`height=

'Dost, kara günde belli olur' diye bir atasözümüz vardır. Evet kısmen doğrudur. İnsanlar kara günlerinde, kötü günlerinde, üzüntülü, mutsuz, başlarına kötü bir durum geldiğinde yanlarında dostlarını görmekten mutluluk duyabilirler. 

Fakat başka bir söz daha vardır. Gerçek dostlar, başarılı olduğunuzda başarınızı sizinle paylaşan insanlardır. Kara gününüzde siz zaten acziyet içinde, yardıma muhtaçbir durumda, üzgün olursunuz. O gün sizin yanınızda olanlar kısmen de vicdanlarını rahatlatmak için oradadır. İçten içe sizin düştüğünüz durumdan dolayı gizli bir sevinçduyan bile bulunabilir. 

Kelimelerle ilgili Damla Ömür Tantekin`in Linkedin sosyal medya hesabında harika bir yazısı yayınlandı. O yazıda D.Ö. Tantekin derki 'Almancada 'schadenfreude' diye bir kelime var. Bir başkasının başına gelen talihsizlik karşısında hissettiğimiz gizli zevki ifade ediyor. Tam olarak, başkasının acısını seyretmekten zevk almak değil de, kendi başımıza gelmeyen talihsizlikleri görmenin verdiği o 'tatlı' zevk denebilir.' Bu olay bizim toplumumuzda yaşanmaktadır. Doğrudan bir kelimeyle ifade edilmese de duygu olarak yaşanmaktadır.

Asıl konumuza devam edelim.

Arkadaşlıkta, dostlukta asıl zor olan, siz başarılı olduğunuzda, yeni bir işi, konuyu, maratonu tamamladığınızda yanınızda olmaktır. Gözlerinizin içindeki sevincin arkadaşlarınız tarafından, yakınlarınız tarafından görülmesidir. Sizin mutluluğunuzun doyasıya paylaşılmasıdır. Sizin başarınızla amasız, fakatsız, araya başka düşünceler katılmadan gurur duyulmasıdır. 

Okulu birincilikle bitirdiğinizde,  zor bir yarışmada birinci olduğunuzda, öykünüz ulusal bir dergide yayınlandığında, kitabınız çıktığında,  şehrin en iyi okulunda öğretmenliğe başladığınızda, bir spor müsabakasında birincilik kürsüsüne çıktığınızda ya da iyi bir şirkette işi kaptığınızda, yeni araba, yeni ev  aldığınızda ve benzer olumlu durumlar yaşadığınızda yanınızda kimler bulunuyor? Gerçekten kimler sizin başarınızla gurur duyuyor?

İşte böyle anlarda gerçek arkadaşlar, sizin mutluluğunuzla mutlu olurlar. Gerçek arkadaşlar, sözde arkadaşlar gibi yapmacık bir gülümsemeyle  'tebrik ederim' demezler. Gerçek bir dost, bütün samimiyetiyle boynunuza sarılır, sizi kucaklar  ve gözlerinin içindeki kocaman gülümsemeyle başarınıza ne kadar sevindiğini bir kez daha anlatırlar. Sevinçgözyaşlarınıza eşlik ederler.

Kıskançlık, küçümseme, hafife alma, ilgisiz kalma gibi olumsuz duygular karışmadan saf bir duyguyla sizi tebrik edebiliyor mu dostlarınız? İşte bütün mesele burada gizli.

Gerçek dostlar, hem kara gününüzde hem de başarılı olduğunuzda sizin yanınızda olanlardır. Aradığınızda 'neden, niçin, ne zaman, uzak mı, yakın mı' demeden 'hemen geliyorum' diyenlerdir. 

Longston`un harika bir sözü vardır: 'Sana ihtiyacım var' dediğiniz kişi 'niçin' diyorsa gelmez, 'ne zaman' diyorsa gönülsüz gelir, 'neredesin' diyorsa mutlaka gelir.

Dostun daha da hakikisi, siz onu aramadan o sizi arar. İhtiyaçdurumunda aradığınız zaman gelmesi de kıymetlidir elbette. Ama daha kıymetlisi aranmadan yanınızda olandır. 

Dostluk konusunda çok paylaşılan bir söz vardır: Ü ççeşit dost vardır: 

  • Gıda gibidir her gün onu ararsın  
  • İlaçgibidir, bazen ihtiyaçduyduğunda arasın  
  • Hastalık gibidir o seni bulur.

`height=

Gerçek dostlar hiçbir zaman sizin üzerinizde bir yük oluşturmazlar. Onları memnun etmekle uğraşmasınız. Sizin yükünüzü hafifletirler bilakis. Yine gerçek dostlarınız empati yapar ve size saygı duyarlar. Gerçek dostlarınıza rahatlıkla 'hayır' diyebilirsiniz. Bunu anlayışla karşılarlar. Sizi başkası olmaya zorlamazlar. Kendileri gibi olmaya da zorlamazlar. Sizi siz olduğunuz için severler. Gerçek dostlarınızın yanında rol yapmazsınız. Olduğunuz gibi davranırsınız.

Böyle dostlarınız varsa kıymetini bilin derim.