İttifak Gazetesi Sözlü Tarih Necdet Erken yazı dizimizin üçüncü bölümünde cennetmekânın Çırçır Spor`a hizmetlerini mahdumu Erhan Erken ile teşrih masasına yatırıyoruz.

İbrahim Ethem Gören: Erhan Bey, bildiğim kadarıyla bir dönem top koşturduğu kulüpte başkanlık da yapmış; Necdet Bey`in Çırçır Spor Kulübü`nün hamiliğini üstlendiği dönemlerde kaçyaşlarınızı sürüyordunuz ve dahi bu alakadan sizin nasibinize neler düşüyordu?

Erhan Erken: Babam her dönem Çırçır Kulübü ile ilgilenmiştir. Ben küçükken (tahminen ilkokul çağlarımda) bu kulübün başkanlık görevini de yürütmüştü. Babamın kulüp başkanlığı dönemi benim için çok verimli bir dönemdi. Babam her ne zaman Çırçır futbol takımı için bir malzeme siparişi verecek olsa onların küçük boylarından bana da yaptırırdı. Ben de bu vesile ile farklı farklı spor malzemeleri kullanırdım.

`height=

Necdet Erken in futbol lisansı

İbrahim Ethem Gören: Necdet Erken`in kulüp başkanlığını Erken Kardeşler` nezdinde nasıl karşılık buluyordu?

Erhan Erken: Hatırladığım kadarıyla kulüp başkanlığı dönemi babamın ağabeyleri tarafından hiçiyi karşılanmıyordu. Çünkü amatör kümede bir takımın başkanlığı haddinden fazla maddi ve manevi yük getiriyordu. Bununla birlikte babamın Çırçır`daki dostları, arkadaşları ve mahalle ağabeyleri babamın bu işleri yüklenmesi için teşvik ederdi. 

İbrahim Ethem Gören: Kimler mesela?

Erhan Erken: Hatırlarım yine babamın kadim dostu olan Dr. Osman Nuri Sükas amca da bu kişilerden biri idi. 'Necdet oğlum bu kulüp bizim, ilgilenmeliyiz`' diye sürekli telkinde bulunurdu. Fakat başka bir taraftan da büyük amcamlar babamın bu işlerin içine daha fazla girmesinden hiçhoşnut değillerdi. 'Necdet, tamam, bir dönem yaptın, artık bırak biraz da başkaları ilgilensin, ayarlı dur' derlerdi. Sonunda amcamların ısrarlarına daha fazla dayanamayan babam semtten gelen karşı baskıya rağmen belli bir dönem sonra bu görevden affını istedi. Gerçi görevi bıraktıktan sonra da kulüp ile ilişkisini devam ettirmiş mahalleli kadim dostlarıyla birlikte Çırçır Spor Kulübü için daima gayret göstermiştir.

İbrahim Ethem Gören: Çırçır`ın mahalle kültürünü de konuşalım; Çırçır, Necdet erken için hangi mânâları hâviydi?

Erhan Erken:  O dönemin insanlarına baktığımızda mahalle kültürü yani semtin ortak değerlerine olan gönülden bağlılık, okul, mescit, spor kulübü vs. gibi yerlerin sürekli bakılıp gözetilmesi özellikle köklü semtlerde çok yaygındır. Çırçır ile ilgili daha önce yazdığım uzunca bir yazıda da belirtmiştim. Ben bu hali Anadolu`dan İstanbul`a göçetmiş kişilerin İstanbul`da kurdukları kendi köy dernekleri ile olan ilişkisine benzetirim. Babamın kendini ait hissettiği bir köyü, bir memleketi yoktu. Manisa`dan da çok küçük yaşta ayrıldığından orası ile ilgisi bu tarz bir yakınlığı bize aksettirdiği kadar bulunmamaktaydı. Rumeli`deki geçmiş dönemler ise Rahmetli babasında duyduğu kırıntı kabilinden bilgilerdi. Onun için Çırçır`ın babamın gözünde önemi çok büyüktü. Onun bir nevi memleketi veya köyü gibiydi.

