`height=

Galatasaray`ın 2000 doğumlu stoperi Ozan Kabak oynadığı her maçta üstüne koyarak performansını ileriye taşıyor. Schalke 04 maçlarında sergilediği futbolla Şampiyonlar Ligi düzeyinde de yeterli olduğunu gösterdi. Ozan dengeli bir oyuncu. Hızlı değil ama hamle özelliği ve pozisyon bilgisiyle bu açığını kapatıyor. Saha içinde çok olgun ve konsantrasyonu üst seviyede. Teknik kapasitesi yeterli, geriden iyi oyun kurabilen, duran top kullanan, sürpriz çıkışları sonrasında şut atabilen bir stoper. Kendisini farklı kılan pek çok özelliğe sahip. Elbette eksik olduğu ve geliştirmesi gereken tarafları da var. Her topa müdahale etmek istemesi hata yapmasına neden olabiliyor. Ayrıca zamanlama hatası yaparak basit penaltılara sebebiyet verebiliyor. Daha kontrollü olması lazım. Deneyim kazandıkça aşabileceği bir eksiklik bu. Öte yandan beraber oynadığı Serdar Aziz ve Maicon`un lider özellikli stoperler olmaması da Ozan`ın hata yapmasında etkili oluyor. Örneğin Tomas Ujfalusi gibi yönlendirecek bir isimle oynayabilse daha az hata yapar, gelişimi daha hızlı olur. Ozan Kabak`ın bu hızlı yükselişinin perde arkasına baktığımızda gençfutbolcunun geldiği noktanın tesadüf sonucu olmadığını, planlı ve sistemli bir çalışmanın eseri olduğunu görüyoruz. Ozan 13-14 yaşından beri yeteneği ile dikkat çekti ama geçmişinde çok çalışmak ve yılmamak hep ilk planda oldu.

Sporla okulu birlikte yürütüyor

Babasının işi gereği bir sene Tekirdağ`da yaşamak zorunda kalan Ozan her gün saatler süren yolculukla Florya`ya idmana geldi. A takıma çıktığı zaman kendisini bekleyen en büyük sorunun zayıf fiziği olduğunun farkındaydı. Geçtiğimiz yazın tamamını bu eksiğini gidermek için özel çalışmalar yaparak geçirdi. Sonuçolarak bir yıl içinde muazzam bir fiziksel gelişim kazandı. Bir sene önceki fotoğraflarına baktığımızda vücuduna en az iki kat kas eklediğini ve o cılız görüntüden güçlü bir yapıya büründüğünü görüyoruz. Futbolda olduğu kadar eğitimde de başarılı olan 1.85 boyundaki futbolcu, ülkemizin en yüksek puanlı okullarından Yaşar Acar Fen Lisesinden mezun. Eğitimin öneminin farkında olan Ozan halen İstanbul Ü niversitesi Spor Bilimleri Fakültesi`nde öğrenim hayatını sürdürüyor. Altyapıdaki hocaları tarafından kişiliği ve çalışma disiplini için de övgü dolu sözler söylenen futbolcu, sahip olduğu bu özelliklerle adeta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk`ün 'ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim' sözünün vücut bulmuş hali. Birçok Avrupa kulübünün scoutlar aracılığıyla izlediği 18 yaşındaki futbolcuyu yakın gelecekte ünlü bir kulüpte izlemek sürpriz olmayacak. Yeter ki bazı abileri gibi egosuna yenilip, ben en iyiyim havasında çalışmaktan vazgeçmesin.

Lucescu nun bahaneleri bitmiyor!

`height=

Galatasaray ve Beşiktaş macerasının ardından ne zaman bir büyük takımın teknik adama ihtiyacı olsa adı ilk sırada gündeme gelen Mircea Lucescu, sonunda A Milli Takım Teknik Direktörü olarak ülkemize döndü ama 16 maçta 7 mağlubiyet, 5 beraberlik ve 4 galibiyetle Uluslar Ligi`nde küme düşülen bir grafikle kendisine destek verenleri pişman etti. Rumen teknik adam kaybedilen her maçın ardından sorumluluğu almaktan kaçındı ve bir bahane üretti. Lucescu`nun en çok sığındığı bahane yabancı sayısı oldu. Dünya Kupası`na katılma şansını yitirmemize yol açan Ukrayna ve İzlanda mağlubiyetleri ile berabere kalınan Finlandiya maçının ardından yabancı sayısını gerekçe gösterdi, zaman istedi. Uluslar Ligi`nde kaybedilen iki Rusya maçının sonrasında yabancı sayısına ilave olarak, kadronun iki, üçtakımdan oluşamamasından yakındı, 2002 Dünya Kupası kadrosunun Galatasaray temelli olduğunu belirtti. Oysa kadrosu ağırlıklı olarak birkaçtakımdan oluşan milli takım neredeyse kalmadı. Son Avrupa Şampiyonası`nda kupaya uzanan Fransa kadrosunun 16 finalist Hırvatistan`ın kadrosu 19 ayrı takımdan gelen futbolculardan oluşması gerçeği önümüzdeyken 73 yaşındaki antrenör bu bahaneye sığınmakta sakınca görmedi. Kötü gidiş Uluslar Ligi`nde küme düşmemizle sonuçlandı. Lucescu, İsveçyenilgisinin ardından bu defa 'oyuncularım takımlarında yeterince oynamıyor' bahanesini öne sürdü, sadece 6 defa A Milli olan Emre Akbaba`nın yokluğundan dert yandı. Oysa bir gün önce takımının tüm resmi maçlarında oynayan ve Başakşehir kalesini adeta gole kapatan Mert Günok`u neden kadroya almadığına ilişkin soruya, yeterince milli takım tecrübesine sahip değil diye yanıt veren kendisiydi. Görünen Mircea Lucescu`nun görevde kalması halinde güven vermeyen bir tavırla, kötü futbol, geleceğe yönelik umutsuzluk ve birbirinden çelişkili bahaneler bizi bekliyor olacak. Bakalım Yıldırım Demirören yönetimi bu gidişe daha ne kadar seyirci kalacak!

