Belirsizlik ve kargaşa ortamı 3. Dünya Savaşı'nın çıkma riskini tetikledi mi? Gelin savaşın gölgesinde oturan ülkelerin komutanlarına bakalım.
Avrupa’daki Genelkurmay Başkanları, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez savaşın gölgesinde oturuyor.

The Atlantic‘deki bir yazı, Ukrayna’daki savaşın, dünyada barış dönemini sona erdirebileceğini ve insanlığın yeni bir savaşlar çağına sürüklenebileceğini öne sürdü.
“Yeni savaşlar çağı” ürkmemizi gerektiren bir tanımlamadır. İşte sebepleri:

İngiltere Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders, "1941'den bu yana Avrupa'da bir kara savaşının gölgesinde ordunun komutasını üstlenen ilk Genelkurmay Başkanı olduğunu" söylüyor ve "Avrupa'da savaşa hazırlıklı olmalıyız" diyor.

İngiltere, birliklerini bir kez daha Avrupa'da savaşmaya hazırlıyor. 


3. Dünya Savaşı Sözleri


İngilizler Covid-19 salgınının neden olduğu ekonomik kriz ve dünyadaki mevcut belirsizlikle kargaşa ortamının 3. Dünya Savaşı'nın çıkma riskini artırdığını vurguluyor.
Dünyanın birçok noktasında bölgesel gerginlikler  var.Ama bu sorunların çözülmesi için hukuksal anlamda eksikler ve hatalar diz boyu.
Önceki dünya savaşları dönemiyle aynı ortam
İngiliz Paşa katliamlara yol açanları uyarıyor:
"Geçmişte yapılan hataları tekrarlayabilecek kişilere sesleniyorum. Önceki savaşlarda ölen insanları hatırlayın. Şu anda karşı karşıya kaldığımız en büyük risk, insanların yeni bir savaşa girmenin makul olduğunu düşünmeleridir. Geçmişi hatırlayın. Savaşa girmenin bir süreci, ritmi var. Önceki yüzyılda tansiyon arttı ve bu bazı yanlış hesaplamalara neden oldu ve sonunda da savaş çıktı. Umarım, bir daha böyle bir durumla karşılaşmayız."


ALMANLAR DA DİKEN ÜSTÜNDEYİZ DİYOR

Alman Paşa Breuer, savaşa hazır hale gelmenin bir süreç olduğunu "Ancak sonsuz zamanımız yok çünkü Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana ilk kez olası bir savaş dışarıdan bize dikte ediliyor. Bizim için 5 ila 8 yıl hazırlık zamanı anlamına geliyor." diyor.

5-8 Seneye Almanya’da Savaş Riski

Breuer’in, "ben bir asker olduğum için 5 yıl içinde savaşa hazır hale gelmemiz gerektiğini söylüyorum" sözleri dikkatimi çekti.

Alman Paşa, savaşa hazır olmanın zihniyet değişimini gerektirdiğine inanıyordu. Yani daha fazla silahlanma!

Alman Ordusu, köhne tankları ve eski teknolojisi ile berbat durumda. Personel ve malzeme hazır değil, “Türk kökenlileri” askere alacaklar aynı İngilizler gibi. 
Son çare Alman ordusunda akıl dönüşümü hedefliyorlar.

ALMANYA SAVUNMA HARCAMALARINI BÜYÜK ÖLÇÜDE ARTIRACAK

Almanya, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından savunma harcamalarını büyük ölçüde artırma kararı aldı.
Gelişmiş silah sistemleri satın almak, silahlı kuvvetlerini modernize etmek için 100 milyar avroluk özel bir fon oluşturdu.

Almanlar, ABD yapımı F-35 savaş uçakları, Chinook nakliye helikopterleri ve İsrail yapımı Arrow-3 füze savunma sistemi alımı için sözleşme imzaladı.

AMERİKALILAR MORAL PEŞİNDE

Amerikalılar küskün ve moralsiz.

Abd genel kurmay başkanı Brown, "Amerikalılara söyleyeceğim ilk şey, ordularıyla gurur duymaları gerektiği, güç yoluyla barış'. Ordu olarak gösterdiğimiz güç bu barışı getirecektir" diyordu.

Türk Paşa: “Üçüncü dünya savaşı başladı”

Ve tecrübeli bir sese kulak verelim Türkiye’den. Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin Güvenlik Politikası üzerine değerlendirme yaparken “Üçüncü dünya savaşı başladı” diyordu.

Üçüncü dünya savaşının hibrit savaş olarak başladığını, Ukrayna’yı olduğu gibi PKK’yı da dışardan destekleyenlerin olduğunu söylüyordu Paşa.

Aslında haklı, Kavramsal olarak dünyada bazı değişiklikler var. 

Artık savaş ilanı yok. Bulanık savaş. Savaş var mı yok mu belli değil. Şimdi bunun da tipik örneği Ukrayna-Rusya. 

Şimdi Ruslarla kim savaşıyor? 

Paşa diyorki,

Düşünün kim savaşıyor? Ukrayna savaşıyor. Ukrayna tek başına nasıl yapacak bunu? Bütün dünya, ama kimse ortaya çıkmıyor. Silahını veriyor, mühimmatını, parasını, yiyeceğini, giyeceğini veriyor, 'Hadi yavrum sen savaş' diyor ve Ukrayna savaşıyor. Neye karşı? Rusya'ya karşı. Peki, PKK/YPG tek başına Türkiye'ye karşı ne yapabilir? Hiçbir şey. Kim arkasında? A, B, C, D, Ğ, hepsi var. Ama ortada kimse var mı? Ortada kimse yok. Onları sürüyorlar ortaya. Vekalet savaşları dedikleri şeyler bu. Biz bununla mücadele ediyoruz”

Evet, “Türkiye söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülke haline geldi”

Türkiye benimsediği politikalarla her geçen gün gücüne güç kattı.

Dünya genelinde söz sahibi oldu.

Kişilikli ve kimlikli politikalarla Türkiye hak ettiği yeri alıyor.

Türkiye uluslararası arenada özne haline geldi. Bunu herkes görüyor.

Paşanın deyimiyle “Seveni var, sevmeyeni var”. Farkındayız…

Birliğimiz, beraberliğimiz daha da geliştikçe gücümüz, kuvvetimiz arttıkça daha ilerilere gidiyoruz…