On beş on altı yaşında liseli bir genç. Edebiyata, sosyal kültüre, tarihe çok meraklı. Şimdiye kadar yüz civarında ciddî kitap okumuş. Hikâye denemeleri yapıyor. Aklı fikri ilimde irfanda sanatta... Bu devirde böylesi binde bir değil, milyonda bir çıkmaz.

Kitap parası kazanabilmek için ufak tefek işler yapıyor. Annesi ona bin beş yüz liralık telefon almış. Onu satıp parasıyla kitap almak istemiş ama validesi razı olmamış, izin vermemiş... Osmanlıcası fena değil, kelime hazinesi oldukça zengin.

Dindar, namaz kılıyor. İlk gördüğümde başı açık kılıyordu. Ona güzel bir takke hediye ettim, şimdi hep başı kapalı kılıyor.

Böyle gençlerin çoğalması lazım. Nispet hiçolmazsa binde bir olmalı. İleride bunlar yetişir hem dine hem devlete (Düzene değil), hem vatana hem millete, hattâ insanlığa hizmet edebilir.

Böylelerini hangi mürebbiler, hangi kurumlar yetiştirecek?

Ahmed Cevdet Paşa çapında, zekâsında, dehasında olan müstesna gençlere çok ihtiyacımız var. Bunlar uzun ve derin araştırmalardan sonra bulunmalı, istihare ile sorulduktan sonra, sağlam çıkarlarsa planlı programlı bir eğitime tâbi tutulmalı.

Ah bu işleri, bu hizmetleri kimler yapacak?

***

Aklı fikri, dini imanı para ve ikbal olan gençleri, dıştan dindar görünseler bile okutmamak gerekir. Onlar bu ahlakla ileride dine devlete millete memlekete çok zarar verir.

***

Osmanlı Devleti bir din devleti idi. Ana vazifesi Dine hizmet idi. Eline geçirdiği en zeki, en kabiliyetli, en ehliyetli, en liyakatli, en istidatlı insanları din ü devlete hizmet ettirirdi. Böyle bir sistem dünya tarihinde görülmemiştir. Köle düşmüş, ihtida etmiş, Enderun Mektebinde okuyup adam olmuş... Böyle bir kimse ileride mührü alıp sadrazam bile olabilirdi. Olamayacağı tek şey Padişahlıktı.

***

Dünyevî leşmek Müslüman için mânen ölüm demektir.

***

O liseyi ele geçiren derin şer güçleri, öğrencileri dinsiz, putperest, hedonist yetiştirmek istiyor. Binlerce gencin vebali onların omuzlarındadır. Onlar o zavallı gençlerin mânevî katilidir.

***

Liseli gençler matematiğin feriştehi olsalar bile benim gözüme giremezler. Lise son sınıfta, Fuzulî Divanı`nı okuyup anlayacak seviyede edebî Türkçe biliyor, derin tarih kültürüne sahip, sanat kültürü var, İstanbul edep görgü ve terbiyesine sahip. İşte fakirden geçer not alabilecek gençler bunlardır.

***

O kardeşimizin eline ayda beş bin lira geçiyor. Her ay bunun kırkta birini zekât ve sadaka olarak dağıtır. Onda birini ay içinde kitaba, kültüre, sanata harcar. (Ü zerinden bir yıl geçmedikçe paranın zekâtını vermek gerekmez ama o, merhum Muallim Seyyid Mahir Hoca gibi yapıyor.)

***

Ölmeden önce tevbe etmedilerse o darbeci kaltabanlar çok azap çekeceklerdir. Bu devlete, bu millete, bu dine, bu ülkeye çok kötülük ettiler.

İslam hanımları ve kızları

Büyük anneler, anneler, eşler, kız çocukları, kız kardeşler, teyzeler, halalar; Bütün kadınlar; Allah`ın, İslam`ın, Peygamberin (Salât ve selam olsun ona) kadına verdiği değer kadarını başka hiçbir din ve ideoloji vermemiştir.

Erkekler, velisi oldukları kadın ve kızların bütün meşru (dine ve ahlaka uygun) arzularını, imkânları derecesinde yerine getirmeli, onları hoş tutmalıdır.

Dine aykırı olan gayr-i meşru isteklerini yerine getirmemelidir.

Size bir vak`a anlatacağım:

Muhterem bir beyefendi hanımına bu akşam için yemek hazırlama, dışarıda yiyelim demiş. Hanımefendi sormuş: Nerede?.. Ü çyıldızlı bir restoranda deyince suratını asmış, 'Orası ucuz ve basit bir yer. Ben gitmem, gideceksek beş yıldızlıya gidelim' demiş.