`height=

Çırçır Spor futbolcuları Vefa Stadı nda. Arkada Mihrimah Sultan Camii minaresi. Sağdan ikinci Necdet Erken

İbrahim Ethem Gören: Babanızın forma giydiği tekâüt maçlarını ne kadar hatırlıyorsunuz?

Erhan Erken:  Ben çok küçükken pazar günleri rahmetli babam bir yolunu bulur ve bizleri 'pazar gezmesine götürüyorum' diye Çırçır`ın maçlarının olduğu semtlere götürürdü. Hem bizleri gezdirir hem de takımı ile birlikte olurdu. Bazen de o zamanki deyimi ile takımın tekâüt maçlarında forma giyer ve sahaya çıkıp oynardı. (Şimdi bu tekâüt kelimesi yerine veteran kavramı kullanılıyor.)

İbrahim Ethem Gören:  Necdet Erken`in futbola olan merakı sonraki yıllarda ne şekilde devam etti?

Erhan Erken:  Rahmetli babam her dönem futbol ile içiçe olmuş bir kişiydi. Kendi deyimiyle hasta bir Beşiktaşlıydı. Futbol ana merkezde olmasına rağmen Beşiktaş`ın tüm maçlarını takip ederdi. Tabii Çırçır`ı da hiçkaçırmazdı. Son zamanlarda bizim Osman (Erken) babama lig tv aboneliği yaptırmıştı. Ondan dolayı çok mutlu olmuştu. 

İbrahim Ethem Gören:  Necdet Erken`in Beşiktaş taraftarlığını da teşrih masasına yatıralım;

Erhan Erken:  Babam Beşiktaş`ın tüm takımlarının maçlarının sonuçlarının hep galibiyetle bitmesini arzu ederdi. Herhangi bir tanesi yenildiğinde ciddi ciddi üzülürdü. Bu taraftarlığı bize ve benim oğlanlara da bir şekilde aşılamıştır. Ortaokul ve lise dönemlerinde özellikle hafta ortalarında ve kupa maçlarında babamla birlikte çokça maça gittiğimizi hatırlarım. Hatta altı yedi yaşlarımda iken ortak dostları kanalıyla tanıştığı Spaiç`in antrenörlüğü döneminde babamla beraberce Şeref Stadı`na, Beşiktaş antrenmanına gittiğimizi hatırlarım. Benim orada futbolcularla filmimi çekmişti. Ben de onları daha sonra Facebook`daki videolarım arasına koymuştum. 

İbrahim Ethem Gören:  Sizde de bir miktar Beşiktaş sevdası var gibi;

Erhan Erken:  Bir zamanlar ben de Beşiktaş`ı bayağı takip ederdim. Zamanla kendimi biraz bu alanda köreltmeye çalıştım. Fakat şimdi bile kenardan, yan gözle yine takip ediyorum. Fakat eski hastalığımı` kısmen tedavi etmiş sayılabilirim. 

İbrahim Ethem Gören:  Necdet Erken`in ilişki ağında eski futbolculuk dönemindeki dostluklarının yerini de konuşalım dilerseniz.

Erhan Erken:  Rahmetli babamın İstanbul`un neredeyse her tarafında eski futbolculuk döneminden arkadaşları çıkardı. Sanırım o zaman İstanbul daha küçük olduğunda beraber spor yapan kişiler birbirlerinin daha çok biliyorlardı. Bir de yine tahminim o ki diğer spor dallarına göre futbol, babamların döneminde diğer spor dallarına göre çok daha önde idi. Sporda çeşitlilik sanki daha sonraki dönemlerde daha fazlalaştı. 

İbrahim Ethem Gören:  Onun nezdinde Beşiktaş nasıl bir kulüptü?

