imla kurallarıyla okuyabileceğimiz Kabartma kuran çalışması üzerine yoğunlaşmaya karar verdik.  Bu konuyla ilgili toplantılar düzenledik ve aynı hedef için bir araya gelen arkadaşlarla Uluslararası Kabartma Kuran Hizmetleri Birliğini kurduk.

Uluslararası Kabartma Kuran Hizmetleri Birliği bu alanda hem görme engelli bireyleri bir araya getiriyor hem de Kuranı ortak bir alfabe ile öğrenme imkânı sunuyor sanırım. Peki, Kur’an Hizmetleri Birliği hangi ülkelerden destek alıyor?

Biz bu çalışmamıza bütün İslam ülkelerini hatta bütün dünyayı dahil etmek istiyoruz ancak çalışmalara başlarken doğal olarak  komşu ülkelerle irtibat kurduk. Kabartma Kuran hizmeti noktasında ortak bir çalışmaya karar verdikten sonra bazı araştırmalar yaptık ve Malezya, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Ürdün, Mısır ve Filistin, Arabistan İran, Yemen, Güney Afrika, İngiltere ve Türkiye’de bu alanda hizmet veren çalışanlarla irtibat kurduk ve 2013 tarihinde Uluslararası Braille Konferansında bir araya geldik. Burada bu konuyu bütün detayları ile istişareye açtık ve Brealle alfabesinde anlaştık.  Biliyorsunuz Çinliler brealle’nin bulduğu alfabeyi kullanıyor biz da bu yazıyı Arap alfabesine uyarladık. 

Ülkemizde görme engellilere yönelik din eğitimi noktasında hangi çalışmalar yapıldı? Bu çalışmaları yeterli buluyor musunuz? Ya da yapılan çalışmalara neler ilave edilebilir?

1988 yılında Kabartma Kuranla eksenli çalışan ilk yaz Kuran Kursu açıldı ve bu dönem biz Pakistan’dan İlim Yayma Vakfı’nın desteği ile Kabartma  Kur’an-ı Kerim siparişi verdik ve bu ihtiyacı karşılamaya çalıştık.  2000’li yıllardan sonra ise yaz kurslarına ilaveten yıl içinde hizmet veren Kuran kursları da açıldı.  Bu çalışmaların sonucunda Pakistan baskılı kabartma Kuran dikkate alınarak 1994 tarihinde ülkemizde de Beyaz ay desteği ile kabartma Kuran basıldı. 2000 yıllardan sonra ise diyanet işleri başkanlığı bu işe el attı ve kabartma Kuran bastı. Alfabe konusunda birliğin sağlanması için kabartma Kuran basım işini 2012 den itibaren diyanet işleri devraldı. Hala bu alanda ihtiyaç hasıl olduğunda Diyanetten destek isteyebiliyoruz. Mesela Afganistan’a atmış tane Kuran göndermemiz gerekiyordu bu ihtiyacı diyanetin desteği ile temin ettik.  Yakınlarda Nijerya’daki engelli kardeşlerimizin de Kabartma Kuran ihtiyaçlarının olduğu söylendi ve elli iki tane kabartma yazı yazmak için hazırlanmış alet ve kalem gönderdik. Şimdiye kadar Rusya’nın da dahil olduğu otuz kadar ülkeye de Kur’ın’ı Kerim gönderdik ve farklı farklı ülkelerden gelen talepleri dostlarımızın, bağışçılarımızın desteği ile karşılamaya gayret ediyoruz.

Çalışmalarınız hakkında bilgi almak isteyen kardeşlerimiz size nasıl ulaşabilirler?

Bizim (www.braillequran.org) diye bir sitemiz var buradan bize ulaşabilir  ve çalışmalarımız hakkında bilgi alabilirler. Bize buradan ulaşan bazı kardeşlerimiz kuran bize ulaştı fakat nasıl okuyacağımızı bilmiyoruz diyorlar ve biz kendilerine yardımcı oluyoruz.

Son günlerde yapay zekanın pek çok alanda kullanılabileceğinden bahsediliyor engellilere yönelik eğitim çalışmalarınızda bu imkanlardan faydalanabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Şu an bu konuda bir çalışma yok ama bir imkân doğarsa elbette değerlendiririz. Elimizde bu iş için hazırlanmış termolojik bir alet var bu aletin içerisine istediğiniz kadar tefsir, meal, koyabiliyorsunuz ve alet öyle öyle bir sistemle hazırlanmış, parmağınızı A harfinin üzerine koymuşsanız A harfi kabarıyor ve parmağınızla satırlarda yürüyorsunuz, hangi harfin üzerine basarsanız o kabarıyor ve işinizi kolaylaştırıyor. Yakın tarihte bunun daha ileri versiyonu olursa kullanılabiliriz. Neticede biz görme engelli bireylerin dini eğitimini en kolay yoldan sağlamaya çalışıyoruz ki, teknoloji burada sadece bir araç.

Uluslararası kabartma Kuran hizmetleri Birliği sizin farklı ülkelerde yaşayan  engelli bireylere ulaşmanızı kolaylaştırıyor mu? Bu konuda geri dönüşler alıyor musunuz?

