MEHMET POYRAZ/Dosya Editörü

Azerbaycan Devlet Sınır Hizmeti tarafından yapılan açıklamada, 10 Kasım 2020 tarihli üçlü deklarasyona aykırı olarak Ermenistan'dan Azerbaycan topraklarında bulunan yasadışı Ermeni silahlı gruplarına personel geçişini, mühimmat, mayın ve diğer askeri teçhizat sevkiyatını önlemek ve Ermenistan tarafından tek taraflı kurulan kontrol noktasına karşılık olarak Azerbaycan Devlet Sınır Hizmeti’nin birlikleri tarafından Laçın-Hankendi yolunun başlangıcında sınır kontrol noktası kurulduğunu duyurulmuştu. Azerbaycan’ın aynı açıklamasında, yerel saatle 12.00'de kurulan sınır kontrol noktası konusunda Rus Barış Gücü Birliği Komutanlığı ve Türk-Rus Ortak Gözlem Merkezi de bilgilendirildiği aktarılmıştı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın Laçın-Hankendi yolunu kötüye kullanması ve bunun sonucunda ortaya çıkan güvenlik tehditleri nedeniyle Azerbaycan’ın iki ülke sınırında kontrol noktası kurduğunu söyledi. Hacızade, Karabağ’da yaşayan Ermenilerin her iki tarafa hareket etmesi için de uygun şartların sağlanacağına dikkat çekti.

AZERBAYCAN’IN TEDBİRİNDEN ABD ENDİŞELİYMİŞ!

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Azerbaycan’ın Ermeni silahlı grupların geçişini, mühimmat, mayın ve diğer askeri teçhizat sevkiyatını önlemek amacıyla Laçın Koridoru'na kurduğu kontrol noktasından rahatsız olduğunu açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“ABD, Azerbaycan'ın Laçın Koridoru’nda bir kontrol noktası kurmasının barış sürecine güven tesis etme çabalarını baltalamasından derin endişe duymaktadır.”

Provokasyon yapan yasadışı Ermeni silahlı grupların bölgedeki faaliyetlerinden bahsedilmeyen açıklamada şu sözlerde yer aldı:

“Laçın Koridoru’nda serbest şekilde insan ve ticaret dolaşımı olması gerektiğini yineliyoruz. Tarafları barış görüşmelerini yeniden başlatmaya ve sınır boyunca provokasyonlardan ve düşmanca eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz.”

3 SORUDA - LAÇIN KORİDORU'NUN ÖNEMİ

Tarihten günümüze Güney Kafkasya, Karabağ ve özellikle de Laçın Koridoru'nun, hem stratejik konumu hem de yeraltı kaynakları ve maden açısından büyük öneme sahip olduğu biliniyor.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş, Laçın Koridoru'nun bölgesel ve küresel ölçekteki önemini 3 soruda Anadolu Ajansı (AA) için kaleme almıştı:

1 • Laçın Koridoru'nun bölgesel ölçekte önemi nedir?

Azerbaycan’ın Karabağ zaferi yeni dönemde Güney Kafkasya’da hem bölgesel hem de küresel dinamiklerin değişmesine neden oldu. Bu yönüyle savaşın ardından Rusya öncülüğünde taraflar arasında imzalanan mutabakat metni önemli bir uluslararası antlaşma olsa da, sıklıkla taraflar arasında yaşanan sorunlar nedeniyle halen tam olarak uygulanamıyor. Son olarak bölgede 12 Aralık’ta başlayan, buradaki madenlerin yasa dışı işletilmesini önleme protestolarında önemli bir eşik geride bırakıldı. Uluslararası kamuoyunun gündeminde sıklıkla yer alan Karabağ, bu kez Laçın Koridoru'yla gündeme geldi. Zira tarihten günümüze Güney Kafkasya, Karabağ ve özellikle de bu bölgenin, hem stratejik konumu hem de yeraltı kaynakları ve maden açısından büyük bir öneme sahip olduğu biliniyor. Bu nedenle bölgeyle ilgili yaşanan en ufak bir gelişmede bölgesel ve küresel güçler hemen harekete geçiyor.

