Astrologlar 2020 yılının değişim yılı olduğunu söylemişlerdi. Kimimiz bu varsayımı kişisel algılarken öte yandan tüm dünya değişmeye başladı.

Covid dalgasıyla başlayan değişime şahsi değişimlerimizde eklenince döner salıncakta gibi hissettik kendimizi.

Ben şahsen o haldeyim. Hem şahsi dünyam hem de genelin değişimine yol açan pandemi süreci. Gidemedik, gelemedik, sosyal mesafe, maske, ölü sayısı diri sayısı derken hafif kanıksamaya da başladık sanki bunu;

Asıl önemlisi kendi değişimimiz aslında. Biz ne kadar ve nasıl değiştik; Çoğumuzun hayatında köklü değişimler yaşandı ve sarsıntıları halen devam ediyor belki de. Bu süreçlerin sonunda önemli olansa arkaya bir daha dönüp bakmadan ilerleyebilmek. Hayat bizim fakat aldığımız nefes bize ait değil, dolayısıyla zamanı iyi değerlendirmek zorundayız.

Nitelikli insanlarla, nitelikli zamanlar geçirmeye çalışmamız gerek;

Hayat Bayram olsa;

Hayatın bayram olması için mutluluk denen şeyle ciddi anlamda muhatap olmamız lazım; Olmamız lazım ki onu hatırlayabilelim. Alıştıra alıştıra gelsin mesela; Aniden gelirse yaşayacağımız şokla onu geri tepebiliriz, rüyada olduğumuzu sanıp uyanmak isteyebiliriz ve bu da davranış bozukluklarına yol açar.

Aslında bu hafta Nuri Bilge Ceylan sinemasından bir şeyler yazmak istiyordum. Ü lkemizde sanatın ne olduğunu idrak edebilmiş ve kendini, kendine özgü bir dille ifade etmekten çekinmeyen nadir insanlardan biri Nuri Bilge. Bu kısacık dipnottan sonra hepimiz birer Nuri Bilge Ceylan filmi izleyelim ve önümüzdeki hafta onun filmlerinden birini konuşalım;


Bayramınız mesafeli, maskeli ve dikkatli geçsin lütfen.