Tek başına bir ümmet olan müstesna (sıra dışı) insanlara ihtiyacımız var.

Birkaçörnek vereyim:

Hüccetü`l-İslam İmam Gazalî (1058-1111) gibi.

Kırımlı fikir adamı İsmail Gaspıralı Bey (1851-1914) gibi.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) gibi.

İstanbul Müftülüğü, Diyanet Başkanlığı yapmış Dersiamdan Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi (1882-1971) gibi.

Bediüzzaman (1877-1960) gibi.

Merhum üstad Necip Fazıl (1904-1983) gibi.

Yeri kolay kolay doldurulamayacak merhum Kadir Mısıroğlu Bey (1933-2019) gibi.

Yazar, tarihçi, gazeteci, fikir adamı Ahmed Midhat Efendi (1844-1912) gibi.

Tek başlarına bir ümmet gibi çalışan bu kimseler, akıl almayacak büyük hizmetler etmiştir.

Ahir zaman dervişleri

Bir tasavvuf cemaatini anlattılar, dervişler lüks villalarda ikamet ediyormuş, lüks pahalı israflı mobilyalar, binitleri Nemrudun Firavunun arabasından lüks imiş, bir elleri yağda bir elleri balda imiş, lüks ve ihtişamlı turistik umre seyahatleri yapıyor, Mekke`de süitlerde kalıyor, bin bir çeşitli açık büfelerden tabak dolduruyor, yarısını yiyorlarmış, diğer yarısı çöpe gidiyormuş, kendilerinin Cennetlik olduğunu sanıyorlarmış... Fesubhanallah! Böyle çilesiz lüks ve israflı dervişlik olur mu? Bunlar âhir zaman dervişleri.

Önce iyi insan olmalıyız

Müslüman gençlere: Ebeveyniniz (ana babalarınız) çok kültürlü, çok âqil, çok ârif değilse onların sizin yetişmenizle ilgili yönlendirmelerine tâbi olmayınız. Yukarıda saydığım sıfatlara ve özelliklere sahip ufku geniş, mürşid ve rehber durumundaki ziyalı Müslümanlara sorunuz. Türkiye`de böyle on kişi bulunduğunu ümit ve temenni etmekteyim. Ana amacınız doktor mühendis olmak olmasın. Öncelikle iyi Müslüman, iyi insan olmayı isteyiniz... Söylemesi kolay, olması zor... (Bendeniz o on kişi listesinde değilim.)

İhlassız ibadet kabul olmaz

*İman İslam Kur`an Sünnet Şeriat Ü mmet hizmetleri sırf Allah`ın rızasını kazanmak için ihlâsla ve samimiyetle yapılmalıdır.

*İhlâssız ibadetlerin, hayırların, ilmî hizmetlerin, cihadın kabul edilmeyeceğine, böylelerinin yüz üstü sürüklenerek Cehenneme atılacağına dair Sahih-i Müslim`de hadis vardır.

*Genel kural: Bu hizmetler için para, ücret, maaş alınmaz. Taqva ve azimet budur.

*Bazı hizmetlerin aksamaması için sonraki ulema (mütehhirî n) imamlara, müezzinlere, vaizlere, müftülere, Kur`an ve din öğretmenlerine geçimlerini temin için ücret ve maaş verilmesine fetva ve ruhsat vermişlerdir.

*Bu fetva ve ruhsat, geçimle sınırlıdır. Bu hizmetleri alet ve vasıta kılarak zenginleşmenin fetvası yoktur.