Lille gözünü Türk pazarına dikti!

`height=

Sezon başında İstanbulspor dan Zeki Çelik i kadrosuna katan Lille, milli futbolcumuzun performansından çok memnun. Ligde 13 maçın tamamında forma giyen Zeki, 2 asist yaparak savunmada olduğu kadar hücumda da başarılı olduğunu gösterdi. Öyle görülüyor ki 97 doğumlu sağbekin istikrarlı performansı başka Türk futbolculara da Lille kapısı açacak. Ligimizi scout ekiplerine takip ettiren Fransız ekibi, Demir Grup Sivasspor forması giyen Emre Kılınçve İstanbulspor`dan Duhan Aksu`yu yakın takibe aldı. 94 doğumlu Emre Kılınç, sol önde görev yapıyor ve gole yakın bir isim. Bu sezon 11 maçta 3 gol 2 de asist yaptı, geçtiğimiz yılki ortalamaları ise 2 gol 7 asist. Emre`nin Sivasspor ile 2020 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor. Lille`in ilgilendiği bir diğer isim 97 doğumlu Duhan Aksu, Fenerbahçe altyapısından yetişen solbek İstanbulspor formasıyla 11 maçta görev yaptı, 1 asist yaptı. Her iki futbolcuyu izlemeye devam edecek Fransız ekibi, sezon sonu kulüpleriyle masaya oturarak anlaşma zemini arayacak.

Bütün milli maçlar Konya da oynansın

`height=

A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi`nde İsveç`e yenilip küme düşerek hepimizi üzdü ama maçın oynandığı Konya gerek, gerek taraftar olarak her açından sınıfı geçti. Konyalılar maçöncesi, maçanı ve sonrasında millerimize büyük destek oldu. Skor ne olursa olsun takımı ateşleyen ve milli bir ruh içinde adeta 12. futbolcu gibi katkı veren Konyalılar önümüzdeki milli maçlara ev sahipliği yapmayı fazlaca hak ediyor. İstanbul`da oynanan milli maçlarda FB, GS ve BJK ayrımı yapan, rakip takımda oynayan milli futbolcuları yuhalayan taraftarı düşününce Konyaspor seyircisinin tavrı daha bir önem kazanıyor. Yaklaşık 4 yıl önce hizmete giren 42.000 kapasiteli Konya Büyükşehir Belediye Stadı, Letonya, Hollanda, İzlanda ve Ukrayna maçlarına da ev sahipliği yapmış ve Konya halkı 90 dakika büyük bir coşkuyla millilerimizi desteklemişti. İngiltere`nin tüm milli maçlarını oynadığı Wembley örneğinin bir benzerini Konya Büyükşehir Belediye Stadı`nı A Milli Takımı Stadı ilan ederek yapabiliriz.

NBA`de gündem Doncic ve annesi

`height=

Bu sene draft edildiği NBA de Dallas Mavericks formasıyla başarılı performans sergileyen ve otoriteler tarafından yılın çaylağı ödülünün adayları arasından gösterilen Luka Doncic`in Amerika macerası güzel başladı. Kariyeri boyunca oyun kurucu ve skorer gard pozisyonlarında oynayan Sloven basketbolcu Dallas koçu Rick Carlishe tarafından uzun forvet oynatılıyor. 99 doğumlu basketbolcu alışık olmadığı pozisyonda 19.1 sayı, 6.4 ribaund ve 4.3 asist ortalaması ile başarısını istatistik kağıdına yansıttı. Son şampiyon Golden State Warriors karşısında 24 sayı, 9 ribaund ve 4 asistle takımını galibiyete taşıyan gençbasketbolcunun performansı NBA yıldızlarının da saygısını kazandı. Doncic`in performansını öven LeBron James, Avrupalı basketbolcuların çabuk uyum sağlayıp, çabuk geliştiğini söyledi. Sloven anne ve Sırp babanın çocuğu olan Luka Doncic`in annesi ve babası 2008 yılında boşanmış. Anne Mirjam Poterbin, İspanya`da bir güzellik solonu işletiyor. Çok gençve güzel görünümüyle Luka`nın yanında adeta ablası gibi duran Mirjam, eski bir engelli koşucusu aynı zamanda profesyonel olarak dans ve modellik yapıyor. Draft gününe oğluyla beraber katılan Mirjam Poterbin, güzelliğiyle Amerikalıları etkilemeyi başardı. Golden State Warriors`un yıldız basketbolcusu Andre Igoudala, 'Moms decent!!!/ annesi de iyimiş' şeklinde attığı tweet magazin basınında gündem oldu. Draftın ardından İspanya`ya dönen Mirjam Poterbin, oğluyla beraber Amerika`ya yerleşmeye karar verirse en az oğlu kadar ilgi göreceği ve magazin basınına sıkça malzeme olacağına kuşku yok.