Hiçbir Müslüman hanım hikmete aykırı böyle şeytanî gülünçkaprislerin kurbanı olmamalıdır.

Hiçbir Müslüman hanım lüks, israf, şatafat, statü hastası olmamalıdır.

Beyi, hanımına bu akşam filan lüks restorana gidelim deyince şöyle demelidir:

-Orası hem lüks ve israflı, hem de içkili bir yerdir, ben gitmem.

Yine bazı zengin hanımlar konaklama konusunda ille de yedi yıldızlı olacak diyorlarmış. Bu da bir aşırılıktır, israftır, statü manyaklığıdır.

Müslüman, zaruret olmadıkça içkili yerlerde yemek yemez, içkili ve fuhuşlu mekânlarda konaklamaz. Her halükarda israftan uzak durur.

Kulakları çınlasın, perdeci Süleyman bey anlatmıştı. Bazı Müslüman hanımlar perde konusunda dehşet verici masraflar yapıyormuş. Böyle israflar Kur`an`a, Sünnete, İslam ahlakına aykırıdır.

Müslüman hanım zengin de olsa israf etmez, şatafata sapmaz.

Müslüman hanımlar ve kızlar, değil bütün veya bir dilim ekmeği, bir lokma ekmeği bile ziyan etmez.

Kız yurdunda kalan Müslüman kızlar, sofrada bir ekmek kırıntısı, tabağında bir tek pirinçbile bırakmamalıdır.

Kur`an`da Allah-u Teala, müsriflerin (Saçıp savuranların) şeytanın kardeşleri olduğunu beyan buyuruyor.

Akıllı, sağduyulu, vicdanlı, haysiyetli İslam kadınları ve kızları, tesettürün sadece başını örtmek olmadığını iyi bilirler ve giyim kuşam konusunda şeytana uymazlar.

Şeytanî tesettüre uyanlar, öncelikle kendilerine zulm etmiş olur.

Şeytanî tesettür Allah`ın rızasına, Resulullahın (Salât ve selam olsun ona) Sünnetine uygun değildir.

İslam`ı ve genel kültürü yeteri kadar bilen hiçbir kadın ve kız Feminist olmaz.

Dünyevî sistemlerin ve ideolojilerin bir kısmı, kadınlara seks köleliği hürriyeti(!) verir ama İslam vermez.

Henüz okumamış olanlar varsa, internetten indirsinler, Yakup Kadri`nin 'Çarşafa ve Peçeye Dair' başlıklı nefis yazısını okusunlar.

Sadece futbol konusunda günlük gazeteler çıkıyor da, niçin kadınlarla ilgili gazetelerimiz yok? Müslüman kesimin milyarlarca dolarla oynayan büyükleri böyle bir gazeteyi niçin çıkart(a)mıyorlar?

Niçin, islamî eğitim verecek mükemmel kız liseleri aç(a)mıyoruz?

Zengin ve okumuş Müslüman hanımlar niçin yurt ve dünya çapında hizmetler ve faaliyetler yapmıyor?

Sadece dinî hizmetleri kasd etmiyorum. Her türlü meşru, helal, hayırlı faaliyeti kasd ediyorum.

Bir milyon fakir, dar gelirli, sıkıntılı aileyi kapsayacak ve onları düze çıkartacak küçük ev atölyeleri açmak konusunda kadınlar arası bir teşkilat kurulamaz mı?

Okullarda, kız öğrencileri örtünmeye ve kapanmaya teşvik edecek bir kampanya başlatılamaz mı?

Ayağına bin liraya çorap, binlerce liraya elbise ve ayakkabı satın alan, lüks otellerde yüz liraya ikindi çayı içen, adam başına beş yüz liralık lüks ve statü yemekler yiyen Müslüman (veya Süslüman) hanımları duydukça gerçekten üzülüyor ve teessüf ediyorum.

Şu teşhisimi de sizlerle paylaşayım: Günümüzde, Müslüman kız öğrenciler, genelde erkek Müslüman öğrencileri geçmiştir. Çalışkanlıkta, azimde, iş bitirmekte, başarılı olmakta.

Onlar için ortak bir plan, program, proje hazırlanmalıdır.

Bütün Müslüman hanımlar İslam için, Türkiye için, İslam âlemi için, insanlık için, dünyanın selameti için, iyilik doğruluk güzellik için, en uygun ortak bir plan ve program dairesinde çalışmalıdır.