Laçın Koridoru'yla ilgili son gelişmelere bakıldığında, Ermenistan yönetimi yaşanan krizde bu bölgenin Rus barış gücünün kontrolünde olduğuna ve 10 Kasım 2020 tarihli üçlü mutabakat gereği buradaki güvenliğin Rusya tarafından sağlanması gerektiğine işaret ederek, Rusya’nın üzerine düşen görevi yerine getirmediğine vurgu yapıyor. Azerbaycan tarafı ise tüm bu yaşanan gelişmeler karşısında Ermenistan tarafının hem Karabağ konusunda Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı göstermediğini hem de bu konuyu Batı dünyasının dikkatini bölgeye çekme aracı olarak kullandığını ileri sürüyor.

Uluslararası konjonktüre bakıldığında ise aslında Laçın Koridoru'yla ilgili bölgede yaşananları, küresel gelişmelerin Güney Kafkasya’ya yansımaları olarak değerlendirmek mümkün. Zira Rusya’nın bölgedeki barış gücü üzerinden Batı dünyasına bir mesaj vermeye çalıştığı söylenebilir. Özellikle de Ukrayna savaşıyla birlikte son dönemlerde Batı dünyası tarafından Rusya’nın gerek ekonomik gerekse diğer hususlarda karşı karşıya kaldığı yaptırımların ve Ukrayna karşısındaki mevcut durumunun bu politikada önemli bir payı bulunuyor. Bu nedenle Rusya’nın bölgedeki tutumu arka bahçesi olarak gördüğü eski Sovyet coğrafyasındaki etki ve gücünü Karabağ’daki askeri varlığı üzerinden tüm dünyaya gösterme çabası kapsamında değerlendirilebilir.

Ayrıca gerek Karabağ savaşı sonrası gerekse de Ukrayna savaşı sürecinde uluslararası ölçekte Azerbaycan’ın başta İsrail olmak üzere bazı ülkelerle olan iyi ilişkilerinin ve bölgenin adeta parlayan yıldızı haline gelmesinin de bu süreç üzerinde önemli bir payı bulunuyor. Örneğin, Azerbaycan’ın son dönemlerde Ukrayna’ya yönelik insani yardım adımlarının dahi Rusya tarafından rahatsızlıkla karşılandığı görülebilir.

2 • Rusya’nın Laçın Koridoru'ndaki rolü nedir?

Laçın Koridoru'yla ilgili gelişmelerde Rusya’nın önemli bir rolü bulunuyor. Ancak üçlü mutabakata riayet edilmemesi, özellikle de Rus barış gücü askerlerinin görev aldığı bölgede sıklıkla tansiyonun yükselmesi, Rusya’nın üstüne düşen görevi yeterince yerine getirmediğini ortaya koyuyor.

Görünürde Rusya sıklıkla Azerbaycan ve Ermenistan liderleriyle mutabakat ilkelerine riayet etmeleri hususunda görüşmeler gerçekleştiriyor. Son olarak Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) zirvesinin ardından Putin’in Belarus Devlet Başkanı'nın yanı sıra Ermenistan ve Azerbaycan liderleriyle de üçlü bir görüşme gerçekleştirmiş olması bu açıdan önemli. Ancak Rusya için asıl sorun, İngiltere, ABD ve AB’ye üye ülkelerin Ukrayna savaşıyla ilgili kendisine yönelik izlediği politikalardan duyduğu rahatsızlıktır. Rusya bir yandan Kafkasya bölgesi üzerinden Batı dünyasını hedef alırken diğer yandan tıpkı Ukrayna savaşında olduğu gibi Karabağ konusunda da bölgedeki tarihsel etkisinin varlığını ortaya koymaya çalışıyor. Ancak bu kez işi çok daha zor. Zira Azerbaycan’ın yeni dönemde, özellikle de küresel çapta artan alternatif enerji güzergahları arayışında öne çıkması ve Batı dünyasıyla ilişkileri Rusya’yı biraz daha temkinli olmaya yönlendirebilir.

