`height=

Balıkesir 4`ncü Ulusal  Türk Müziği Sempozyumu`nun (13-15 Ekim 2022) açışında, sitemiz köşe Yazarı ve Sempozyum Bilim/Sanat Kurulu Ü yesi  Dr. Göktan AY`ın, Kanun Virtüozu ve Besteci Sn. Göksel BAKTAGİR ile yapacağı konferans öncesi yaptığı  söyleşiyi yayımlıyoruz; .

AY: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

BAKTAGİR: 1966 yılı Kırklareli doğumluyum. Ü ççocuklu bir ailenin son üyesi olarak dünyaya gelmişim. Müziği meslek olarak seçmemin en büyük nedenlerinden biri sevgili babam Muzaffer Baktagir`dir. Evimizin neredeyse her odasında  müzik aletleri vardı ve babam kendi çapında hepsini icra ederdi. Ayrıca babamızın  her hafta musikişinas dostlarıyla yaptığı fasıllardaki müzik dolu güzellikler çocuk gönlümüzde bizleri de olumlu etkilemişti. Sevgili annem Gülseren Baktagir de sesiyle fasıllara katılırdı. Müzik ve sevginin çok iyi titreştiği ortamlardan nasibimi alarak enstruman icracılığına yöneldim. Klasik bir başlangıçolarak 7 li yaşlarda Mandolin, ardından 10-14 yaş arası Bağlama icra ettim.  14 yaşımda Kanun enstrümanının büyülü yolculuğuna dahil oldum. 1982 yılında İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservutuarı, ardından 1989 yılında  Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğuna yetişmiş Kanun Sanatçısı olarak katıldım. Besteci, eğitmen ve icracı olarak sanat hayatıma devam ediyorum.

AY: Kanun ile tanışmanız nasıl oldu? Bir yönlendirme mi, sizin seçiminiz mi oldu?

BAKTAGİR: Aslında 10 yaşımda Bağlamayla tanıştığımda 4 yıl tam bir Bağlama sevdalısı oldum diyebilirim. Evimizde Kanun, Keman, Ud gibi enstrumanlar olmasına rağmen gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Babam ara sıra özellikle Kanun öğrenmem için hatırlatmalar yapıyordu ama ben yanına bile yaklaşmıyordum. Bağlamaya yakınlığı sebebiyle ara sıra ud icra ederdim . 14 yaşıma geldiğimde birden kanun sazına heves ettim . İlk hocam ve yol rehberim sevgili babam Muzaffer Baktagir oldu. Demek ki arayış dönemim bitmişti ve kanun enstrumanını çok sevdim.  O gün bu gündür Kanun ile olan yarenliğimiz devam ediyor. 

 

AY:  İstanbul TMDK`nın kuruluş yıllarında öğrencilerin çalgı seçimlerin de, üstat hocalarımız çalgıları tanıtır, öğrenciler de sonra seçim yaparlardı? Siz o döneme yetiştiniz galiba?

BAKTAGİR: Evet bu aslında yeni başlayanlar için çok iyi bir şey ama ben Konservatuar eğitimine başlamaya hak kazandığımda 2 yıllık Kanun deneyimi olan bir icracıydım ve seçimimi Kanun olarak çoktan yapmıştım. 

AY:  Kanun virtüozu olmak çok büyük sanatçılık istiyor. Her çalgı çalanın virtüoz olması mümkün olmadığına göre, virtüoz olmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

BAKTAGİR: Su akıcılığı sayesinde her kabın şeklini alır. Akıcılık icrayı güçlü bir zemine oturtur. Diksiyon derslerinde ilk aşamalarda o akıcılığı sağlamak için bol miktarda tekerlemeler öğretilir. Oysa o tekerlemeler belki de hayat boyunca pek te kullanılmayacaktır ama amaçbellidir. Akıcı hale gelmek ve dilin çözülmesi. Gerek Ses, gerek enstruman icracılarının akıcılığı sağlama aşamaları bu işin teknik tarafı sayılan temel aşamalardır. İyi bir virtüoz olabilmek için suya dönüşmek lazım. Ondan sonra kabın içinde rahatça yer bulduğunuzda gerçek sanatın merhalelerini işleme zamanı gelecektir. Gerçek virtüozluk da bu aşamadır. Olgunluk, derinlik, samimi bir hissiyat ile kalbinizin ritmini hissettiğinizde o musiki okyanusundan kabınızı doldurmaya başlarsınız.

AY:  Bir çok projede yer alıyorsunuz. Çok farklı dediğiniz proje var mı?

BAKTAGİR: Bağlı bulunduğumuz Topluluk ile periyodik konserlerimizdeki format aynı olduğundan her konser farklı da olsa formatın aynı olması sebebiyle genel olarak dinleyiciler aynı renkleri görürler... Ama misal dinleyici Kanun ile Batı Afrika çalgısı Kora`yı yan yana görüp dinlediğinde izleyiciye ve dinleyiciye bu proje bu manada çok farklı gelebilir. Bende dünya müziği anlayışıyla farklılıkların daha çok algılanılacağı sentez çalışmaları çok önemsiyorum. Ayrıca bu projeler, yeni bestelerin ortaya çıkmasına olanak sağlayacak ilhamı katabiliyor. Yıllar önce Japon enstrumanı Koto ile Kanun enstrümanını buluşturduğumuzda icra ettiğimiz belirli müzik eserleri haricinde benim Kanun ve Koto için yeni besteler yapmama vesile oldu. Aynı şekilde Kora ve kanun için bir eser besteledim. Benim için en büyük fark, yeni renklerin icralarla harmanlanmasının yanında o güzel ilhamla yeni bestelere açılan bir kapının  olması müziğimi de zamanla daha derinleştirecek itici güçoluşturuyor buna inanıyorum.

AY:  Besteleriniz çok beğeniliyor. Besteleriniz için belli bir zaman, dönem, gün v.b. var mı?

BAKTAGİR: Tohum ilk önce toprağa gizlenir ve vakti saati geldiğinde filizlenip meyve verir. Müzikte orijinal eserler üretmek   İlhamla gelen beste tomurcukları ile başlayan bir uzun süreçtir. Kendi kozamızda biriken duyguları işleyerek olgunlaştırma aşamalarından sonra iyice demini aldığında birçok yazıp çizmelerden sonra vakti geldiğinde - evet bitti diyebiliyorum. Bu manada ilham olan seslerin bir kompozisyonla sanata dönüşmesinin ve tamamlanmasının süresi belirsiz diyebiliriz.. Ama şu bir gerçek ki, kakafoni oluşturacak seslerden uzaklaşıp daha dingin bir ortamı bulduğunuzda arınmış sesleri elde etmeniz daha yakın olabiliyor. İşin sırrı, ürettiğimiz  ne varsa gönülden yapma gayretimizdir. 

AY: 2017`de Cumhurbaşkanlığı Kültür-Sanat Büyük Ödülü`nü aldınız. Neler hissettiniz?

BAKTAGİR: En üst makamın, güzel ülkemde ve yurt dışında sanat kulvarındaki verimliliklerimizi ödüllendirmesi, benim açımdan büyük bir onur oldu, motive oldum ve sorumluluğum daha da arttı. 

Devam edecek; .