Bâbıâli’de eski Tercüman gazetesi yazarları bir araya geldi. Toplantıyı idare eden Mehmet Nuri Yardım, Tercüman Gazetesi’nin unutulmaz hizmetleri arasında '1001 Temel Eser' neşriyatı ile 'Güzel Türkçemiz' kampanyasının bulunduğunu anlattı ve gazetede çalışıp bugün hayatta olmayan gazetecileri isim isim okuyarak rahmetle andı.

Tercüman’da çalışanlar ile Tercüman okuyucularının da katıldığı ve büyük ilgi gösterdiği programda konuşmacı ve dinleyiciler ‘Tercüman’ın bir okul olduğu’ görüşünde birleştiler.Gazetenin uzun yıllar yöneticiliğini yapmış olan Ünal Sakman, Bâbıâli Enderun Sohbetleri’nde Tercüman Gazetesi’nin kuruluşunu, büyümesini, etkisini ve gazete yazarları ile çalışanlarını anlattı. 1960 askerî darbesinden sonra zor şartlarda gazetecilik yapıldığını anlatan Ünal Sakman, konuşmasına başlarken şöyle dedi: 'Gazeteyi önce sendika çıkarıyordu. Sonra merhum Kemal Ilıcak satın aldı. Çalışanların maaşlarının ödeneceği taahhüdünü verdi. Gediz Han vardı Cağaloğlu’nda. Farklı esnaf içindeydi. Tercüman’ın sadece bir kaç odası vardı. Sonra yavaş yavaş diğer odalar ve katlar da alındı. Bina tamamen gazeteye ait oldu. Rotatif matbaalar kullanılırdı önce. Hükümetin çıkardığı Son Havadis vardı. Sonra bu gazete tutunamadı, battı.'Tercüman’a gelene kadar sağda gazete olmadığını hatırlatan Sakman, 'Sağ basın ciddi anlamda Tercüman’la başlamıştır. Sebilürreşad ve Hür Adam gibi gazeteler vardı ama onlar sert bir yayıncılık yapıyordu. Tercüman, bütün toplumu kucaklayan bir yayın anlayışıyla hareket etti. Aranan, sevilen ve okunan bir gazete oldu. Bir gün patron Kemal Ilıcak’a ‘Abi tarihî roman yayınlayalım mı?’ diye sordum. Cin gibiydi, ‘Murat Sertoğlu ile anlaştım, bize yazacak.’ dedi. Tercüman tenkit ederdi ama asla hakaret etmezdi. Ali Rıza Alp, Kadircan Kaflı, Tarık Buğra, Ahmet Kabaklı, Ergun Göze ve Rauf Tamer gibi kıymetli yazarlarımız vardı. Osman Filiz, Nezih İzmiroğulları, Şahap Ayhan gibi ressamlarımız da geldi. Onların öncüsü ise Gürbüz Azak’tı. Tercüman halka indi ve büyük ilgi gördü.'

Ünal Sakman, büyük ilgi ile dinlenen konuşmasında kendi sahasında uzman olan yazarlara köşe açıldığını ve doyurucu yazılarla okuyucuların da memnun edildiğini söyledi. Sakman şöyle devam etti: 'Şükrü Baban dış politika yazarıydı, ekonomide de iyiydi. Reşat Ekrem Koçu da alaka gören büyük bir yazarımızdı. Onun yazdığı romanlar çok sevilir, takip edilirdi. Haldun Taner başta bizdeydi, sonra fikirleri uyuşmadığı için bizden ayrıldı. Semih Balcıoğlu da aslında sol görüşlüydü ama bizde kaldı. Mukbil Özyörük başta Ahmet Muhtar adıyla yazıyordu, sonra kendi adını kullandı. Tercüman’ın büyümesinde Sadettin Çulcu’nun çok tesiri vardır. Gazetenin tirajını 15 binden 800 bine çıkaran Sadettin Çulcu’dur. Kemal Ilıcak’ın çok merhametli bir patron olduğunu söyleyen Ünal Sakman, 'Nerede işsiz gazeteci varsa bize gelirdi. Kemal Bey onları mutlaka kabul eder, ihtiyaçları olduğu için maaş verirdi. Emekli, eski gazetecilerin sayısı da çoktu. Hatta gazeteye gelmeden maaş alanlar vardı. Bunlardan bazıları daha sonra Kemal Bey’e dava bile açtı. Bir ara sayımız 1100’e çıkmıştı. Ama fiili olarak çalışanlar bu sayının çok altındaydı. Kemal Beyin etrafında istismarcılar çoktu. Onu mahvedenler de yakınları oldu' dedi.