Whatsapp Görsel 2024 04 07 Saat 08.13.39 4980B007

İstanbul’un rengi, Boğaz’ın ziyneti, bahar neşesi ‘’Erguvan’’, Nisan ayının ortalarından Mayıs ayı ortalarına kadar bizlere destansı güzellikler yaşatır. Erguvan, efsanelere, şiirlere, resimlere, sanatın her alanına ilham olmuştur.  Erguvan İstanbul Gönüllüleri Başkanı, erguvan âşığı, bir İstanbul beyefendisi Hüseyin Emiroğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi siz değerli okurlarımızın ilgilerine sunuyoruz:
 

Efendim İstanbul aşk, erguvan Boğaz’ın mücevheri, İstanbul’un rengi. Öyle zannediyorum ki bir İstanbul aşığısınız. Bu aşk ile ilk erguvan tanışmanız, sevdanız nasıl başladı?

Çiçek ve ağaç sevgisi aileden geliyor. Annem de babam da çiçeğe ve ağaca müthiş sevgi duyan insanlardı. Babam her fırsatta her çekirdeği toprağa gömerdi. Hani kampanyalar yapılıyor son yıllarda böyle çekirdekleri toprakla buluşturalım diye, babam onu yapardı. Mesela halen Bebek’te bir dostumuzun bahçesinde babamın yetiştirdiği bir ceviz ağacı vardır. Babam bir mesele anlatırdı bana ‘ Halife şehre, çevreyi teftişe çıkmış. Bakmış ki bir piri fani ihtiyar zeytin ağacı dikiyor.- İhtiyar demiş bu zeytinin meyvesini göremezsin niye dikiyorsun? O da demiş ki -Ben göremezsem oğlum görür. Oğlum göremezse torunum görür.-   Sonra Halife bir altın vermiş. Bak demiş ihtiyar meyveyi şimdiden verdi.’ Böyle bir kıssa anlatırdı, hayatım boyunca unutmadığım bir kıssadır. Ağacın faziletini anlatırdı. Onun için çocukları küçük yaştan itibaren ağaç ve çiçek sevgisini aşılamak lazım. Sevgili okurlardan onu özellikle rica ediyoruz. Ben böyle bir ortamda ve şanslı bir çocuktum. Hep İstanbul’un merkezinde yaşadık. Beşiktaş, Yıldız’da büyüdük. Ömrümün yarısı Beşiktaş’ta ikinci yarısı da Üsküdar’da geçiyor. Dolayısıyla çiçeğin, ağacın, koruların içinde, bizim zamanımızda Beşiktaş’ın sırtları boştu dutluklarda yaşadık. Dut ye bal ye diye iki adam bu dutları toplar, dut mevsiminde satarlardı. Bunlar ne güzel anılar teşekkür ederim, vesile oldunuz. Sonra bunun erguvana dönüşmesi ise 1999 yılındaki seçimlerde Üsküdar’da Burhan Felek Lisesi’nin bahçesindeki birkaç yüz yıllık yaşta olan muazzam bir erguvan ağacının, oraya oy vermeye gittiğim esnada keşfetmem ile başlamıştır. Ondan sonra erguvana odaklandım. Yani bir kız gördüm ona âşık oldum.  

Whatsapp Görsel 2024 04 07 Saat 08.17.44 Cd917Cff

Ahmet Hamdi Tanpınar Bursa’daki Erguvan kutlamalarına ‘’Erguvan Bayramı’’ derken, ‘’Bu topraklarda gülden sonra bayramı yapılacak olan çiçek varsa o da erguvandır. ‘’ diyor. Sizin etrafınızda Erguvan İstanbul Gönüllüleri’ni görüyoruz, etkinliklerinizi takip ediyoruz. Tarihi bir miras, edebiyatçılarımızın ilham kaynağı erguvanlar için bir gönüllü grubu kurma ilhamına nasıl sahip oldunuz?  

