İş hayatında başarılı olmanın en önemli kriterlerinden biri olan entelektüel sermaye olan iş bilgisi ve işletme kültürü, işletme yönetim bilgisi olarak karşımıza çıkıyor. Geriye teknik bilgi ve kişisel gelişim kalıyor.

İşletmelerde üçsermaye vardır. 1. Maddi sermaye 2. Entelektüel sermaye 3. İtibar ( Referans ) sermayesi maddi sermaye de 1. Kurulum sermayesi 2. İşletme sermayesi 3. Risk sermayesi oluyor. Entelektüel sermaye olmadan bir işte başarı olmak bütün imkan ve olanlarla olsa da ne yazık ki yetersiz kalıyor.

Şöyle düşünün elinizde çok iyi bir otomobil var ama siz o aracı kullanmayı bilmiyor ve yolda trafik kuralarına uygun aracın durumu ve uyarı ışıkların, göstergelerini bilmiyorsanız yolun, hava şartlarını uygun hareket ederek aracı yönetecek harekette bulunmuyorsanız o araca sahip olmak size fayda yerini zarar verir. En azından durduk yerde değer kayıp eder.

Ü lkemizde genelde evlat babanın işini beğenmez. Baba iş kurar büyütür bilgi ve birikimi, sermaye ile birlikte işletme genelde babanın ölümü ile servet yok olur. Çünkü evlat baba işini beğenmez ve kendi yeni bir sektörde iş kurmak ister. Bu durumda diyelim ki babanın 15 yılık firması var. Oğul başka bir iş yapmaya kalkar ve bir işletme tam anlamıyla markalaşma olması için en az 5 yıl zaman harcar. Babanın bilgi ve iş kültürü yok olurken yeni iş yerin toparlanma zamanı olan 5 yılda boşa gider.

Toplumumuzda her ne kadar büyüyen çocuklar babaerkil olsa da aslında anaerkil bir toplum olduğumuz için dayıya daha yakın ve anne etkisinde daha fazla kalır. Özellikle aile şirketlerinde yöneten aslında gizli karar verici olan kadınlardır. Çünkü profesyonel yönetim anlayışından uzak mantık yerini duygu ile karar veririz.

Babanın kurduğu işi evlatlar devir aldığında işletme de elti savaşları başlar. Aslında her işletme de yönetici ve ortaklar da bir aylık alması gerekirken firmanın parasını kendi parası gibi harcar.

Prens gibi yetişen evlat, prenses olarak yetişen kızlar kuzenlerinden daha lüks yaşama eltilerin diğer eltiye nispet yapma düşüncesi ile harcamalar giderek artar ve eşlerine baskı yaparak bütün işi sen yapıyorsun onun için en büyük payı senin alman lazım sen olmasan o işletme batar derler ve eşlerini etki altına alarak işletmesinin altına dinamit yerleştirirler. Bazen de firmanın parasını çalmakla suçlamaya kadar gider ve sonunda dinamit patlar.

Bir diğer tehlike de farklı sektör de yatırım fırsatlarına atılmak ve çok daha fazla Kazanmak için açgözle bilmediği alanda yatırım yapmaktır. Her zaman uyarı yapıyorum trend yatırımlar ve işler peşinde koşmak yerine sektöründe ki yatırımları değerlendirin.

Baba lokantacıysa evlat da lokanta işine devam etsin, franchise versin işi büyütmeye odaklansın sakin et bana bu kadara mal oluyor maliyeti azaltayım diye hayvancılık işine bulaşmasın. Nitekim farklı sektör de sektörel ve işletme bilgisi yönetim kabiliyeti farklıdır. Risk almak yeni. Macera peşinde koşarak eyval demeyin. İşini be işletmeyi büyütün o be deyin. !.