Erhan Erken:Tek kelimeyle çok önemliydi. Ben de eskiden takım tutmaya çok önem verirdim. Kendim de oynamayı çok severdim. Fakat daha sonra kendi kendime ya hu bu takımların içinde oynayan futbolcular her daim değişiyor. Bazen de bu takımların yarısı yabancı oyunculardan oluşuyor. Ü stelik yakından tanıdığımızda futbolcuların çoğunun taraftar kadar o takıma aidiyeti yok. Ben niye kendimi bu kadar harap ediyorum` diye sormaya başladım. Geldiğim bu nokta bendeki hastalığın tedavisinde bayağı yararlı oldu. Bu sorularımı babamın yanında da sorardım. O da Beşiktaş istediği gibi oynamayınca 'ruhsuz bunlar, biz oynarken böyle miydik?' diye anlatmaya başlardı. Fakat ne söylersek söyleyelim babam Beşiktaş`ı severdi. Bazen çok kritik maçları seyretmeye heyecanı dayanmaz ve ruh hali bozulurdu. O zaman 'bırak babacığım şunları' diye telkinde bulunurduk;

İbrahim Ethem Gören:  Necdet Erken ticaret hayatına nasıl atılmış? Neler yapmışlar, hangi işleri tutmuşlar? Geçimleri nasıl olmuş? Necdet Erken kuyumculuğa nasıl adım atıyor?

Erhan Erken:  Babam, babasının vefâtına kadar Osman dedemin çay ocağında ona yardıma gidermiş. Babasının vefâtından sonra ehliyet çağı geliyor ve ehliyet alıyor. Bir dönem taksicilik yaptığından bahsederdi. Daha sonra Kıztaşı`nda bakkallık yapmış. Evlenmesine yakın da ağabeylerinin teşviki ile kuyumculuk yapmaya karar vermiş. Necati amcamın Kapalıçarşı Terzibaşı Aralık Sokak`taki köşe dükkânını ondan kiralayarak işe başlamış. O sıralarda da annemle evlenmişler. 

`height=

`height=

Nuran-Necdet Erken (üstteki  resim) /    Nuran-Necdet Erken izdivaç hatırası

İbrahim Ethem Gören: Yıl?

Erhan Erken:  Yıl 1960. Yani Necdet Baba 30 yaşlarında kuyumculuğa başlıyor. 1977 yılına kadar Kapalıçarşı`da aynı dükkanda kuyumculuğa devam etti. O tarihlerde Necati amcamın oğlu Rahmetli Osman ağabeyim askerliğini bitirip gelince amcam ona iş kurmayı düşündüğünden babam kendine yeni bir yer bulma arayışına girişti. O dönem Kapalıçarşı dışında, ilçelerdeki işlek caddelerde kuyumcu dükkânları açılmaya başlamıştı. Fatih`te hatırlarım, Fevzipaşa Caddesi`nde ilk defa Senem adlı bir kuyumcu dükkânı açılmıştı. Sanırım sonrasında bir tane daha açıldı. Babam da böylelikle dükkân arayışına girdi ve Yavuz Selim`de o zaman Emniyet Amirliği binasının tam karşısında, otobüs durağına yakın bir yerde bir dükkan satın aldı. O dükkânı biraz düzenleyip rahmetli kız kardeşimin adını vererek ESRA Kuyumculuk adıyla açtı. 

İbrahim Ethem Gören: Bu keyfiyetin evinize yansıması nasıl oldu?

Erhan Erken:  Bizler de eve yakın bir yerde dükkân açılmasından çok mutlu olmuştuk. Okul dışındaki zamanlarda ben de oraya uğramaya çalışıyordum. Gerçi babam okumama mani olacak diye dükkâna gelmemi pek istemezdi ama yine de arada bir giderdim. 

İbrahim Ethem Gören: Babanızın sizin hangi mesleği icra etmenizde gönlü vardı?

Erhan Erken:  O benim doktor olmamı isterdi. Sadece o değil, diğer amcamlar da benzer telkinlerde bulunurlardı. Esasında ben de lise sonlarına kadar böyle bir hedefe yöneliktim. Son senelerde fikirlerim değişti ve başka alanlara yöneldim. Tabii rahmetli babacığım bu halden hiçde hoşnut olmamıştı.

İbrahim Ethem Gören: Validenizle nasıl tanışmışlar? 

Erhan Erken:  Babamın bir büyüğü olan Necati amcam ile annemin bir büyüğü olan Kamuran teyzem 1954 yılında evlenmişler. Karaca ailesi ile Erken ailesi ilk temaslarını o zaman kurmuşlar. Daha sonra babamın da evlenme niyeti olunca annemi de babama istemişler. Tamamen görücü usulü ve ailelerin tasvibi sonrasında oluşan bir evlilik.