Whatsapp Görsel 2024 04 07 Saat 08.52.51 0Baf49D4

Biz erguvan ağacını keşfettikten sonra ağacın hasta olduğunu biliyorum. Tedavi edilmesi lazım onu biliyorum. Sonra Süheyl Ünver Hoca’nın 1966 yılında Sabah Gazetesi’ne yazdığı çok önemli makale var. O makaleyi bulduktan sonra ben artık iyice erguvan meselesini sanki Hoca’nın o bir vasiyetidir, bana verdiği bir görevdir, ben bunu yerine getirmem lazım gibi düşündüm. Her yerde erguvan konuşuyorum. Sevgili dostum Ahmet Kot, bunu bir proje haline getirmemi teklif etti. O dönem Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, İSTON Genel Müdürü Mehmet Dündar Bey’e şehir mobilyaları üreten bir şirket, şehrin bu ağacı ile ilgilenebilir diye bir dosya hazırlayıp verdik. O da Ali Müfit Gürtuna’ya bahsediyor. Erguvan ağacı ile ilgili o günden bugüne, düne kadar binlerce tevafuk var. Dede erguvan diyorum ben o ağacın tedavisini de o programa koymuştuk. Meğer Ali Müfit Gürtuna birkaç gün önce o ağacı ziyaret etmiş. O okulun Müdürü bir toplantıda karşılaşıp durumu arz etmiş, kendisi de yerinde ağacı incelemiş. Bu tevafuklar birbirini ateşledi ve böylece erguvan etkinlikleri yapalım diye başladık. O ağaç tedavi edildi. Bir ağaç dikme etkinliği yaptık. Boğaz’da erguvan gezisi yaptık. 2006 yılında da bu eylemlerin içine erguvan temalı bir sergi yapma fikri girdi. O sergi 12 yıl sürdü.

O günden bugüne yıllar  içerisinde insanlardan aldığınız tepkiler nelerdir, toplum olarak erguvan konusunda farkındalık yaşamaya başladık mı, ne ölçüde bilinçliyiz. Ve şunu biliyorum ki Japon kentlerini süsleyen sakuralar, Güney Afrika kentlerini süsleyen jakaranda ağacı gibi erguvanların da İstanbul’un, Türkiye’nin ağacı olup, turizme değer katması anlamında çabalarınız var. Bununla ilgili değerlendirmelerinizi lütfeder misiniz?

Bizim faaliyetlerimizin başlaması 2000 yılı, 2006 serginin başlangıç tarihidir. 24 yıldır bu faaliyetleri yapıyoruz. 24 yıl önce İstanbul’da yaşayan insanların erguvan ağacı bilinci ile bugün arasında artma varsa yüzde birkaç yüz artmıştır. O zaman yüzde on ise belki şimdi yüzde otuz. Pembe bir ağaç var orda ama insanlar ismini bilmiyor, özelliğini bilmiyor. Erguvan ağacı bir ağaç değil, ağaçtan öte bir edebi, tarihi, kültürel miras ve tabiat mirası, erguvan çok önemli bir şey. Bu farkındalığı yüksek oranda artırdık. Bunun sonucunda belediyenin otobüs rengi seçimi anketinde, erguvan rengi çıktı. Biz bu konuda özel bir yönlendirme yapmadık. Toplumdaki erguvan farkındalığı arttı. Gayretlerimiz sonucunda sadece İstanbul’da değil Anadolu’daki şehirlerde de erguvan ağacı dikimi oranı çok arttı. Mesela bana her sene değişik Anadolu kentlerinden erguvan fotoğrafları gelir. Yedi yıl önce Urfa’da görmüştüm tomurcuklu güzel erguvanları. O erguvanlar bu sene büyümüş fotoğrafları geldi. Hz. İbrahim Cami, Balıklı Göl ve birçok yerinde erguvan ağaçları dikilmiş. Bütün belediyeler erguvan dikti. Kütahya Belediyesi, Karadeniz sahilindeki belediyeler, Ege’de dikildiğini biliyorum. 2012 yılında Orman Ve Su İşleri Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu ‘’Erguvan Yılı’’ ilan etti. Türkiye çapında topluma erguvan fidanları hediye edildi. Seneye de ıhlamur yapılsın önerisinde bulunmuştuk. Sağ olsunlar onu da uyguladılar. Ertesi yıl ıhlamur yapıldı.  Üsküdar Belediye’sine mor salkımlara sahip çıkın demiştik. Onlar da kaç yıldır mor salkımlara sahip çıkıyorlar.  