Elbette mesela çalışmalarımızı takip eden bir kardeşimiz var, adı Asmalo Bream. Toga’da yaşayan Asmalo gözlerini on iki yaşında kaybetmiş ki, uzmanlar görme yeteneğini sonradan kaybedenlerin hayata uyumunun dört beş yıl sürebileceğini ifade ediyorlar. Asmalo bu konuda tek başına mücadele etmiş ve 18 yaşına geldiğinde ise görme engellilerin eğitim aldığı bir okula gitmiş fakat Hristiyanların kontrolünde olan okulda ona eğer din değiştirip Hristiyan olursan kabul edebiliriz denilmiş. Aslamo İslam’ı kalbinde saklamış ve buradaki eğitimden istifade edebilmek için Hristiyan olduğunu ifade etmiş. Asmola burada kabartma yazıyı öğrenmiş ve dini alanda kendini geliştirmiş. Daha sonra da bulunduğu bölgede ev ev gezerek görme engellileri bir araya toplamış onların eğitim alabileceği Müslüman Kardeşler Cemiyetini kurmuş ve çalışmalarını bu kurum çatısı altında sürdürmüş. Kendisi bize Uluslararası Kabartma Kuran Birliği aracılığıyla ulaştı ve çalışmalarımıza samimiyeti ile katıldı.

Görme engellilere yönelik eğitim alışmalarının alanını genişleterek bu çalışmaya temel dini bilgileri, güncel konuları da dahil etmeyi düşünüyor musunuz?

Allah nasip ederse Türkiye’de bir merkez kurmak istiyoruz ve bahsettiğiniz gibi hem eğitim çalışmalarımızı zenginleştirmek hem de kardeşlerimizi bir araya getirerek birliktelik ve dayanışma ruhu oluşturmak istiyoruz. İmkanlarımız elverirse kabartma yazı ile daha kapsamlı ve daha derinlikli eğitim çalışmaları yapmayı ve görme engellilerin bu alandaki ihtiyaçlarını gidermeyi düşünüyoruz.

Uluslararası bir kurumun başkanlığı yapıyorsunuz ve işiniz görme engelli bireyleri Kur’an’ın hem zahiri hem de mesajı ile tanıştırmak. Başkanlığını yürüttüğünüz kuruluş  aracılığıyla tanıştığınız kişilerin eğitim dışındaki ihtiyaçlarına da destek sağlayabiliyor musunuz? Bu kişilerle sosyal bir bağ kurma imkânınız oluyor mu?

Biliyorsunuz Afrika yoksullaştırılan halkların ülkesi ve misyonerler bunu fırsat bilip bölgede yoğun şekilde çalışıyorlar. Mesela biz burada görme engellilerin eğitim aldığı bir okulla irtibat kurmuştuk ve bu okuldaki öğrencilerin üçte ikisi Hristiyan, üçte biri ise Müslümandı. Okul Hristiyanlar tarafından kurulmuştu ve yönetimi onlar sağlıyorlardı. Biz o yıl Ramazanda buradaki çocukların yiyecek ihtiyaçlarını karşılamaya karar verdik ve okuldaki bütün çocukları yardıma dahil edelim dedik ve yemeklerini tedarik ettik.  Bu çalışmayı iki yıl sürdürdük ama üçüncü sene müsaade etmediler, tekrar yaparız deyip okulu tatil yaptılar. Çünkü okulun kurucu ve yöneticileri Hristiyandı ve talebeler misyonerlerin kontrolündeydi. Oralarda misyonerler yoğun şekilde çalışıyorlar eğer bu kardeşlerimize biz sahip çıkmazsak bizim yerimize onlar sahip çıkacaklar ki, bunun vebali ağır olur.

Somali’deki görme engellilere güney köreden gelen misyonerler yıllarca destek olmuşlar biz Kabartma Kuran Hizmetleri Birliği olarak bu görevi üstleninceye kadar da bu çalışmalara devam ettiler. Biz kuruluş olarak görme engelli kardeşlerimizin sadece Kabartma Kur’an ve bu alandaki eğitimlerini temin etmiyoruz bunun yanında hayırseverlerimiz ve bağışçılarımız aracılığıyla temel insani ihtiyaçlarını da karşılamaya gayret ediyoruz. O nedenle aman görmeyenlerle ne işim olur diye düşünmeyip büyük hedefler peşinde koşmalıyız. Sanırım Müslüman camia olarak bu tavsiyeleri küçümsüyor ve pek dikkate almıyoruz.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son olarak şunu ifade etmek isterim ki; kişinin icra ettiği meslek ne olursa olsun bunun dışında sosyal bir çalışmanın içinde mutlaka yer almalıdır. Bu her iki tarafı da güçlendirir ve birlikteki ruhu kazandırır. Biz birlikte daha güçlüyüz ve daha büyük hedeflere doğru yol alıyoruz.  Bu anlamda çalışmalarımıza fiili olarak ya da duaları ile katılan kardeşlerimize teşekkür ederim… Ve inşallah birlikte yola çıktık ve birlikte başaracağız…