Rusya’nın Laçın Koridoru'yla ilgili izlediği politikalar Türkiye-Ermenistan ilişkilerine de yansıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Laçın Koridoru'ndaki son gelişmeler Ermenistan için bir samimiyet testi olacaktır.” ifadeleriyle sorunun devam etmesi halinde iki ülke ilişkilerinin de bu süreçten zararlı çıkacağına işaret etti. Bu yönüyle Laçın Koridoru, hem Rusya’nın Batı dünyasıyla ilişkilerinde hem de Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde kilit bir role sahip. Özellikle de Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin başladığı bir dönemde en ufak bir sorunun dahi bu süreci akamete uğratabileceği unutulmamalı. Ayrıca Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesiyle bir eşgüdüm içerisinde ilerlediğini de hatırlatmakta yarar var.

3 • Avrupa ülkeleri ve İran Karabağ’la ilgili nasıl bir tutum sergiliyor?

Batı ve AB üyesi ülkelerin Karabağ’a bakış açıları sorunun şekillenmesinde hayati öneme sahip. Özellikle de 30 yıllık işgal boyunca AGİT Minsk Grubu çözüm için inisiyatif almazken, Laçın Koridoru ve eylül ayında sınırda meydana gelen çatışmaların ardından Batı'nın bölgeye dair politikalarında ciddi bir değişim yaşandı. AB’nin Azerbaycan-Ermenistan sınırına bir misyon göndermesi bu kapsamda değerlendirilebilir. AB’nin yanı sıra bölge ülkelerinin de Laçın Koridoru'yla ilgili yaşanan gelişmelerde takındığı tavrın önemli bir payı bulunuyor. Örneğin İran’ın Karabağ konusundaki tutumu bu hususta belirleyici bir role sahip. Sovyet sonrası İran’ın Ermenistan’la olan ilişkilerine bakıldığında İran’ın Ermenistan politikalarının başta Fransa olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi ile benzer özellikler içermesi düşündürücü.

Bu kapsamda aslında Fransız siyasetçilerin genel olarak Azerbaycan’a karşı olumsuz bir tavır sergilemelerinde Türkiye’nin gerek Karabağ Savaşı gerekse de Ukrayna'daki savaşla birlikte bölgede artan “arabuluculuk” rolünün ve “jeopolitik etkisi”nin de olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra hem AB ülkeleri hem de İran’da yerleşmiş olan 'Türk' algısındaki mevcut tarihsel önyargıların da bu ülkelerin politikalarına önemli bir etkisi olduğunu unutmamak gerekiyor.

AZERBAYCAN ORDUSU İŞGALDEN KURTARILAN LAÇIN'A BAYRAK DİKMİŞTİ!

Azerbaycan ile Ermenistan arasında Rusya'nın ara buluculuğunda imzalanan ateşkes anlaşması gereği Ermenistan güçleri ve buraya sonradan yerleştirilen Ermeni nüfus, 1 Aralık 2020 tarihi itibarıyla Laçın'ı terk etmiş, bölgeye Azerbaycan ordusu yerleşmişti.

Dağlık Karabağ'la Ermenistan arasında tek yol olan ve 'Laçın koridoru' diye isimlendirilen geçit bölgesi ise şimdilik 5 yıl boyunca bölgede geçici görevli Rus askerlerinin kontrolünde olacak.

Ermenistan sınırında bulunan Laçın ili, 'Laçın koridoru'nun stratejik önemi dolayısıyla 1990'lı yıllardaki savaşta, Ermeni güçlerin ilk hedeflerinden biri oldu.

Dağlık Karabağ'ın merkezi Hankendi’ni 28 Aralık 1991'de işgal eden Ermeniler, 8 Mayıs 1992'de Şuşayı, 18 Mayıs'ta ise Laçın'ı ele geçirdi.

