1-LALE BİZDEN GİTTİ 


Lale, Avrupa’da bir dönem büyük bir tutku haline geldi. Ancak bu güzel çiçek, aslında Osmanlı’dan Avrupa’ya götürülmüştü. Osmanlı’da lale yetiştiriciliği ve lale kültürü çok gelişmişti. Beyaz laleye “Dülbent lale” denirdi. Fransızlar ise laleye “Tulipe” adını verdiler.

6176330E45D2A0A1041Bb0D7


2-SİLİVRİ’DE ELMAS VAR 


Sultan II. Mahmud, Gelibolu’ya yaptığı bir seyahatten dönerken Silivri’de fırtınaya yakalandı. Gemisinin arkasında saltanat kayığı vardı. Fırtına sırasında kayık alabora oldu ve içindeki eşyalar denize döküldü. Bunlardan biri de padişahın sapı elmaslarla süslü şemsiyesiydi. Bu şemsiye, Silivri’nin deniz dibindeki bir hazinesi oldu.


3-ÇANDA OSMANLI TUĞRASI 

6176330E45D2A0A1041Bb0D1
Sumatra adasında, en büyük kilise için bir çan yapılması kararlaştırıldı. Çan yapımında kullanılan malzeme ise adadaki bir Osmanlı topuydu. Bu top, 16. yüzyılda Sumatra Müslümanlarına yardım için İstanbul’dan gönderilen Türk döküm ustaları tarafından yapılmıştı. Topun üzerinde II. Selim’in tuğrası ve “Bu ada Müslümanlarının Türkiye’ye tabiiyeti alameti olarak bu padişahın tuğrası konmuştur” yazısı vardı.


4-SURLARDA KÖŞK VARDI 

6176330E45D2A0A1041Bb0D3


İstanbul surlarında, günümüze ulaşmayan bir köşk bulunuyordu. Bu köşk, Sinan Paşa Köşkü olarak biliniyordu. Diğer adı ise İncili Köşk’tü. Köşkün duvarlarında, incilerle işlenmiş nakışlar vardı. Köşk, 19. yüzyılda yıkıldı.


5-SÜNNETTE FİNCAN HEDİYESİ 

6176330E45D2A0A1041Bb0D5
Enderun tarihçisi Ata Bey, çocukken sünnet olacağı zaman babası onu büyüklerin ellerini öpmesi için ziyaretlere götürmüştü. Sadrazam Hüsrev Mehmet Paşa da ona bir fincan hediye etmişti. Çocuk, fincanı beğenmeyip sandığın bir köşesine atmıştı. Yıllar sonra maddi sıkıntıya düşen Ata Bey, fincanı satmak istedi. Fincanın Ming hanedanından kalma bir Çin porseleni olduğunu ve zarfının da Memluk sultanları devrine ait bir sanat eseri olduğunu öğrendi. Fincanı satarak borçlarını ödedi ve rahat bir hayat sürdü. 


6-‘İNTİHAR EDEN’ SADRAZAM 


Kanuni döneminde yaşayan Hüsrev Paşa, çok hassas bir yapıya sahipti. Bir gün divanda Sadrazam Süleyman Paşa ile şiddetli bir tartışma yaşadı. Bu yüzden azledilen Hüsrev Paşa, büyük bir üzüntüye kapıldı. Yemeden içmeden kesilen paşa, açlık grevine başladı. Sonunda da hayatını kaybetti. Böylece ‘intihar eden’ ilk ve tek sadrazam oldu. 


7-AFOROZ EDİLEN YILDIZ 

S 441Ed90Ff092583765E21C1B955D5639Fc5316D9
Fatih Sultan Mehmed tahta çıktığı zaman bir kuyruklu yıldız görüldü. Bu yıldız, Halley Kuyruklu Yıldızı’ydı. Papa, bu yıldızı “Türk ve Müslüman dostu zındık yıldız” diye aforoz etti. Ancak bu aforoz, yıldızın güzelliğini ve bilimsel önemini değiştirmedi. 


8-KIZ KULESİ HAPİSHANESİ 


İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Kız Kulesi, tarihte bir defa hapishane olarak kullanıldı. Burada, 18. yüzyılın ünlü vezirlerinden Hekimoğlu Ali Paşa tutuklandı ve sonra sürgüne gönderildi. Paşa, Kız Kulesi’nde kaldığı süre boyunca çok sıkıldı ve buradan kurtulmak için dua etti. 


9-YİNE HEKİMOĞLU ALİ PAŞA 

Unnamed


Paşanın başına gelenler bunlarla bitmedi. Kütahya valisi iken öldü ve orada defnedildi. Ali Paşa, İstanbul’da kendi adıyla bilinen büyük bir cami yaptırmıştı ve ölürken caminin yanındaki türbesine gömülmesini vasiyet etmişti. Buna izin verildi; Kütahya’daki kabrinden çıkarılan naaş Üsküdar’a getirildi. Fakat halk, bu vezire büyük bir saygı duyduğu için, bir karışıklığa sebep olabilecek şekilde gösteri yapmaya hazırlandı. Bu yüzden, tabut Üsküdar’dan İstanbul’a gece yarısı geçirildi ve sessizce türbesine defnedildi. Bu türbe, bugün hala Kocamustafapaşa’daki Hekimoğlu Ali Paşa Camii’nde bulunur. 

Kaynak: HABER MERKEZİ