İstanbul Teknik Üniversitesi'nin önde gelen öğretim üyelerinden ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Haber Global'de yayınlanan programa konuk oldu ve Türkiye'nin deprem haritasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Görür, Tunceli bölgesinin deprem riskine vurgu yaparak, "Tunceli tehdit altında" dedi ve sözlerine şöyle devam etti: "Bugün pek gündemde olmasa da, Tunceli ciddi bir tehdit altında. Erzincan ile Karlıova arasında Yedisu fay hattı bulunmakta. Bu fay en son 1790'lu yıllarda deprem üretti ve yaklaşık 250 yıllık bir periyot içinde tekrar deprem üretebilir. Özellikle Pülümür bölgesi önemli. Erzincan ile Karlıova arasını yakından takip ediyoruz. Eğer bu fay harekete geçerse, depremin şiddeti 7,4'e kadar çıkabilir. Tunceli'ye oldukça yakın ve batıdan da aktif bir fayla çevrili durumda."
Görür, farklı fay hatlarıyla ilgili olarak da bilgi verdi:
"Ovacık fayı, yavaş hareket ederek deprem üretiyor. Tunceli'nin hemen güneyinde Nazimiye fayı var ve dört taraftan faylarla çevrili durumda. Özellikle Yedisu fayı endişe verici bir konumda. Bu konuda ciddiyet önemli; zamanlama ve tekrarlama periyodu öngörülemiyor. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün bu konuda çalışması önemli. Bilimin ve yer biliminin bu tür tehditlere karşı faydası büyük."
Doğu Anadolu'da artçı depremlerin devam edeceğini belirten Görür, "Malatya'dan Hatay'a kadar önemli bir kesim kırıldı. Uzun dönemde büyük afet niteliğinde deprem beklemiyoruz, ancak bazı graben fayları bulunmakta. Bu faylar yaşları itibariyle yavaş hareket eden faylar. Büyük ölçekli bir depremin 500 yıl içinde beklenmediğini belirtmeliyim. Doğu Anadolu fayının 7 ve üstü deprem stresi oluşturması için 500 yıl gerekiyor. Ancak söz konusu fayın kırılmamış kesimleri de zamanla kırılabilir, bu da artçı depremlere yol açar. Bölgede yaklaşık 1-1,5 yıl süreyle depremler hissedilebilir. Bingöl ve Karlıova bölgesi dışında büyük depremlerden uzak olduğumuzu söyleyebilirim. Ancak kırılmamış alanlar varsa, ilerleyen zamanlarda deprem riski taşıyabilirler."
İSTANBUL'DA DEPREM BEKLENTİSİ
Naci Görür, büyük İstanbul depremi ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Şu an tartışılmıyor ama benim ilgimi çekmiyor. Uluslararası alanda yapılan araştırmaların sonucu, Marmara'da beklenen bir deprem olduğu yönünde. Bu bölgede tarih boyunca depremler yaşanmış; Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de görülmüş. Türkiye'de bu konuyu en derinlemesine inceleyen ekip biziz. Sadece Türkiye değil, İtalya, Fransa, Japonya gibi ülkeler de aynı görüşte."
"Marmara'da bir deprem olduğunda sanayi durur, ekonomi zorlanır. Bu durum ekonomik ve siyasi bağımsızlığı da etkiler. Gerçekten bir milli güvenlik sorunu söz konusu. Cumhurbaşkanımızın bir sözünü hatırlatmak isterim: 'Dünya Bankası borç isterse, verin dedim. Çünkü borç alan, yarın talimat alır.' Peki, Marmara depreminden sonra bu durum nasıl olacak? İstanbul'da nüfus ve bina yoğunluğu yüksek, binaların %60'ı deprem standartlarına uygun değil. Yapılar, gerekli kalite standartlarından uzak malzemelerle inşa edilmiş durumda. Beklediğimiz depremde kayıplar daha da fazla olabilir. Ulaşım ve yerleşim yerlerinde ciddi sorunlar yaşanır. Yardım ekipleri bile güçlük çeker. Durum ciddi, ekonomi çöker, altyapı zarar görür."