Laçın'da hava saldırıları ve çatışmalar sonucunda çok sayıda ev yıkıldı, şehir yağmalandı, köyler yok edildi, 264 kişi şehit oldu. Ata yurtlarını terk eden Laçınlılar, Azerbaycan'ın başka bölgelerine yerleşmek zorunda kaldı.

Ermeni güçler, Laçın'ı işgal ederek Ermenistan'la Dağlık Karabağ arasında doğrudan bir bağlantı elde etti ve buradaki yol sayesinde aldıkları destekle Dağlık Karabağ'ın tamamını ve çevresindeki illeri işgal etti.

1 Aralık 2020 tarihinde AA’nın yayınladığı infografik:

KENT MERKEZİ, 1 KASABA VE 125 KÖYÜ BULUNUYOR

'Laçın koridoru' yıllarca Dağlık Karabağ'ın sözde Ermeni yönetimi için adeta bir 'can damarı' oldu.

Dağlık Karabağ Ermenileri, bu yolu hem askeri ikmal hem de altyapı ve ticari ihtiyaçları için kullandı.

Ermeniler, işgal altındaki bölgelerde yaptıkları tarımsal faaliyetlerden elde edilen ürünleri, Laçın Koridoru ile Ermenistan'a gönderdi, oradan da Dağlık Karabağ'a elektrik enerjisi ve silah gönderildi.

Erivan yönetimi, sınırdaki bu ilin demografik yapısını değiştirmek için resmi politika izledi. İşgal döneminde Ermenistan'ın farklı bölgelerinden binlerce Ermeni nüfus getirilerek, Laçın'da Azerbaycanlıların terk ettiği köylere yerleştirildi.

Kent merkezi, 1 kasaba ve 125 köyü bulunan Laçın'da Ermenistan'ın işgalinden önce 65 binden fazla Azerbaycanlı yaşıyordu. İşgalden önce Laçın'da Ermeni nüfus bulunmuyordu.

EVLER, KAMU BİNALAR VE ORMANLIK ALANLAR ATEŞE VERİLDİ

Anlaşma gereği Laçın'ı terk eden Ermeniler, daha önce terk ettikleri Kelbecer'de yaptıkları gibi evleri, kamu binalarını ve ormanlık alanları ateşe verdi.

Laçın işgal edildiğinde Azerbaycanlılar eşyalarını alamadan bölgeden can havliyle çıkmıştı. Buraya yasa dışı yerleştirilen Ermeni nüfus ise tüm eşyalarını alarak, güvenli şekilde bölgeden ayrıldı.

Başkent Bakü'den 450 kilometre mesafede, ülkenin güney batısında, dağlık araziden yerleşen Laçın ilinin kuzeyden Kelbecer, doğudan Hocalı, Şuşa ve Hocavend, güneyden ise Gubadlı illeri ile il sınırı bulunuyor. Laçın'ın batısında ise Ermenistan yer alıyor.

Azerbaycan ordusunun 27 Eylül'de başlattığı operasyonda 5 kent merkezi 4 kasaba ve 286 köyün kurtarılması üzerine Ermenistan yenilgiyi kabul etmiş, işgal altındaki Ağdam, Laçın ve Kelbecer illerini de boşaltacağını taahhüt eden anlaşmaya imza atmıştı. Ermenistan ordusu 20 Kasım'da Ağdam'dan, 25 Kasım'da ise Kelbecerden çekilmişti.

LAÇIN’DA İŞGALDEN ÖNCE ERMENİ NÜFUS BULUNMUYORDU

Ermenistan'ın 1992'de işgal ettiği Laçın ili, 28 yıl sonra gerçek sahibi Azerbaycanlılara teslim edildi. 'Laçın koridoru' yıllarca Dağlık Karabağ'ın sözde Ermeni yönetimi için adeta bir 'can damarı' oldu. Kent merkezi, 1 kasaba ve 125 köyü bulunan Laçın'da Ermenistan'ın işgalinden önce 65 binden fazla Azerbaycanlı yaşıyordu. İşgalden önce Laçın'da Ermeni nüfus bulunmuyordu. (İTTİFAK-İHA-AA)

Editör: Mehmet Poyraz