Yediğin içtiğin senin olsun, ne gezdin ne gördün  denilir ise, oradan önce; burada...deriz de zaten bir seyyaha, merakla sorarız.
Ne gördüğün, ne anladığın ? senindir aslında, ne kadar anlatsanda aynı yerleri başka biri başka başka görür, anlam derinliği, bakış niteliği, görmenin ta kendisi, kişiye özeldir.Herkes iyilik ve güzellik adına hayiflanip, kendini ve başkalarını elestriyorsa, ne gerek var, hak edene etmeyene diyorsa, iyiliğin ve güzelliğin bir suçu yok diyorum. Taş taştır, çiçek çiçektir, ağaç ağaçtır. Sen de insansın. Doğru görmek doğru anlamak ise bir sanat.. sanat ötesi olan şey ise, niyetin güzelse güzel bir şekilde bozmadan devam etmek...kimse bilmediği güzelliğe yok diyemez. Ancak gezip görüp anlayınca evet var diyebilir. O yüzden herkesin onayını almak için, herkesin sana yetişmesini beklemek zorunda değilsin. Herkesin bir anlama derinliği ve zamanı vardır. Sen kimsenin değil ancak kendi kendinin muallimisin.
İyiliğe güzelliğe veryansın edip, bu devirde iyi olmayacaksın vs vs sayıp sayıp hayiflanmak iyiliğe kapıları kapatmaktir.
Ardimizdan, bir sela sonrasi anılan nedir hatırladın mi ? Sadece "iyi bilirdik".  İşte bu iki kelime için bir ömür uğraşır insan. Diğer türlü kimsenin adını anmayacagi dünyevi liyakatlar için, iyiliğinden vazgeçmeye değer mi ? Öyle ise kendine bir iyilik yap ve iyi oldugun zamanlar için iyilik adına mücadele verdiğin hiçbir şey için pişman olma.. çünkü iyilik de kötülük de sahibini asla bırakmaz, neye tutunduğumuza iyi  bakalım.