Whatsapp Görsel 2024 04 08 Saat 14.11.12 9E875729

Erguvan tüm canlılığı ile bahar sevinci aşılıyor, erguvanlar geçmeye başladığı dönemdeki hissiyatlarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Ben şöyle düşünüyorum. Allah ömür versin, seneye yine açacak, inşallah yine göreceğiz umuduyla, fazla hüzün yaşamıyorum. Erguvanlar geçip gider bahçelerden diyor ya şair, ben öyle hüzünlü anlam yüklemiyorum. Allah ömür verirse seneye yine açacak. O kışın, her tarafın kurumuş olduğu bir mevsimden sonra erguvanlar bir neşe içinde patlıyorlar, kuru dalların üzerinden fışkırıyorlar müthiş bir yaşama sevinci veriyorlar. Tabi mimoza da var İstanbul’un ilk çiçek açan ağacı, peşinden erguvan gelir. İstanbul’un her türlü ağacı çok güzeldir.Mesela ılgın, ılgını çok az insan tanır, muhteşem bir ağaç, çalı formunda çok güzel bir şey tavsiye ederim ılgını görün.
Edebiyat ve erguvanı ayrı düşünmek mümkün değil. 

Şairlerin, yazarların ilham kaynağıdır. Siz bir erguvan gönüllüsü olarak içlerinden beni daha çok etkiler,  bende farklı hissiyat uyandırır dediğiniz isim var mı?  

Tabi ki Ziya Osman Saba’nın bir şiiri var: ‘’Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde/ Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar/ Hatırlatacak bize en son çocukluğumuzu/ Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.’’ Bura da çok güzel bir resim yapmış şair kelimelerle, sevgiliyi tarif eder gibi.
Diğeri de Yahya Kemal’in Bahçelerden Uzak şiirinde geçer. ‘’Beklemem fecrini leylaklar açan nisanın/ Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın’’ Bu beyti çok seviyorum.  

Son olarak eklemek istedikleriniz ve okuyucularımıza mesajınız var mı?

Bana çok sorulan bir sorudur, niye erguvan? Erguvanla rastlaştık, erguvana âşık oldum. Siz de başka aşklar bulun diyorum insanlara. Herkes bir konuya, bir çiçeğe, bir ağaca, bir bitkiye odaklansa sadece onunla ilgili çalışsa, onu okuyup, araştırdıkça derinleşir. Ve topluma çok faydalı işler çıkar. Üsküdar Belediyesi mor salkımlar, Adalar Belediyesi mimozalarla ilgileniyor. Daha fazla ilgilenilmesi lazım bence, her ilçe belediyesinin bir ağaç seçip, bir bitki seçip onun üzerine odaklanması lazım.  

Bu birikimleri kitaplaştırma düşünceniz var mı?  

Arkadaşlarım yıllardır söyler bana. Çok derlediğim malzeme var. Şiirden, edebiyattan, makaleden, bunları derleme, bir kitapta buluşturma arzum var. Fotoğraflarda çok çektim, dostlarım gönderiyor. Güzel fotoğraflı bir erguvan risalesi yapmak istiyoruz. İnşallah öyle bir hayalimiz var, nasip olursa, henüz gerçekleşmedi.  

Baharın bu güzel günlerinde, bahar tadında sohbetiniz için çok teşekkür ederiz. Kattığınız ufuk ve güzellikler için…

Whatsapp Görsel 2024 04 07 Saat 08.12.38 4128Ec1C