İbrahim Ethem Gören: Ne güzel; Doğup büyüdüğünüz, çocukluk hatıralarınızın geçtiği evi tarif eder misiniz?

Erhan Erken:  Babam ile annem evliliklerinin ilk yıllarında Balipaşa Camii`ne yakın bir evde oturmuşlar. Kısa bir süre sonra şu an oturduğumuz evin giriş katına geliyorlar. Ben orada dünyaya gelmişim.  O sıralarda dedemin Nişanca`daki ahşap evinin yerine bir apartman yapmayı planlıyorlar. Rahmetli Salih dedem, babam ve büyük teyzemin beyi, rahmetli Ahmet enişte beraberce oraya ev yapıyorlar. Rahmetli dedem evin inşaatını yapıyor. Arsa ve işçilik dedemden; diğer katlar için babam ile eniştemin katkısıyla Birlik Apartmanı ortaya çıkıyor. 

`height=

Fatih Birlik Apartmanı

İbrahim Ethem Gören: Birlik Apartmanı`nı da konuşalım;

Erhan Erken:  Biz önce giriş katta otururduk. Babam daha sonra 1973-74 yılları gibi evin üzerine bir kat attı ve biz oraya taşındık. Ben evlenince yine giriş kata geçtim ve 1994 yılına kadar orada oturduk. Sonrasında babamlar giriş kata geçti, bu sefer kız kardeşim babamların yerine üst kata taşındı. O evde akrabalar arasında bir kaynaşma sürdü gitti. Kız kardeşimin vefâtı sonrası o evi kapattık ve annemi bize aldık. 

İbrahim Ethem Gören: Rahmetler olsun Esra hanıma; Yeri gelmişken merhumeyi biraz daha yakından tanımak isteriz;

Erhan Erken:  Benim bir tane kız kardeşim vardı. Benden 6 yaş küçüktü. Güzel bir hukukumuz vardı. Esra, çok akıllı ve çalışkan bir kızdı. Gençkızlığa adımını atınca tesettüre girdi. Ortaokulu o şekilde okudu. Fakat okulunda özgürlüklerden nasibinin almamış birkaçhoca onu çok fazla rahatsız ettiler. Bu durum canını sıkıyordu. Hatta bir kere ben bile okula giderek niye böyle yapıyorsunuz?` diye konuşmuştum. Esra bu minval üzere ortaokulu bitirince tahsil hayatına devam etmeme kararı aldı ve evin yakınındaki Kumrulu Kur`an Kursu`na devam etti. Orada 4 sene okuyup hocalık hakkını aldı. Bir dönem kursta hocalık da yaptı. Sonrasında evlenip çoluk çocuğa karıştı. Serbest alanda okumalara katıldı, kendini her daim yetiştirmeye gayret etti. Hatta çocukları biraz büyüyünce dışarıdan önce liseyi bitirdi, sonrasında da iki yıllık ilahiyat mezunu oldu. Ortaokuldaki o örümcek kafalı hocaları olmasaydı Esracığım inanıyorum ki örgün eğitimde de çok başarılı olurdu. Gerçi kısmet böyleymiş o da İslami ilimlerde gelişti ve insanlara faydalı oldu. 2015 yılında henüz 48 yaşında iken kanser teşhisi kondu. Çeşitli ameliyatlar oldu. Kemoterapi aldı. Dört yıl sıkıntılı bir dönemi geçirdi ve 2019 yılının ağustos ayında Hakkın rahmetine kavuştu.

İbrahim Ethem Gören: Rabbim cennetinde buluştursun sizleri. Â min. Necdet Erken`in kerimeleri Esra hanımla teşrik-i mesaileri nasıldı?

Erhan Erken:  Rahmetli Babam Esra`yı bir başka severdi. Ona pamuk kızım derdi. Onun üzülmesine hiçdayanamazdı. Hastalığı süreci de babama çok ağır gelmişti. Allah kimseyi sevdikleriyle, hele hele evladıyla imtihan etmesin.

İbrahim Ethem Gören:  Â min

YARIN: KAPALIÇARŞI`DA VERESİYE ALTIN VEREN GÖNLÜ ZENGİN BİR ESNAF;